Son yıllarda kültür – sanat faaliyetleriyle adından söz ettiren belediyeler arasında yer alan Ataşehir Belediyesi’nin Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olan T.Volkan Aslan ile Ataşehir’deki kültür ve sanat faaliyetlerini, gelecek projeleri ve belediyenin etkinliklere yaklaşımını konuştuk.
– Kişisel olarak Ataşehir Belediyesi ile yollarınız nasıl kesişti? Ne zamandır Ataşehir Belediyesi’nde çalışıyorsunuz?
T. Volkan Aslan: 2009 yılı yaz aylarında düzenlenen bir festival vasıtası ile yollarımız kesişti. İlçede kuruculuğunu üstlendiğim özel bir kültür merkezini yönetiyor bir taraftan da ilçedeki okullarla sanat eğitimi çalışmaları yapıyordum. Bu süreçte kamusal alanda eşit ve ulaşılabilir sanat eğitimi üzerine “Sanat Eğitimini Mahallenize getiriyoruz” projesi ile belediye ile çalışmaya başladım. Böylelikle benim de yavaş yavaş belediye hikâyem başlamış oldu.
– İstanbul özelinde Ataşehir’in yeri sizce nerededir? Ataşehir sizin için ne anlam ifade ediyor?
T.V.A.: Ataşehir’in mottosu “gelecek burada” oldu. Genelde beni buranın heyecanlandıran ve motive eden yönlerinden biri de bu aslında yeni, yenilik, gelecek vurguları. Gerçekten de yeni ilçe genç nüfus ve her şeye sıfırdan başlayacak olmak heyecan vericiydi. Özellikle de çocuk ve gençlerin hayatına dokunabilme imkanı ve bu imkanı veren özgürlükçü bir yönetim anlayışı benim için ciddi bir motivasyon olmaya devam ediyor.
– Kültür, sanat, müzik, tiyatro ve sinema… Pandemi süreci de dahil olmak üzere kültür – sanat faaliyetleri Ataşehir Belediyesi bünyesinde devam etti. Belediyenin kültür – sanat politikasını bizlere anlatır mısınız? Belediye ilçe sakinlerine kültür – sanat anlamında neler vaat ediyor?
T.V.A.: Aslında kültür politikası oluşturma çabası desek daha doğru olacak. Tüm kesimlerin eşit bir biçimde faydalanabileceği, sürdürülebilir ve katılımcı bir kültür politikası oluşturmaya ve buna bağlı bir kültür yönetimi sürdürmeye çalışıyoruz. Kendimizce “sanatsal alt yapı modeli” olarak isimlendirdiğimiz model bizim yatırım ve faaliyet alanımızın önemli bir bölümünü kaplıyor. Bir çeşit “kültürleme” faaliyeti… Burada amaç sanat eğitimleri, atölyeler ve çocuklara yönelik tiyatro, sinema gibi faaliyetlerle kültür ve sanata yaklaşımı geliştirmek. Hem icracı, hem seyirci yetiştirmek. Biz çocuklara yönelik sanat eğitimini kamusal bir hak olarak görüyoruz ve bunu eşit bir biçimde yaygınlaştırıyoruz. Düzenlenen etkinliklerde ise amacımız; sürdürdüğümüz politikanın bir parçası olarak Ataşehirlileri farklı disiplinlerden sanat dalları ve sanatçılarla buluşturarak, ilçemizdeki herkesin sanata katılımını sağlamak. Bir başka noktayı da ifade etmek istiyorum. Üç kademeli bu yapıyı eğitim-etkinlik ve icra olarak söylersem tam yerine oturur. İcra ise sanat eğitiminde profesyonelliğe geçmek üzere olan kişileri değerlendirdiğimiz topluluklarımız. Topluluklarımız sayesinde özellikle genç müzisyen ve oyuncular için icra alanları oluşturuyoruz. Bunun yanı sıra Ataşehir Belediyesi olarak kendi prodüksiyonlarımızı da hayata geçiriyoruz.
Etkinliklerin pandemi koşullarında devamı ise bir tercihti e- kültür merkezi ile faaliyetleri durdurmama kararı belediye başkanımızın sanat emekçilerinin yanında olmak gerekliliğini ifade etmesi ile başladı. Buradan hareket ile başlayan e- kültür merkezi bugün bize dijital olarak da değerli bir arşiv kazandırdı ve kazandırmaya devam ediyor. Diğer bir kazanımı da şu oldu. Tüm ülkeden hatta yurt dışından katılımcılar Ataşehir e- kültür merkezinin takipçisi oldu.
– Bu bağlamda pandemi süreci kültürel faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?
T.V.A.: Fazlası ile etkiledi, öncelikle açık havalar başlayana kadar fiziksel olarak hiçbir aktivite yapamadık. Dijitalde var olmak için ise ciddi bir emek ve performans harcamak gerekti. Çünkü açıkçası böyle bir süreç için hazırlığımız yoktu. Çabuk karar verdik hızlı eğitim süreçleri ve yapılanmalar ile birkaç ay içinde yayına başladık. Dediğim gibi dijital mecra çok farklı kanallar açıyor olsa da fiziksel katılım gibi olmuyor. Ama ihmal edilmemesi gereken bir mecra ile de tanışmış olduk.
