2024 yazının son demlerinde, ağustos ayında yeni çıkan kitapları sizler için derledik. Türkçe edebiyat ağırlıklı olarak roman türünden oluşuyor. Ünlü yönetmen Tayfun Pirselimoğlu, İletişim Yayınları’ndan çıkan yeni romanı Cerrah’la sevenleriyle buluşuyor. Ağustos ayında ses getiren, Everest Yayınları’ndan çıkan Şebnem İşigüzel’in kaleminden Memoria ise raflarda kalıcı olmaya aday. Bu ay çeviri eserler ise epey geniş yelpazede yer alıyor. Ödüllü kitapların yanısıra fantastik, korku, bilimkurgu ve polisiye temalı romanlar meraklılarını bekliyor..
05.45 İstanbul
Gökçe Bilgin, 05.45 İstanbul adlı romanında bir seri katil hikâyesi anlatıyor. Ama kahramanımız alışılageldik bir seri katil gibi davranmıyor. Öldürdüğü insanların çeşitli uzuvlarından bir robot yaratıyor. Bazen İstanbul’un sokaklarını, bazen hapishanede geçen günlerini, bazen de hayata karşı hissettiklerini ona, kendine, hatta boşluğa bile anlatıp duruyor. Gürültülü şehirlerde yaşayanlara suskunluğun yakışmayacağını ispat etmek ister gibi.
05.45 İstanbul, bilimkurgunun, fantastiğin sınırlarında dolaştırırken İstanbul özelinde, büyük şehirde yaşamanın ve orada yaşarken “kendin” olmanın detaylarına da yer veriyor.
Yazar: | Gökçe Bilgin |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 166 |
Cerrah
Sinemaya senaryo yazarak başlayan ünlü yönetmen Tayfun Pirselimoğlu bu sefer tuhaf mı tuhaf bir İstanbul gecesinde, devlet adına yüz değiştirme ameliyatları yapan Tarık Kara’nın, içinde derin devletin karanlık suretlerinin dolaştığı hikâyesini anlatıyor. Bu hikâyeye eşlik eden bir maymun ve bir kaplan da var üstelik!
Cerrah, birini çözmeye çalışırken bir diğerinin karşımıza çıktığı düğümlerden oluşan, hiçbir şeye şaşırmıyor oluşumuza “şaşırtan” bir roman…
Yazar: | Tayfun Pirselimoğlu |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 143 |
Memoria
“Herkes hikâyesini en başından anlatmalı, yoksa anlaşılmaz.”
Beş yaşında bir çocuk günün birinde Karılar Tekkesi’ne emanet edilir. Sorun şu ki çocuk erkektir. Ancak hikâye bununla başlamaz. Öncesi vardır: bitik bir imparatorluk, işgal, savaş, gezginler, erotik maceralar, kabadayılar, mezarlık, ölüler, diriler, tekke karıları, eli kulağında Cumhuriyet… Tekkeleri kapatılmasın da evsiz kalmasınlar diye Mustafa Kemal Paşa’yı ikna etmeye çalışan tekke karılarının mücadelesiyle devam eder hikâye. Ancak böyle bitmez. Devamı vardır: Cumhuriyet, Ankara, Florya, Savarona, Dolmabahçe, sürgüne gönderilen halife, Nişantaşı, Teneke Mahallesi, Arnavutların konağı ve yine Mustafa Kemal Paşa.
Yüzyılın sonu gelmez hikâyesini hatıraların gizemli mihmandarından “şimdi” dinlediğimizde bir çırpıda bitecek. Ne de olsa geçmiş bizi gelecekte bekliyor.
Şebnem İşigüzel’in kaleminden dünün, bugünün, yüzyılın romanı Memoria.
Başımıza gelmeyen kalmazdı. Neden? Çünkü dünya, yüz yıl önce tam da buradan yırtıldı da ondan. Koskoca imparatorluk, çökerken peşinden dünyayı sürükledi. Bu yüzden de başımıza gelmeyen kalmıyordu.
Dediklerimi anlıyor musun? Bu, sadece bu toprakların hikâyesi değil. Dünyanın hikâyesi.
