Baharın ilk ayında, Mart 2024’te çıkan kitapları sizler için derledik. Türkçe edebiyat ağırlık olarak öykü türünden oluşuyor. Aynı zamanda polisiye roman ve şiir türünde de yapıtlar bu aya damgasını vurdu. Çeviri eserlerimizde ise bilimkurgu ve fantastik edebiyatın meraklılarıyla buluştuğunu söyleyebiliriz. Ödül alan kitapların ise sıkı okurların ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.
Franz K. Âşıkları
Masumlar adlı kitabıyla 2011 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü, Taş ve Gölge ile Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanan, 2021 yılında PEN International Başkanlığı’na seçilen Burhan Sönmez gerilim ve aşk romanıyla okuyucularıyla buluşuyor.
Ferdy Kaplan, Nazi taraftarı olan Alman annesi ile Türk babasının İkinci Dünya Savaşı sırasında Berlin’de ölmelerinin ardından, çocuk yaşında İstanbul’a, dedesiyle ninesinin yanına gönderilir. 1968’de her yer gençlik ayaklanmalarıyla sarsılmaya başladığında öğrenci dergilerinde hararetli tartışmalar yaşanmaktadır.
Eski Nazi suçlularını cezalandıran gizli bir direniş grubundaki gençler, ölmüş yazarları da savunmanın ve onların intikamını almanın değerine inanmaktadır. Kadim çağlar, gelenekler, ihanetler… Franz K. Âşıkları, Burhan Sönmez’in kaleminden, Avrupa’nın Doğu ve Batı olarak ikiye bölündüğü Soğuk Savaş zamanında, Paris-İstanbul-Batı Berlin haritasında geçen bir edebi gerilim ve aşk romanı.
Yazar: | Burhan Sönmez |
Tür: | Roman – Gerilim |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 107 |
Şimdi Dönecek Dünya
Deliliğe Zarif Bir Giriş kitabıyla 33. Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanan, aynı zamanda belgesel yapımcısı ve yönetmeni Burçe Bahadır, yeni öykü kitabıyla okuyucularıyla buluşuyor.
Burçe Bahadır, Şimdi Dönecek Dünya’da kahramanlarını yeri geliyor ışıltılı mağazalarla dolu süslü caddelerden, yeri geliyor telaşla akşam pazarına koşturulan yoksul mahallelerden seçiyor. Bu insanlar bazen kendinin ve etrafının yeni yeni farkına varmaya başlayan bir çocuk oluyor, bazen tüm engellere rağmen var olmaya çalışan genç bir kadın, bazen de her şeyin sonuna geldiğiyle yüzleşmemek için hayata bin bir takla attıranlar…
Tabii, bir şeyi de her satırında hissettiriyor: Geçmişin geçip gitmediğini, şimdinin tamamen yeni ve taze bir soluktan ibaret olmadığını…
Yazar: | Burçe Bahadır |
Tür: | Öykü |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 120 |
Şu An Saat Kaç?
Halil Yörükoğlu, Şu An Saat Kaç?’ta, göçmenlerin nedense hep esmer olduğu, Rocky Balboa’nın yaşadığı rivayet edilen o meşhur ülkeye, Amerika’ya göç edenlerin, daha iyi bir hayat kurma umuduyla buradan gidenlerin acı-tatlı hikâyelerini anlatıyor…
Beyaz yakalılar, mavi yakalılar, her işi yaparımcılar, oturma izni kovalayanlar, vatandaşlık alanlar, alamayanlar, arafta kalanlar, ne yapacağını bilemeyenler, içindeki özlemi dindiremeyenler, kendini hiçbir yere ait hissetmeyenler; aslında bu öyküler hepimizin öyküleri.
Yazar: | Halil Yörükoğlu |
Tür: | Öykü |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 111 |
Dervişin Kulağı
Doğukan İşler’den tüm kalem yontanlara, yonttuktan sonra kalemlerini tutup öpenlere ve yazmasa deli olacaklara ithaf edilmiş yeni bir öykü toplamı: Dervişin Kulağı.
Çocuklar, kediler, dervişler, mezarından kalkıp gelenler, uçarken yağmura yakalananlar… İşler, düşlemini ustaca kâğıda dökmeye devam ediyor Dervişin Kulağı’nda. Rüyalardan, hayallerden, kendi yazı evreninden; fantezi ve gerçekliğin katışıp ayrıştığı bir âlemden sesleniyor okura. Kanın doğru damarlarda aktığı, sulayacağı yeri kimselere danışmadan bulduğu; inleyen, sayıklayan, görünür görünmez hikâyeler anlatıyor.