– Hem “Ataşehir Kitap Günleri” hem de “Uluslararası Nazım Hikmet Şiir Günleri” bu yıl içerisinde üçüncü kez ilçenizde düzenlendi. İlçede bu tarz organizasyonları istikrarlı bir şekilde sürdürmenizi hangi temellere borçlusunuz? Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz?
T.V.A.: Biz aslında belediye başkanımızdan başlayarak kültür ve sanat alanını çok önemseyen bir yönetici kadrosuna sahibiz. Bu ciddiyet ve önem bize iyi ekipler kurma fırsatı verdi. O yüzden de alt yapısı çok güçlü arkadaşlarım var bunun yanı sıra katılımcı bir biçimde birçok şair, yazar arkadaşımızı, kooperatifleri ve meslek birliklerini de aramıza alarak çalışıyoruz. Bu sayede çok nitelikli işbirlikleri ile etkinlikler yapabiliyoruz. Bu da sürekliliği sağlıyor.
– Bu yıl ayrıca çocuk tiyatrolarını sıklıkla gerçekleştirdiniz. Çocuklara ve gençlere hitap eden projeleri hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
T.V.A.: Çalışma politikamızın temelini önce çocuklar ve gençler oluşturuyor. Müdürlüğümüz aynı zamanda gençlik eğitimleri ile de ilgilendiği için etkinliklerin yanı sıra üniversite hazırlık ve rehberlik hizmetleri ile de gençlerin yanında yer almaya çalışıyoruz. Çocuklar ve gençleri geleceğe hazırlarken donanımlarını güçlendirecek faaliyetler sunmaya çalışıyoruz. Bugün bir çocukveya genç Ataşehir de tamamen ücretsiz neler yapabilir ben size sayayım.
Ortaokulda ise Ataevlerinden ders destek alabilir, lise de is gençlik merkezlerinde üniversiteye hazırlanabilir.
Sanat eğitimlerinden faydalanıp kendini bu alanda geliştirebilir.
Sportif faaliyetlere katılabilir.
Yenilikçilik çatısı altında bilim, tasarım, teknoloji eğitimlerine katılabilir.
Yenilikçi bir fikri var ise inovasyon merkezinden faydalanabilir.
Dil öğrenebilir, meslek edinebilir.
Her ay düzenlenen 40 etkinlikten birine katılabilir.
Şiirden senaryoya, senaryodan yazıya birçok atölyeye katılabilir.
Yeteneğine göre tiyatro, halk oyunları, klasik müzik orkestralarına girebilir. Bu gruplarla dünyanın birçok yerine seyahat edebilir.
Ataşehir Gençlik Parlamentosuna katılabilir. Müdürlüğümüzde gençleri temsil edebilir. Çocuk meclisimize katılabilir.
– Ruhun gıdası müziğe değinmek gerekirse… Uzun süredir devam eden Klasik Müzik festivali ve diğer müzikal faaliyetleri ilçe halkı tarafından nasıl karşılanıyor?
T.V.A.: İlçemizde üç ayrı tür müzik festivali var. Bunlardan biri klasik müzik festivalimiz, diğeri bu yıl başladığımız ve yavaş yavaş büyüyen caz festivalimiz. Üçüncüsü ise popüler müzik ögeleri ile mahalli beklentilere de cevap vermeye çalışan Kardeş Kültürlerin Festivali. İlçede müzik ciddi ve güzel bir karşılık buluyor. Bizde etkinlik tercihlerinde müziği her zaman her festivalin veya etkinliğin bir parçası yapan bir ekibimiz ki zaten müzik hayatın kendisi değil mi ve müzik en sessiz anınızda bile kalbiniz aracılığı ile tempo tutarak size eşlik etmiyor mu?
– Yakın gelecekte kültür-sanat ilgilileriyle buluşacak yeni projeleriniz var mı? Sanırım etkinlikleriniz yeniden yüz yüze şeklinde başlıyor?
T.V.A.: Ekim ayından bugüne yüz yüze etkinliklere yavaş yavaş başladık. Ocak ayı itibari ile de tüm etkinliklerimizi kültür merkezlerimizde tekrar izleyicilerle buluşturduk.
İlçemiz büyük çaplı yeni kültür hamlelerine hazırlanıyor diyebilirim. İçerenköy de inşaatı devam eden İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi sadece bizi değil Anadolu Yakasını zenginleştirecek bir proje.
Bu yıl tamamlamak istediğimiz Devekuşu Kabare Müzesi ve Doğu Ataşehir bölgesinde sürpriz bir sergi mekânı bizi yine heyecanlandıran önemli projeler. Su deposu dediğimiz mevkii de yükselecek olan Atatürk Kütüphanesi de özel ve güzel bir kütüphane olarak kültür hayatımıza katılacak.
Bir parantezde bu yıl ilk kez sahnelenecek prodüksiyonlarımıza açmak isterim. Ataşehir Belediyesi Çocuk ve Gençlik Halk Dansları topluluğu 100 dansçısı ile 23 Nisan da izleyicilere “Rozetin Yolculuğu” müzikalini hazırlıyor.
Ataşehir Belediyesi Tiyatro Topluluğu “Puki HA HA” müzikali ile tüm ailenin aynı anda izleyebileceği bir müzikali müjdeliyor.
Ataşehir Belediyesi Gençlik Senfoni Orkestrası Haziran a bu defa CRR de bizi Nâzım Şarkıları ile buluşturacak.