Yazar: | Şebnem İşigüzel |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 936 |
Rüzgârlı Ceket
İlk şiirinin Soyut, ilk öyküsünün Yordam dergisinde yayımlandığı 1965 yılından beri Hüseyin Peker, şiirle düzyazıyı kol kola sürdürmeyi başarmış bir yazar. Yıllar sonra tüm öyküleri bir arada. 60 kuşağı şairlerinden Hüseyin Peker’in bugünün okurlarına öyküyle merhabası: Rüzgârlı Ceket. İnsanın üstündeki o parıltılı örtüyü sıyırıyor, sokağın renkli ışıklarını söndürüyor; aşkı gizemden, tutkuyu olağan olandan kurtarıyor ve en yalın, en gerçek haliyle sunuyor onları. Peker’in öykü kişileri karanlık, uzun, çiçeksiz ve herkesin bildiği bir yolu, yaşamı yürüyor.
Yazar: | Hüseyin Peker |
Tür: | Öykü |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 224 |
Kasâme
Kitab-ı Siyah Kalem ile 2016 Everest Yayınları İlk Roman Ödülü’nü kazanan Gülfem Pamuk, bu kez ilginç bir cinayet romanı olan Kasâme ile çıkıyor okurun karşısına.
Köy köy dolaşıp hikâyeler anlatan Meddah, son gittiği köyden ayrıldığında kimliği bilinmeyen birisi tarafından öldürülür. Olayı çözmek için görevlendirilen Kadı Efendi köydeki bütün erkekleri sorgulayıp yemin ettirecek, suçlu ortaya çıkmazsa kan parası (diyet) bütün köye pay edilerek alınacaktır. İfadeler alındıkça köyde dönen dolaplar, gizli saklı işler de su yüzüne çıkmaya başlar.
Kasâme, 1680 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda gerçekleşen ilk ve son recm vakasını konu eden kurgusu, dili, anlatımı ve şaşırtıcı sonuyla okuru gizemli bir atmosfere çekiyor. Gülfem Pamuk, Kitab-ı Siyah Kalem ile açtığı kendine özgü kanalı bu romanda daha da derinleştirerek yoluna devam ediyor.
Yazar: | Gülfem Pamuk |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 240 |
Busedâr
Osmanlı döneminde yetişmiş meşhur simalardan Rıza Tevfik, namıdiğer Feylesof Rıza bir yazısında mürşidi Edib Harâbî Baba’ya bir ziyaretinden bahseder. Bu, nevi şahsına münhasır Bektaşi şairinin evine gittiğinde kapıyı Harâbî Baba’nın altı yaşlarındaki oğlu Hüseyin açar. Busedâr’ın yaprakları da böyle açılmaya başlar: Hüseyin büyür, İstanbul’daki hocası, şarkiyatçı Hellmut Ritter’in teşvikiyle Paris’e, okumaya gider. Paris, başkalığıyla sarıp sarmalar onu. İleride hayat arkadaşı olacak İranlı Yelda ile burada tanışır, hayranı olduğu şair Furuğ Ferruhzad’la derin dostluğu burada kurulur. Babasının ona ithaf ve emanet ettiği hatıratını okumaya da yine Paris’te başlar. Hüseyin Albayrak, Busedâr’da zamanlar arasında gezinmeye; Harâbî Baba’nın satırlarında, Neyzen Tevfik’in yahut Furruğ’un sohbetlerinde süren benzersiz ruh iklimlerini keşfetmeye davet ediyor.
Yazar: | Hüseyin Albayrak |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 528 |
Ruhumdaki Yaralar
Paris’te bir gazeteci: Derin. İstanbul’da bir gazeteci: Hrant. Derin, meslektaşı Hrant’ın öldürülmesi hakkında bir yazı hazırlamak için yola çıkmadan önce Ermeni bir doktor olan Vahan Bey’le tanışıyor ve bu karşılaşma Erivan’a kadar uzanan, ne kadar gerçekdışı görünüyorsa tam da o kadar gerçek bir hikâye doğuruyor.
Yazar: | Barbaros Altuğ |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 104 |
Hayat Evren ve Sezen Hakkında
“Ankara’daysanız hep uğurlayan taraftasınızdır…”
Otuzlarının ortasına yaklaşırken seçimlerinin sonuçları konusunda esaslı sorularla baş başa kalan genç bir adam, beklenmedik bir anda, bir hastane koridorunda cevaplara dair bir ipucu yakalar. Bu ışığın onu hayatın en temel sorusuyla sınayacağından habersizdir… Can Öktemer, kahramanlarıyla birlikte, kült şarkılar eşliğinde, kült mekânlarla dolu bir Ankara kartpostalını adımlarken, özgürlük ve aidiyet arasındaki sonsuz gerilime bir şerh koyuyor: “İçinde bizim hikâyemizin de yer aldığı tarih silinince bizden geriye ne kalır?” Hayat, Evren ve Sezen Hakkında, geçmişin yanılsamasına ve geleceğin belirsizliğine rağmen, umudun çekirdeğine sımsıkı sarılan bir ilk roman. Bu hayatta birini sevmek, âşık olmak ama gerçekten âşık olmak bazen nasıl tesadüflere bağlı olabiliyorsa yalnız kalmak da öyledir. Her şey ihtimaller dahilinde… Bana kalırsa geçmiş gök gürültülü sağanak yağışlı havalara benziyor. Böyle havalarda geleceğin üzerini kara bulutlar örter. O yüzden bazen gökyüzündeki bulutları olabildiğince ileri itmek gerekiyor ki hikâye devam etsin.