Yazar: | Doğukan İşler |
Tür: | Öykü |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 80 |
Her Şey Dans Ediyor
Dergicilik ve reklam yazarlığı deneyimlerinin ardından bir süre radyo programcısı olarak çalışan, sonrasında serbest çevirmenlik yapan Sona Ertekin ikinci kitabıyla sevenleriyle buluşuyor.
Sona Ertekin’in gerçek dünyada fantastik adımlar atarak kurduğu Her Şey Dans Ediyor, zaman gemisinde piknik tüpü üzerinde demlenen çayı, hipnotik pavyon dansını, modern zaman cadılarını, hatta Osman Hamdi Bey ve Led Zeppelin’i bir araya getiriyor.
Zaman gemisi kaptanı Kerim, önceki yaşamında hayatının aşkını bulmuştur. Suzan’la 70’lerde yakaladıkları şey öyle değerlidir ki “ölümden sonra yaşam varsa” yine beraber olabilmek için ant içmişlerdir. Kerim farklı bir zamanda yeniden doğduğunda artık tek amacı Suzan’ı bulmaktır. Ne yapıp edip 2015 yılındaki Türkiye’ye ulaştığında bilgisayarı Kâhin’in hesaplamalarına göre karşısında Suzan olabilecek iki kadın bulur: Kendini “harbi feminist” diye tanımlayan pavyon çalışanı Ankaralı Ebru ve Kadıköy’de direk dansı stüdyosu işleten, gücünü Hekate’den alan cadı klanının lideri Ayza.
Yazar: | Sona Ertekin |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 328 |
Günlük Kokusu
Dopdolu bir ömrü şenlendiren gerçek bir sevda, o sevdaya selam duran derin bir yas… Bilge Bener Bölükbaşı, bağ kurmak üzerine incelikli bir monolog sunan Günlük Kokusu’nda, ilk günden son güne, merhaba’dan hoşça kal’a uzanan o tanıdık ama biricik hikâyeyi, kahramanının ruhundan-belleğinden yansıyanlarla tekrar kurguluyor: Çift katmanlı anlatı, bir yandan ilişkilerin temelindeki çatışmalara-uzlaşmalara odaklanırken, bir yandan da 60’lardan 90’lara, toplumumuza ışık tutan değerlere ve kemikleşmiş yargılara bakıyor. Bener ailesinin değerli külliyatının önemli bir parçası daha günışığına çıkıyor…
Yazar: | Bilge Bener Bölükbaşı |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 176 |
Buralar Bıraktığın Gibi
Belgesel ve kısa film yönetmeni Murat Uğurlu ikinci öykü kitabıyla okucularının karşısına çıkıyor.
Melih uyan, geldik…” diyor annem. Başımı kaldırıp camdan dışarıya bakıyorum. Palmiyelerin devasa yaprakları otoparkın üzerine dökülmüş. Az ileride –hemen solda– portakal ve şeftali bahçelerine giden patika görünüyor. Derken rüzgârın taşıdığı deniz kokusu geliyor burnuma. Tuz ve hayal. Hafiflik ve telaşsızlık. Tek katlı, memur işi barakaların arasından tıpkı eski ve güzel bir hatıranın içinden geçer gibi yürüyüp geçiyoruz. Böyle hissetmem sebepsiz değil elbet. Çünkü ilk defa burada âşık oldum ben. Ömrümde ilk kez sahici bir güzelliği keşfedip ona dokunamamanın acısını burada yaşadım. Ah Emekli Sandığı Tatil Kampı… Dile gelsen de anlatsan çocukluğumu, gençliğimi… Hoş bulduk! Bir satranç kulübündeki genç adam, tatil kampında, “o yaz” ansızın büyüyen bir memur çocuğu, birlikte olmaması gereken iki insan veya belgesel sevdalısı bir kafes ustası… Hiçbiri de hiçbir yere ait değil. Hepsi de biraz sonra henüz söylenmemişleri söyleyecek gibi. Dışlanmışlık, tedirginlik, hayal kırıklığı… Murat Uğurlu, farklı sebeplerle aynı yalnızlığı yaşayanların öyküleriyle hepimizin bildiği hisleri sade ama keskin bir tarzla anlatıyor.
