WHISKY’nin 1993 tarihli ikinci albümü “Ateş Suyu” içinde “Binnaz”, “Cadı”, “Cumartesi”, “Yalnız Seninle” gibi sevilen şarkıları barındırıyor ve bu şarkılar o dönemde TV’lerde çok sık yayınlanıyordu. Yıllardır yeni baskısı yapılamayan ve dijital platformlarda yer almayan albüm çıktığı dönemde henüz CD yaygınlaşmadığı için sadece kaset olarak basılmıştı. Yeniden düzenlenen ve kaydedilen içerik WHISKY severler için “Ateş Suyu 2.0” adı altında 500 adet elle numaralandırılmış plak olarak hazırlandı. Öncelikle söylemek isterim ki ülkemizde hiçbir şey kolay olmadığı gibi bir albüm çıkartabilmek de hiç kolay değil, hele öncü olmak çok daha fazla fedakarlık gerektiriyor. Size biraz Ateş Suyu 2.0‘a giden yolda yaşananlardan ve yaratım sürecinden bahsedeceğim.
Öncü grup WHISKY
1979’da İstanbul Fatih’te Kamil Özaydın önderliğinde kurulan öncü rock gruplarımızdan WHISKY o dönem için hayli zor bir şey başardı ve 1984 yılında dokuz şarkıdan oluşan albümü “Babaanne”yi 30 küsür saatte kaydetti. Ülkemizin bandrol taşıyan ilk Türkçe sözlü hard rock albümü “Babaanne” dönemin arabeskle yoğrulmuş atmosferinde Unkapanı’ndaki hiç bir yapımcı tarafından yayınlanmak istenmediği için iki yıl koltuk altında dolaştırılmış, ta ki Piccatura müzik Mustafa Kaynak “tamam, ben çıkartırım” diyene kadar. Albümü çıkartması ayrı dert, TRT’nin radyosunda yayınlanmasını sağlamak ayrı dert. Tek kanallı televizyon, üç kanallı radyo, hepsi TRT’nin ve şarkılar yayınlanabilir onayını almak için sansürlü bir denetimden geçiyor. Ben o dönemde henüz davul çalmaya başlamamış ama müzikle çok ilgili bir gençtim. Babaanne albümünü almış üzerine okuldaki üç telli bas gitar ile bir şeyler saçmalıyordum. Nereden bilecektim daha sonra bu şarkıları sahnede çalacağımı? 1989 yılında WHISKY’ye dahil oldum ve Kamil Özaydın ile beste çalışmalarına başladık. O zamanlar rock yapmak isteyen gençler arasında cover çalmak için değil de daha çok beste yapma amacıyla grup kurma fikri yaygındı. Önce iki kişi, sonra üç, tekrar iki, yine üç, çeşitli solist denemeleri ve arayışları derken Serdar Çokuslu’nun tekrar gruba girmesi, Arif Deniztoker ve Çağatay Ateş’in keşfedilmesiyle 1992 yılında hem beş kişilik sağlam bir kadroya hem de bolca besteye sahip olmuştuk. Menajerimiz, o dönem Sabah gazetesinde TV ve magazin muhabiri olan Bülent Şar özel TV kanalları ile iyi ilişkiler içindeydi ve daha önce grubu enstrümantal bir şarkısıyla televizyona çıkarmıştı. Alevli şovların başlangıcı olan bu ilk çekimde grubun ekranı dolduruşu yapımcıların hoşuna gitmişti ama enstrümantal progresif rock tarzındaki bir şarkıyla prime time programlarına girmek mümkün değildi, en iyisi vakit kaybetmeden yine Türkçe sözlü bir şarkı kaydetmekti.
İkinci albüm vakti geldi
Gelir kaynağı Kadıköy’deki müzik aletleri mağazası ve harçlıkları olan grup gerekli parayı toparladığında soluğu stüdyoda aldı. 1992 yılında yapımına başlanan Ateş Suyu albümünde kaydedilen ilk iki şarkı “Binnaz” ve “Dön Geri” oldu. Bu şarkılar Doruk Onatkut’un sahibi olduğu Şişhane’deki SKS Stüdyosunun B odasında kaydedildi. TV’lerde çoğunlukla yarısı kullanılan dokuz dakikalık Binnaz ilk kez Star TV ekranlarında “Pazarlık” programında yayınlandı.