Yazar: | Can Öktemer |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 192 |
Arsenyev’in Yaşamı
Arsenyev’in Yaşamı, birçok Rus yazar gibi devrimden sonra sürgün hayatı sürmüş ve anavatanına bir daha hiç dönmemiş olan, 1933’teyse Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen ilk Rus yazar Ivan Bunin’in tek romanı.
Rus bozkırlarında kaygısız geçen çocukluk yılları, Arsenyev’in çocukluk dünyasını şiddetle istila eden ölüm, ergenliğin ilk kıpırtıları, ilk aşk… Devrim öncesi Rusya’sında geçen bu hikâye, Arsenyev’in kadınlarla ilişkilerini, anlam ve tatmin bulma mücadelesini ve nihayetinde insan varoluşunun bencil, değişken doğasının farkına varışını ele alıyor.
Yazar: | Ivan Bunin |
Çeviri: | Uğur Büke |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Can Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 344 |
Hatırlayış
19. yüzyıl polisiye edebiyatının önemli isimlerinden ve sıklıkla Wilkie Collins’le karşılaştırılan Hugh Conway’in en ünlü eseri Hatırlayış 1883’te yayımlandığında 350 bin kopyadan fazla satarak büyük bir başarı elde etti ve ertesi yıl tiyatroya uyarlandı. Tecrübeli dedektifler yerine sıradan insanların cinayeti açıklığa kavuşturdukları eserlerin ilk örneklerinden olan Hatırlayış aynı zamanda romantik bir polisiye.
Yazar: | Hugh Conway |
Çeviren: | Leyla Esen |
Tür: | Roman – Polisiye |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 192 |
İyi Yerliler
Korku edebiyatının postmodern yazarı Stephen Graham Jones son zamanların yükselen yıldızlarından biri. Paul Tremblay, Grady Hendrix, Joe Hill ve Victor LaValle gibi isimlerle birlikte yeni nesil korku edebiyatının bayrak taşıyıcılarından olan Jones’un en ünlü eseri İyi Yerliler intikam, kültürel kimlik ve gelenekten kopuş gibi temaları işleyen karanlık bir roman.
Bram Stoker En İyi Korku Romanı Ödülü ve Shirley Jackson En İyi Korku Romanı Ödülü sahibi olan İyi Yerliler, doğanın belki de hiç şansı olmayan kayıp bir nesilden aldığı intikamı anlatıyor. Onları dışlayan bir toplumun sınırlarında kendi şeytanlarıyla savaşmak zorunda kalan bir nesilden.
Yazar: | Stephen Graham Jones |
Çeviren: | Uğur Gülsün |
Tür: | Roman – Korku-Gerilim |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 304 |
Karanlıkta Yüzmek
1980’lerde rejimin sarsıldığı dönemde Polonya’da, bir yaz gençlik kampında tanışan biri muhafazakâr biri de sosyalist iki delikanlı, ortak tutkuları olan yüzmek ve James Baldwin’in Giovanni’nin Odası romanı üzerinden kendilerini, güzelliklerle ve doğayla çevrili bir ilişkiye kaptırırlar. Her biri apayrı çevrelerdeki gündelik yaşamlarına dönecekleri Varşova’daysa, ülke idaresi artan ekonomik güçlükler ve yükselen protesto hareketleriyle çözülürken, biri partinin siyasi kademelerinde ötekisi kendisini adadığı toplumsal kavgada zıt kutuplara sürüklendikçe, aralarındaki tutkulu dostluk çetin sınavlardan geçecektir.
Yazar: | Tomasz Jedrowski |
Çeviren: | Melek Memiş |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 184 |
Uzaklarda
Son dönemin en parlak yazarlarından Arjantin asıllı Amerikalı Hernan Diaz, Pen/Faulkner Ödülü’ne aday gösterilen, Whiting Ödülü’nü kazanan, Publishers Weekly tarafından yayımlandığı yılın en iyi on kitabı arasında gösterilen ilk romanı Uzaklarda ile finale kaldığı Pulitzer Kurgu Ödülü’nü daha sonra ikinci romanıyla aldı.
