Laneth Bir Gece III’te yer alacak grupların açıklanmasının ardından herkes konserin başlangıç saatini beklemeye koyuldu. 1998 ve 2002 yıllarında yayımladıkları albümleriyle uzun süre kamuoyunda yer alıp ardından bir süre kenara çekilen ve “Beautiful” ile aktif müzik hayatına geri dönen The Climb (Gökalp Ergen) gece öncesi bizlerin sorularını yanıtladı.
– Merhaba, The Climb Rock – Metal tarihimizin önemli gruplarından bir tanesi. Sizi yeni tanıyacak olan dostlarımız için grubun hikâyesinden, nasıl ve kimler tarafından kurulduğundan ve bugünkü kadrosundan bahseder misiniz?
Gökalp Ergen: The Climb (o zamanki adıyla Weed) 1995-1996 civarında kuruldu. Kurucu kadrosunda gitar ve vokalde ben, bas gitarda Kaan Batır, ikinci gitarda Melih Balta ve davullarda Burak Gürpınar (Kurban) yer alıyordu. 1998 yılında ilk albümümüz için stüdyoya girdiğimizde (grubun adını The Climb olarak değiştirdik) davullara Alen Konakoğlu geçti. 1998 ile 2002 yılları arasında birçok konser verdik, bu dönem The Climb’ın en aktif olduğu dönem diyebilirim. 2002 yılında ikinci albümümüz olan Principia’nın kaydı için Los Angeles’a gittik. 2002 ile grubun aktif müzik hayatına son verdiği 2008 yılları arasında, dönem dönem farklı müzisyen dostlarımız grubun kadrosunda yer aldılar ve yine birçok organizasyonda yer aldık. Neredeyse 10 sene sonra tekrar bir araya geldiğimiz ilk konser yine bir Laneth organizasyonuydu ve o zamanki ve şu anki kadromuz ben, Kaan, Alen ve Ozan şeklinde.
– Yıllar sonra yeni şarkınız “Beautiful” ile geri döndünüz. Şarkı nezdinde geri dönüşler size ne hissettirdi?
G.E: Beautiful yeni kaydedebildiğimiz eski bir parçamız. 2000’lerin başında az sayıdaki konserde canlı olarak çalmışlığımız da var bu parçayı. Parçanın sözü ve müziği bana ait olmasına rağmen tamamen unutmuştum. Bana trafiğini ve akorlarını tekrardan hatırlatan kişi Kaan oldu. Alen’in stüdyosunda hızlı bir şekilde kaydedip yayımladık. Tepkiler oldukça iyi olmasına rağmen aslında parçayı dinleyicilerimizden çok kendimiz için kaydedip yayımladık diyebilirim… Bunca yılın sonunda bir araya gelmemizi taçlandırmak için.
– The Climb – 1998 ve 2002 yılında yayımladığınız Principia ilgi gören çalışmalardı. Benim özelimde “Perfectly Nothing” oldukça özeldir. O dönemki müzik piyasasını günümüzle karşılaştırdığınızda gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
G.E: Piyasadan kastınız, bir grubun maddi ve de manevi olarak var olabilmesine bağlı olan koşulların tamamı ise, günümüz koşulları tabii ki çok daha kolay. Zamanda geriye gittikçe işler zorlaşmaya başlar. 90’larda bir şeyi yarım yamalak da olsa yapabilen, kendini şanslı hissediyordu. Şu anki müzik platformlarına benzer yapılar yoktu ve en temelde sosyal medya diye bir şey olmadığı için, dünya hepimiz için çok daha büyüktü. 2000’lerin başında ise işler değişmeye başladı.
– Kurulduğunuzdan beri birçok konser verdiniz ve yurt dışında da çaldınız. Bu konserler içinde sizde yeri ayrı olan ve özellikle unutamadığınız bir konseriniz var mı?
G.E: 2002 yılında Los Angeles’da verdiğimiz konser ilk aklıma gelen… Elektrik arızası yüzünden ağzımı yaklaştırdıkça çarpıldığım mikrofon… Konserimizin Los Angeles Lakers maçıyla aynı güne denk gelmesi sebebi ile (ayrı bir stres kaynağı olarak, bizi izlemeye gelen Sony müzik yetkilisini de içeren) çok ufak bir kalabalığa çalabilmemiz… Parça aralarında sahneye laf atan sarhoş İrlandalısı, öncesi ve sonrasıyla unutulmaz bir konserdi.