Yazar: | Murat Uğurlu |
Tür: | Öykü |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 176 |
Dünya Burada Bitsin
eğilip içtiğim su bana ne verdi
kılıçlar ve mahrem bilgisi
kınımda eğleşir hidrojen
keskin göze oturur sebatlı geyik
linki burada tıklayın açılsın
benim evcil kitabımda her şey çok komik
kitabım kalındır ve nabzı puldan
kitabım gerilmiş azarlı bir yaydan
dağ kazansın
ben bu oku atamam
Yazar: | Emel Kaya |
Tür: | Şiir |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 64 |
Hepimizin Yarasında
1990’da yayımlanan ilk kitabı Her Gün Perşembe Olsa ile 1991 Akademi Kitabevi Öykü Özendirme Ödülü’ne değer görülen Attilâ Şenkon yeni romanıyla okuyucularıyla buluşuyor. Attilâ Şenkon, tüm parçaları zamanla yerine oturan bir yapboz misali kurguladığı anlatıda, hangi evde, mahallede, coğrafyada geçtiği fark etmeksizin ortak yaralara sahip olduğumuzu bize anımsatırken, herkesi usulca kendi yarasını düşünmeye çağırıyor.
Yılın en kısa gününde, yolları Ankara’daki bir köşkte habersizce kesişen Emsile ve Heval’in öyküsünün peşine düşen Hepimizin Yarasında, yersiz yurtsuzluğa, dilsizliğe, vatansızlığa, ırkçılığa, toplum baskısına içten bir tanıklık.
Yazar: | Attilâ Şenkon |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 88 |
Labirent & Batı ve Hısımları
Amin Maalouf Labirent’te Batı ile hasımları arasında yaşanan yeni çatışmaların ve meydan okumaların kadim kökenlerini dört büyük ulusun tarihi üzerinden anlatıyor: Meiji döneminde büyük bir modernleşme ivmesi kazanarak Asya’nın yükselen gücü olan Japonya; uzun yıllar Batılı uluslar için tehdit oluşturmuş Rusya; 21. yüzyılda ekonomik üstünlüğünü ilan eden Çin ve gezegenin hâlâ kültürel, teknik ve ekonomik anlamda süper gücü sayılan Amerika Birleşik Devletleri.
Labirent yönünü ve yolunu kaybetmiş insanlık için bir pusula…
Yazar: | Amin Maalouf |
Çeviren: | Ali Berktay |
Tür: | Deneme |
Yayınevi: | Yapı Kredi Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 288 |
Taşların Anlattığı
Taşların Anlattığı, bir ailenin Fransa’nın ücra bir köyündeki sessiz sakin hayatının ansızın nasıl dönüştüğünü anlatan dokunaklı bir kitap.
Tombul yanaklı, kara gözlü, tatlı mı tatlı bir bebeğin doğumu nasıl olur da aile trajedisine dönüşür? Çocuklarının gözlerinin önünden koskocaman bir portakalı geçirip de hiçbir tepki alamayan anne ve babanın, gittikleri doktordan onun hiç gelişmeyeceğini, göremeyeceğini, yürüyemeyeceğini ve muhtemelen birkaç sene içinde öleceğini öğrenmesiyle başlıyor her şey. Ailenin ilk iki çocuğunun hayatı da bu engelli bebeğin gelişiyle sarsılıyor. Ağabey bebeği sahiplenip bağrına basıyor, asla onsuz yapamıyor; kız kardeşin bebeğe karşı hissettiği öfke ve nefretse giderek büyüyor. Bu uyumsuz çocuğun ölümünden sonra dünyaya gelen yeni bir çocuk, yıllar içinde yıpranan aileyi tekrar bir araya getirmeye çalışıyor. Ve evin duvarlarındaki, avlusundaki taşlar tanık oluyor tüm yaşananlara.
Clara Dupont-Monod’nun yazarlığındaki ustalık, çok trajik durumları hiç romantize etmeden, sakin sakin, duyguları sömürmeden anlatabilmesinde saklı.
Yazar: | Clara Dupont Monod |
Çeviren: | Bahadırhan Bozkurt |
Tür: | Novella |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 120 |
2010: İkinci Uzay Destanı
Arthur C. Clarke, bilimi edebiyatla eşsizce birleştiren, bilimkurgunun üç büyük ustasından biri. İnsanın evrimini, yapay zekânın gelişimini ve uzay yolculuğunu konu edinen 2001: Bir Uzay Destanı’nın büyüleyici devam kitabı 2010: İkinci Uzay Destanı ise galaksinin derinliklerine gizemli bir yolculuk.