Pazarlık’ta yangın!
Kamil Özaydın’ın özel diktirdiği ateşten etkilenmeyen pantolondan çıkan alevler boyunu aşınca yanma tehlikesi geçirmiş ve kaçırılmayacak bir haber olmuştu. Biliyorsunuz, hayatın normal akışını değiştiren şeyler tesadüflerdir. Belki de işimize iyi niyetle de olsa burnunu sokan stüdyo çalışanı kafasına göre pantolona gazı boca etmeseydi bu haber değeri taşıyan yangın sahnesi gerçekleşmeyecekti. Grubun menajeri Bülent Şar’ın foto muhabirliğinden gelmesinin avantajıyla bu anı yakalaması, bağlantıları sayesinde de haberi servis etmesiyle ertesi gün tüm manşetlerde WHISKY vardı. Grup alevli ve hareketli şovları sayesinde tek başına şarkıcıları çekmekten yaratıcılıkları tükenmiş yapımcılar ve yönetmenler için bulunmaz bir nimetti.
Bir ayda 45 çekim
Dönem özel televizyonların pıtrak gibi çoğaldığı bir dönemdi ve grup bu iki şarkısıyla o kadar çok kanalda yer aldı ki çıkmadığı program çalışmadığı yapımcı kalmadı. 1993 yılında iki yeni şarkı daha kaydetmek üzere bu sefer SKS’nin daha pahalı olan A stüdyosunda kayıda girildi. “Cadı” ve “Cumartesi” TV’ler için hazırdı ancak “Cadı”nın ilk TV çekiminin yapılacağı gün olan 17 Mayıs Pazartesi grubun tarihindeki en kara güne dönüştü. Grubun kurucusu Kamil Özaydın gece geçirdiği ani beyin kanaması sebebiyle hayatını kaybetti. Derinden sarsılmıştık, bu üzüntüyle baş edebilmek için yapılacak tek bir şey vardı. Kamil Özaydın’a ithaf edeceğimiz Ateş Suyu albümünü kısa süre içinde dört şarkı daha kaydederek tamamladık.
“Ateş Suyu 2.0”ın sekiz yıllık macerası başlıyor
Aradan geçen yıllar içerisinde grupta çok eleman değişimi oldu ama Kamil Özaydın’ın gençlik arkadaşı ve yoldaşı Serdar Çokuslu hep gruptaydı. 2013 yılında hem albümün 20. Yılını kutlamak hem de Kamil Özaydın’ı ölümsüzlüğe uğurlanışının yirminci yılında anmak üzere “Ateş Suyu” kadrosu yeniden bir araya gelme kararı aldı. 31 Mayıs 2013 tarihindeki anma konserinde grup “Ateş Suyu”nu baştan sona albüm sırasıyla çalacak, hem konser hem de konsere gelen özel davetlilerle yapılacak röportajlar çekilecek ve sonra bir belgesel için kurgulanacaktı ama daha ilk davetliler Beyoğlu Favela’ya ulaştığında polisin sis bombalı ve biber gazlı saldırılarıyla tüm İstiklal Caddesi ve bağlantı yolları kapatıldı, “Gezi Olayları” başlamıştı. Grup o gece mahsur kaldığı mekanda 30 kadar davetli ve canını kurtarmak için kendini mekana atan 3-4 turist için kısa bir konser verdi, bazı röportajlar çekildi. Gezi Olayları’nın felç ettiği etkinlik tüm konserlerin iptal olduğu Avrupa yakası yerine ileri bir tarihe, güvenli Asya yakasındaki Kadıköy Sahne’ye taşındı. Eylül 2013’te maalesef olaylar Kadıköy’e de sıçradı ve kalp rahatsızlığı olan Shaft Club ses mühendisi Serdar Kadakal biber gazı dumanı yüzünden yaşamını yitirdi. WHISKY Ateş Suyu 20. Yıl Özel Konseri ve Kamil Özaydın Anma Gecesi ikinci kez ertelenmemesi için bu tatsız ortama rağmen yapıldı Ateş Suyu baştan sona çalındı.