On dokuzuncu yüzyılda, yoksul bir İsveçli çocuk, kardeşiyle New York’a gideceğine, kendisini Amerika’nın öteki kıyısında, tek başına Kaliforniya’da bulur. Dilini bilmediği insanların arasında bir ömür boyu kardeşini ararken çaresiz göçmenler, hırslı madenciler, batakhane patronları, çölde ilk insanı arayan tabiatçılar, yardımsever yerliler, yeni hayat umudundaki yerleşimciler, soyguncu dinbazlar, dolandırıcı şerifler arasında sürüklenip durur. Tabiatın ve insanın her türlü eziyetine katlanır, büyüdükçe devleşir, devleştikçe efsaneleşir.
Yazar: | Hernan Diaz |
Çeviren: | Kerem Sanatel |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 272 |
Kaos İmgesi
Amber Yıllıkları’nın sekizinci kitabı Kaos İmgesi’nde olaylar tırmanırken Merlin kendini, ölümden dönen eski bir arkadaşı da dahil olmak üzere en büyük düşmanlarıyla çevrili bulur.
Amber Kanı’nın heyecan dolu sonunun ardından Merlin, Çılgın Şapkacı’nın kokteyl servis ettiği ve kendini Sırıtan Kedi’yle içki içerken bulduğu, gerçeküstü Alice Harikalar Diyarında benzeri bir barda mahsur kalır. Bunun normal olmadığını hissetmekten kendini alamaz. Jabberwock ortaya çıktığında, Luke’un uyuşturucudan esinlenen halüsinasyonuna yakalandığını anlayacak kadar aklı başına gelir.
Var olan en güçlü, büyülü ve öldürücü yaratıklardan biri olan Ateş Meleği, Merlin’i öldürmek için geldiğindeyse, bir an önce bir şeyler yapması gerektiğini, yoksa hem kendisinin hem de Luke’un sonunun geleceğini anlar. Jabberwock, Ateş Meleği ile savaşında beklenmedik bir müttefik olur. Kaçmayı başaran Merlin yeni aile üyeleriyle tanışır, içlerinden biriyse onu öldürmeye niyetlidir.
Yazar: | Roger Zelazny |
Çeviren: | Niran Elçi |
Tür: | Roman – Fantastik |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 232 |
Rüzgâr Yükseliyor
Ryunosuke Akutagava ve Marcel Proust’tan etkilenerek yazarlığa başlayan, aynı zamanda Batı dillerinden çeviriler de yapan Tatsuo Hori Japon modernizminin en önemli temsilcilerinden. Hori’nin yaşamın kırılganlığını ve sevginin gücünü gözler önüne seren yarı otobiyografik romanı Rüzgâr Yükseliyor ise hem hüzünlü hem de dokunaklı bir kısa roman.
Hayao Miyazaki’nin Rüzgâr Yükseliyor’u yaparken çokça esinlendiği romanda tüberküloz hastalığına yakalanan Setsuko ve isimsiz anlatıcı, Setsuko’nun tedavisi için bir sanatoryumda yaşamaya başlarlar. Hastaların umutsuzluğa kapılarak intihar ettiği, iyileşmeyi uzak bir ihtimal gördükleri bu yerde Setsuko ve nişanlısı hem birbirlerine duydukları sevgiyle hem de doğanın iyileştirici gücüyle günlerini mutlu ve gelecekten ümitli geçirmeye çabalayacaklardır. Peki Setsuko’nun gittikçe kötüleşen sağlığına rağmen bu mutluluklarını ve umutlarını koruyabilecekler midir?
Yazar: | Tatsuo Hori |
Çeviren: | Levent Toksöz |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 88 |
Cibola Yanıyor
James S.A. Corey‘nin New York Times çoksatanı ENGİNLİK serisinin dördüncü romanı Cibola Yanıyor ilk kez Türkçede!
Kapılar binlerce yaşanabilir gezegenin yolunu açmış ve karaya hücum başlamıştı. Yerleşimciler, insanlığın ana gezegenlerinden muazzam, kontrolsüz bir sel gibi akarak yeni bir dünyaya iniş yapıyordu. Bunların arasında, kapıları ve protomolekülü inşa eden büyük galaksiler arası toplumu neyin yok ettiğini araştırırken protomolekülün geniş, insan sonrası ağı tarafından takip edilen Rocinante de vardı.