Jüpiter ve monoliti çevreleyen gizemli olaydan yıllar sonra Sovyet ve Amerikalı astronotlar insanlığı temelden değiştirebilecek potansiyel cevaplar aramak üzere, Jüpiter’in uydularına ve Discovery’ye doğru yeni bir yolculuğa çıkarlar. Görevleri: monolitlerin bilmecesini çözmek ve HAL’ı mürettebatı öldürmeye sürükleyen koşulları anlamak.
Çinli bir keşif ekibi de aynı hedefe yönelir ve kurtarma görevini, Discovery’nin Jüpiter’in yörüngesindeki esrarengiz monolit hakkında sahip olabileceği değerli bilgileri ele geçirmek için çılgınca bir yarışa dönüştürür.
Bu arada, bir zamanlar Dave Bowman olarak bilinen varlık –monolitin gizemini çözen tek insan– hayati bir görev için Dünya’ya doğru yola çıkar.
Yazar: | Arthur C. Clarke |
Çeviren: | Burcu Denizci |
Tür: | Roman – Bilimkurgu |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 320 |
Elementaller
Beetlejuice’un senaryosunu yazan ve The Nightmare Before Christmas’ı Tim Burton’ın şiirinden uyarlayan Michael McDowell genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen hem popüler kültürde hem de edebiyatta adını unutulmazlar arasına yazdırdı. McDowell’ın en ünlü eseri, modern güney gotiğinin nadide örneklerinden Elementaller kaleme alınmış en sıradışı hayaletli ev romanlarından biri.
Yazar: | Michael McDowell |
Çeviren: | Avi Pardo |
Tür: | Roman – Korku |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 264 |
Sade’ın Kayıp Günlüğü
Tutkularının peşinden giderken rast geldiği herkesi er ya da geç kendi isteklerine razı etmiş ama yine de otoritelerin normlarına uymadığı için başı beladan kurtulmamış Sade, ömrünün son yıllarını geçirdiği Charenton Bakımevi’nde, şaşaadan oldukça uzak ve hatta sefalet içinde olmasına rağmen, şeytan tüyünü yitirmemiştir: Ömrünün son baharında bile kadınları ayartabilen, idarecileri kandırabilen, sayılara ve cinsel deneyimlere merakını asla yitirmeyen Marquis de Sade, gizli gizli tuttuğu günlüğünün idarecilerin ve oğullarının imhasından kurtulmuş kısmında, neredeyse şifreli yazmasına rağmen özünü gözler önüne sermekten geri duramaz.
Fransa’nın önde gelen Sade uzmanlarından Georges Daumas’nın açıklayıcı önsözü ve sadece Charenton değil dönemin akıl sağlığı ve kapatılma enstitüleri hakkında da detaylı bilgiler sunan bir raporla desteklenen Sade’ın Kayıp Günlüğü, “yataktaki filozof”un iç dünyasına ve gündelik yaşantısına bir bakış fırsatı.
Yazar: | Marquis de Sade |
Çeviren: | Birsel Uzma |
Tür: | Anı |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 152 |
Yarın ve Yarın ve Yarın
Goodreads’te yılın en iyi romanı seçilen, New York Times’ta ve Amazon’da en çok satan Yarın ve Yarın ve Yarın Türkiyeli okuyucularıyla buluşuyor. Uluslararası çoksatan yazar Gabrielle Zevin, aşkın ve yaratıcılığın dönüştürücü gücünü unutulmaz bir hikayeyle taçlandırıyor. Benliğimizin çok yönlü doğasını, bağlanmaya duyduğumuz sonsuz ihtiyacı, hayat ve video oyunu arasında örülü görünmez ağları bir romana sığdırıyor.
Hayatları boyunca birbirlerine aşık iki yakın arkadaş.
Gereken cesareti bir türlü gösteremediler.
Yıllar sonra video oyunu tasarımı dünyasında ortaklık kuran Sadie ile Sam, şöhreti, başarıyı, trajediyi ve ikiyüzlülüğü tadacak ve sonunda ölümsüzlüğe kavuşacak.