– The Climb, Alternatif Metal tarzında öncü olmuş, farklı müziğiyle dönemin diğer metal gruplarından ayrılmış ve kendine özel bir dinleyici edinmiş. Peki, The Climb’ın müziğinin oluşmasındaki en önemli noktalar neler?
G.E: Bir parçayı bütün sözü ve müziği ile provaya getirdiğimde, bizim için geriye, o parçayı onlarca farklı şekilde ve süre sınırı olmaksızın çalmak kalıyordu. Biz bilgisayar başında demo yapmadık hiç. Yüzlerce saat provanın sonunda banta ve her parçasını tek bir defada kaydetmemiz gereken (özellikle ilk) albümümüz, bir müzisyenin diğer bir müzisyene duyduğu saygının, ego kontrolünün, çok büyük ortak zevkler ve paydaların ve tabii ki de çok çalışmanın eseridir.
– The Climb, yine kendi alanında her biri ayrı efsane olan Objektif, Pagan, Cultus ve yeni dönemin en sevilen gruplarından Razor Inc ile birlikte Laneth Bir Gece III’te sahne alacak ki böylesi grupların bir araya gelmesi konser öncesinde bile heyecanı en üst noktada tutuyor. Öncelikle bu çok özel gecede yer almanız nasıl gerçekleşti ve geceye dair konuşmak gerekirse bizi ne gibi sürprizler bekliyor?
G.E: The Climb’ın tekrar sahnede olmasından daha büyük bir sürpriz yok, en azından benim için.
– Son yıllarda özellikle 80’li ve 90’lı yılların müzik grupları, dönüş konserleriyle hem eski hayranlarını çok sevindiriyor hem de yeni kitleler tarafından büyük ilgi görüyor. Bu geri dönüşleri neye bağlıyorsunuz?
G.E: Bu geri dönüşlerin müzisyenler ve dinleyiciler açısından birden fazla sebebi olabilir… Arz/talep ilişkisine bağlı ekonomik sebepler, iki tarafında eski günlere olan özlemi, sanatçıların sahne ve ilgi bağımlılığı, her iki tarafın da tekrardan bir grubun ve bir müziğin parçası olma isteği vb.
– Yeni şarkınız “Beautiful” ışığında yeni çalışmalarınızı da sormak istiyorum. Yeni bir albüm çalışmanız var mı? Eğer varsa nasıl gidiyor çalışmalar ve tahminen ne zaman yeni The Climb şarkılarına kavuşacağız?
G.E: Benim şu anki grubum Pentagram ile olan çalışmalarımı, Kaan’ın kendi işlerini, Alen’in dünyanın öbür ucunda olması gibi faktörleri bir kenara koyarsak; bir albümden ziyade yeni bir parça daha kaydetmeyi düşünüyoruz ama zamanı konusunda net bir tarih söyleyemem.
– İlk iki albümün The Climb (1998) ile Principia (2002) yeniden CD ve Plak basımı söz konusu olacak mı?
G.E: Yakın bir tarihte olmayacak.
– Ülkemizin Rock ve Heavy Metal piyasasında yer alan gruplarını nasıl buluyorsunuz ve özellikle takip ettiğiniz isim ve gruplar var mı?
G.E: Hayatını müziğe adamış biri olarak, müzikle uğraşan ve bir grupta yer alan herkese karşı bir sempatim var.
– The Climb olarak sahnede çalmaktan en keyif aldığınız “iyi ki yapmışız bu şarkıyı” dediğiniz ve sizde yeri diğerlerine oranla bir tık daha önde olan bir şarkınız var mı?
G.E: İlk albümde yer alan Lacuna isimli parçayı, diğer bütün parçalardan önce bestelediğim için bir tık daha önde diyebilirim. Kendisi yaklaşık 30 yaşında ?
– Laneth Bir Gece III’ün ardından sizi yeniden izleme şansımız olacak mı?
G.E: Çok büyük ihtimalle.
– Sorularımızı yanıtladığınız için size teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz. Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?
G.E: Laneth Bir Gece III’ de görüşmek üzere.