Ancak Holden ve mürettebatı, yerleşimciler ile gezegen üzerinde resmi hak sahibi olan şirket arasında artan gerilimlerle de mücadele etmek zorundaydı. Her iki taraf da kendilerine ait olanı korumak için her şeyi göze alacaktı. Ancak çok geçmeden korkunç bir hastalık baş gösterecekti ve tedaviyi bulabilecek tek kişi –hayalet Dedektif Miller yardımıyla– Holden’dan başkası değildi.
Cibola Yanıyor, aynı zamanda, 2020 Hugo En İyi Seri Ödülü sahibi ve 2015 Locus En İyi Bilimkurgu Romanı adayı.
Yazar: | James S. A. Corey |
Çeviren: | Cihan Karamancı |
Tür: | Roman – Bilimkurgu |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 560 |
Kuş Kral
G. Willow Wilson’ın Feridüddin Attar’ın yazdığı Mantıku’t Tayr’dan esinlenmelerle yazdığı Kuş Kral, Doğu mitolojisini Batı fantazyasıyla buluşturan eşsiz bir kitap.
15. yüzyılın sonlarına gelinirken, Endülüs İmparatorluğu da artık kaçınılmaz sonunu beklemeye koyulmuştur. Sultan Ebu Abdullah’ın cariyelerinden olan Fatma, başına buyruk bir genç kızdır ve günleri Elhamra Sarayı’nın bahçelerinde gezintiler yaparak geçmektedir. Saray haritacısı ve Fatma’nın yakın arkadaşı Hasan ise, kimselerin bilmediği özel güçlere sahip olan ve odasından pek çıkmayan bir gençtir. Fatma gündüz düşleriyle, Hasan da haritalarıyla kendini oyalarken; Kastilya heyeti kılığında saraya gelen İspanyol Engizisyonu, güçlerini keşfettiği Hasan’ın peşine düşecektir.
Fatma’yla Hasan engizisyondan kaçarken efsanevi Kuş Kral’ın diyarını bulmak için dağları ve denizleri aşacak; yolculukları sırasında dostluk, cesaret ve inançları sınava tabi tutulacaktır.
Yazar: | G. Willow Wilson |
Çeviren: | Selis Yıldız Şen |
Tür: | Roman – Bilimkurgu/Fantastik |
Yayınevi: | İthaki Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 376 |
Bay Hulot’nun Tatili
Külüstür arabası, buruşuk şapkası, ağzında piposuyla Bay Hulot, II. Dünya Savaşı sonrası zenginleşen Fransız orta sınıfının her yaz hücum etmeyi alışkanlık haline getirdiği tatil beldelerinden birine gider ve tatilcilere uyum sağlamaya çalıştıkça akıl almaz sakarlıklarıyla işleri karıştırır.
Bir tatilcinin gözünden, günlük biçiminde kaleme alınan roman, bir yandan Bay Hulot’nun tuhaflıklarını belgelerken, diğer taraftan Hulot’nun şaşırtıcı bir saflıkla temsil etmeyi sürdürdüğü eski dünyanın karşısında, modern insanı ve onların bir tatilci kitlesi olarak birbirleriyle ilişkilerini hicveder. Jacques Tati’nin 1953 tarihli satirik komedi filmi Bay Hulot’nun Tatili’nden sonra Jean-Claude Carrière’in filmden yola çıkarak kaleme aldığı aynı isimli romanı, Tati’nin filminin “büyüsünü” sürdürmenin yanı sıra, o sıralar henüz 26 yaşında olan ve ileride Buñuel, Godard, Malle, Wajda, Schlöndorff gibi yönetmenlerle işbirliği yapacak usta senaristin parlak kariyerinin de ilk adımlarıdır aynı zamanda.
Yazar: | Jean-Claude Carriére |
Çeviren: | Nükhet İzet |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 208 |
Kırmızı Leke
Can Erhan Kızmaz çevirisi,
Henry james’in sonsözü,
Yazar ve dönem kronolojisi,
Kitaba dair görsellerle.
Amerikan edebiyatının başyapıtlarından Kırmızı Leke, yasak bir aşkın ve toplumsal yargıların kıskacında kalmış bir kadının destanını anlatıyor.
Hester Prynne, işlediği bir suçun sembolü olarak göğsünde taşımak zorunda olduğu kırmızı “A” harfi ile ötekileştirilen, ancak aynı zamanda güçlü ve dirençli bir kadındır.