Yazar: | Gabrielle Zevin |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | April Yayıncılık |
Sayfa Sayısı: | 536 |
Yüzleşme
2022 Booker Ödülü adayı Koloni‘nin yazarı Audrey Magee‘nin kaleminden çıkan Yüzleşme, II. Dünya Savaşı’nın göbeğinde aşka ve aile olma olasılığına tutunan iki yalnız kalbi mektuplarla birbirine mühürleyen epik bir eser.
On dilde yayımlanan, ayrıca beyazperdeye de uyarlanmakta olan bu güçlü roman, okuru iktidar-halk kesişiminde ve ilişkisinde süregelen ikiyüzlülüğün altını eşelemeye ve “Sen olsan ne yapardın?” sorusunun peşinden dürüst ve sahici yüzleşmelere davet ediyor.
İnsan eliyle yaşanan kıyımlara karşı topyekûn sergilenen hissizleşmenin köklerine inmemizi sağlayan kitap, başkasının felaketine susmanın ya da ondan yararlanmanın açtığı onulmaz yaraları deşiyor.
Audrey Magee, savaşın sıcak nefesiyle uyutulan ve uyuşturulan bir toplumun bıçak sırtı hikâyesini anlattığı Yüzleşme‘de, savaşın acımasız yüzüne sırt çevirenlerin bilinçle ya da bilinçsizce sebep oldukları felaketin izini sürüyor.
Attığımız ya da atmaktan çekindiğimiz her adımın bir bedeli olduğu gerçeği üstüne okuru sorgulamaya iten bu çarpıcı roman, zihinlerde bıraktığı duygusal yankıyla etkisini uzun süre hissettirecek bir anlatı sunuyor.
Yazar: | Audrey Magee |
Çeviren: | Niran Elçi |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Delidolu Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 272 |
Burunotu (Diskdünya 39)
Hayali evrenlerin azametli mucidi Sör Terry Pratchett’ın benzersiz yaratımı “Diskdünya”nın ilk kez Türkçeye çevrilen otuz dokuzuncu kitabı Burunotu, kanunun her yer yerde kanun olduğunu ilan eden Kumandan Samuel Vimes’ı nihaî gerçeklerle yüzleştirecek, yürek dağlayıcı bir holokost romanı.
Dünya çapında 100 milyonun üzerinde satan kırk bir kitaplık külliyatın bu en ciddi ve en derin macerası, “Bekçiler” alt serisinin de sekizinci ve son halkası.
Pratchett “adi” suçlularla onlara göz yumanları ip üstünde yürüttüğü romanında, koskoca kıtanın bu kez çok ama çok tarihî ve “karanlık” seviyelerine iniyor; hak ve sömürünün izini sürerek taşranın adı konmamış sırlarını birer birer ifşa ediyor.
Diskdünya okurlarını, insanlık tarihinin en büyük suçları üstüne düşünmeye ve tartışmaya iten Burunotu, suçu ifa edenlerden ziyade asıl suçlulara ve “Biz ne yapabilirdik ki?” diyerek kendini temize çekmeye çalışanlara tokat gibi bir yanıt veriyor: Her şeyi!
Yazar: | Terry Pratchett |
Çeviren: | Niran Elçi |
Tür: | Roman – Bilimkurgu |
Yayınevi: | Delidolu Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 424 |
Aşçı
20. yüzyılın en sıra dışı metinlerinden biri olan Aşçı, insanın güç hırsına ve bitip tükenmez açlığına dair çok çarpıcı bir roman. Kuytu dizimizin diğer kitapları gibi kıyıda köşede kalmış, hak ettiği ilgiyi görmemiş bir eser.
Yaklaşık iki metre boyunda, sıska ve siyahlar içindeki aşçı Conrad, Cobb isimli kasabaya gelir. Buraya iki büyük bir aile hükmetmektedir. Conrad bu ailelerden birinin yanında işe başlar ve sunduğu yemeklerle herkesin aklını başından alır. Seçici, disiplinli, kültürlü ve istediğini elde etmek için hem nazik konuşmayı hem diş göstermeyi bilen Conrad getiren usta bir manipülatördür aynı zamanda. Kiminle karşı karşıya gelse onu ekarte edebileceği bir zaaf bulur, bunu da adaletin kantarına uygun hale getirmeyi başarır. Yaptığı yemeklerle zayıfları şişmanlatır, şişmanları zayıflatır.
Yazar: | Harry Kressing |
Çeviren: | Emirhan Burak Aydın |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Holden Kitap |
Sayfa Sayısı: | 248 |