Efsane albüme yeniden can vermek
Dinleyicilerden gelen istekler hep bu albümün tekrar basılması, mümkünse de plak formatında olması yönündeydi. Plak analog bir formattı ve analog zinciri bozmamak adına albümün makara banttaki kanal kayıtlarını analog ortamda yeniden mikslemek için çalışmalara başladık. Arşivdeki tüm makara bantlarla analog kayıt üzerine yoğun mesai harcamış olan Flört grubunun stüdyosuna gittim, hangi bantta ne var tespit etmemiz gerekiyordu. Bazı bantları okuttuk ve üzerlerine tekrar notlar yazdık ama B Stüdyosunda yaptığımız kaydı okuyacak cihaz onlarda da yoktu. Kanallı kayıt yerine eski stereo miksi kullanmak gerekecekti, ayrıca şarkılar çok uzundu, tek plağa sığmayacaktı. Bundan birkaç ay sonra istanbul’a düşen afet gibi yağmurlar Serdar Çokuslu’nun arşiv malzemelerinin de olduğu deposunun içine sızarak yıllardır özenle korunan master bantlara ulaştı ve yeniden miks yapma hayallerini silip attı. Hayatın koşuşturması arasında yıl 2017 ‘ye gelmişti ve en iyi çözümün albümü yeniden kaydederek yayınlamak olduğu fikrinde birleştik. Mart 2017’de Kadıköy’de İstanbul Piyano mağazasının içindeki küçük stüdyoda kanallı hücum kayıt tekniği ile Ateş Suyu şarkılarının yeni düzenlemeleri grupta bir dönem bas gitar da çalan Volkan Konya tarafından kaydedilmeye başlandı. Başlamak bitirmenin yarısıdır derler ama öyle değil, başlamaktan sonra devam ettirmek gelir. Albüm kaydı hayatın sürprizleriyle kesintiye uğrayıp duruyordu. Sistemdeki bir problem yüzünden az daha tüm kayıt silinecekti, tamiratlarla ve ödünç alınan yedek ünitelerle alt yapı kayıtları bitirildi ve üzerine vokal kaydı yapmak üzere hazırlandı ama Serdar Çokuslu’nun pil desteğiyle yedeklenen kalbi artık çok yorulmuştu. Doktorlar mutlaka kalp nakli veya yapay kalp takılması gerektiğini söylediler. Kalp nakli için çok sıra beklemesi gereken Serdar’a yapay kalp görevi gören kalp pompası takıldı.
Son durak pandemi
2019 yılında vokal kayıtları bitti ve miks yapacak kişiyi arama çalışmaları başladı. Bu kolay bir işlem olmayacaktı çünkü hücum kayıt olarak başlayan kaydın üstüne çalınan düzeltmeler, mikrofon kaçağı sesler, beğenilmeyip sil baştan yapılan ya da farklı programlarla eklenen yeni kayıtlar, örtüşmeyen senkoplara ve hafif kaymalara neden olmuştu. Kaydı dinleyenler bu işlemlerin çok emek ve vakit gerektireceğini söylüyorlardı ve bu mesai bütçemizin çok üstünde bir yük oluşturacaktı. Proje döndü dolaştı eski dostumuz, “WHISKY Best of “ albümü dönemindeki kayıtlarda da yer almış müzik insanı Eser Taşkıran ‘a ulaştı. Eser bu işin maneviyatına da sahip çıkarak “deli işi” sayılabilecek bir edit ve miks işlemine başladı, efekt ve introları hazırladı, geri vokal düzenlemeleri önerdi. Tam hazırız dediğimizde ise görünmez düşman Covid-19 2020 ‘yi hayatımızdan sildi. Aslında “Ateş Suyu 2020 “ adını taşıyacak olan albümün ismini 2020’yi yaşanmamış kabul ettiğimiz için Ateş Suyu’nun ikinci versiyonu anlamına gelen Ateş Suyu 2.0 olarak değiştirdik ve sadece 500 adet basılacak plağın üretimine başlandı. Basım aşamasında yaşadığımız geleneksel aksilikleri hiç yazmayacağım, onlar da her zaman hatırlayıp güleceğimiz anılar olarak bizde saklı kalsın. Whisky’nin basılmış ilk plağı olan Ateş Suyu 2.0 ilk önce ön sipariş verenlere gönderildi. Bu yazı yayınlandığında plağına kavuşmuş olanlara sesleniyorum: Haydi sesi kökleyerek dinleyelim!