Sadece bir aşk hikâyesini değil bireyin toplumla, suç ve cezayla, günah ve kefaretle olan mücadelesini de gözler önüne seren Nathaniel Hawthorne, Kırmızı Leke’yle Amerikan edebiyatının en önemli yapıtlarından birine imza atıyor. Toplumsal normlar ve bireysel özgürlükler arasında sıkışan herkese ayna tutan Kırmızı Leke, okuru insan doğasının karmaşıklığını ve gücünü keşfetmeye davet ediyor.
Yazar: | Nathaniel Hawthorne |
Çeviren: | Can Erhan Kızmaz |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 290 |
Şahsi Bir Mesele
20. yüzyıl İtalyan edebiyatının güçlü isimlerinden Beppe Fenoglio, Şahsi Bir Mesele’de faşizme direnişin insani yüzünü gerçekçi bir bakışla aktarıyor.
Söze dökülmemiş bir aşk, kıskançlık ve intikam hikâyesi etrafında insanın en derin çelişkilerini, tutkularını anlatan Fenoglio’nun edebiyat evreninde sıradan insanlar ve büyük bir savaşın içinde yarattıkları küçük dünyalar gözler önüne seriliyor. Şahsi Bir Mesele, çağını çok iyi tanıyan, toplumunu her yönüyle anlayan bir yazarın ilham verici bir eseri.
Yazar: | Beppe Fenoglio |
Çeviren: | Adam Sinan Akçay |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 164 |
Peygamberin Şarkısı
İrlandalı yazar Paul Lynch‘in 2023 Booker Ödülü’ne değer görülen “anıtsal” romanı Peygamberin Şarkısı, totaliter güçlerce iç savaşa sürüklenen bir toplumun kodlarını sorgulayan sarsıcı bir direniş distopyası.
Pek çok eleştirmen tarafından son 10 yılın en etkileyici yapıtlarından biri olarak gösterilen kitap, dört çocuklu bir annenin ailesini güvende tutmak için verdiği büyük mücadeleyi edebî hazzı doruğa tırmandıracak bir anlatıyla buluşturuyor.
Okurları en karanlık ve hatta klostrofobik düşleriyle yüzleştiren Lynch, nefes kesici özgünlükte yepyeni bir dünya kuruyor ve sonra onu muazzam bir beceriyle paramparça ediyor.
Ateşle karanlık arasında mahsur kalmış insanların yolunu ışıtan Peygamberin Şarkısı, lirizmin doruklarında gezinen şiirsel bir manifesto.
Yazar: | Paul Lynch |
Çeviren: | Mert Doğruer |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Delidolu Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 240 |
Mezar Kazanlar
“Mezar Kazanlar” William Faulkner’ın II. Dünya Savaşı sonrasında, 1949’da Nobel Ödülü’nü kazanmasından önce yayımlanan ilk romanı.
Roman, bir yanıyla Faulkner’ın okurla Ağustos Işığı’nda tanıştırdığı ve maceralarını “İki Hamlede Zafer”de sürdürdüğü, Öldürmeyeceksin ilkesinin, Kardeş kardeşi öldürmemeli’ye, ardından da Hiç kimseyi öldürmeyeceksin’e dönüşmesi gerektiğini düşünen, iyi eğitimli, orta yaşlı savcı Gavin Stevens’ın başta gönülsüzce yürüttüğü iki cinayet soruşturmasına odaklanıyor. Diğer yandan, savcı Stevens’la birlikte 16 yaşındaki yeğeni “Chick”in dünü ve bugününü bir araya getiren anlatımıyla okuduğumuz roman, hem yeğenin büyüme, dayıya ve diğer yetişkinlere kendini ispat hikâyesi hem de Faulkner’ın kökleşmiş meseleleri çözüme kavuşturmak için neden orta yaşlı erkeklere değil de, kadınlara ve gençlere başvurmamız gerektiğine ilişkin incelikli uyarısı niteliğinde.
Siyahi bir “olağan şüpheli”ye yönelik linç-adalet gelgitindeki “Mezar Kazanlar”, Faulkner’ın kadim konusu Güney-Kuzey üzerinden ABD’nin ırk ayrımcılığı kadar, ayrımcılığın geçmişi ve günceliyle de yüzleşmenin romanı.
Yazar: | William Faulkner |
Çeviren: | Ünal Aytür |
Tür: | Roman |
Yayınevi: | Yapı Kredi Yayınları |
Sayfa Sayısı: | 224 |