Paulo Coelho’nun, Can Yayınları tarafından yayımlanan “11 Dakika” romanı sansürlendi.
Metindeki ‘Kürdistan’ kelimesinin sansürlenmesine çok sayıda sosyal medya kullanıcısı tepki gösterirken Can Öz yaptığı açıklamada kitabın pazartesi günü toplatılacağını ve yeni baskıda düzeltileceğini söyledi.
Dünyaca ünlü yazar Paulo Coelho’nun, Saadet Özen çevirisiyle, Can Yayınları tarafından Türkiye’de yayımlanan 11 Dakika adlı romanındaki ‘Kürdistan’ kelimesi sansürlendi. Orijinal metinde yer alan “Bir internet kafeye girdi ve Kürtlerin Kürdistan’dan, şu an Türkiye ile Irak arasında bölünmüş, var olmayan bir ülkeden geldiklerini öğrendi” cümlesi sansürlenerek yerine “Kürtlerin Ortadoğu’da yaşadığı yazıyordu” ifadeleri yer aldı.
İlk baskısı 2004 yılında yapılan kitabın sansürlenmesine çok sayıda sosyal medya kullanıcısı tepki gösterdi.
Kürtlerin, kitaplarını hiç elinden düşürmediği Can yayınevi dünyaca ünlü yazar Paulo Coelho’nun “11 dakika” adlı kitabındaki Kurdistan kelimesini sansürledi.@ixbaran @cngsgnc @akeskinavesta @muraddildar pic.twitter.com/8kOx0qDVsb
— Klcjehat (@Klcjehat1) 13 Temmuz 2019
‘OKUR HAKLI, İLK BASKIDA DÜZELTECEĞİZ’
Can Öz, konuyla ilgili resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Paulo Coelho 11 Dakika’daki çeviriyle aslı arasındaki farkların sorumlusunu, editörünü bilmiyorum. Baskı çok eski. Ancak yayıncının böyle kafasına göre metne müdahale hakkı yoktur. Tepki gösteren okurlar haklı. İlk baskıda düzelteceğiz” dedi.
Can Öz ayrıca, kitabın pazartesi gününden itibaren toplatılacağı bilgisini de verdi.
Paulo Coelho 11 Dakika’daki çeviriyle aslı arasındaki farkların sorumlusunu, editörünü bilmiyorum. Baskı çok eski. Ancak yayıncının böyle kafasına göre metne müdahale hakkı yoktur. Tepki gösteren okurlar haklı. İlk baskıda düzelteceğiz.
— Can Öz (@ccanozz) 13 Temmuz 2019
‘NE GÖRDÜYSEM ONU ÇEVİRDİM’
11 Dakika’nın çevirmeni Saadet Özen resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘çevirinin en son noktada yazarın ajansına gittiğini’ vurgulayarak şu ifadelerde bulundu:
“Ben ne gördüysem onu çevirdim. Coelho’nun bütün çevirileri en son kendi ajansına gider. Sadece çeviriler değil çıkacak röportajlara kadar her şeye ajans karar verir. En azından eskiden öyleydi, şimdi nasıldır bilmiyorum. Şahsen, hiçbir kelimeyi bilerek sansürleme hakkını bugüne kadar kendimde görmedim. Anlatılanı, söyleneni doğru bulup bulmamaktan bağımsız olarak yazar yazmışsa yazmış. Can Yayınları’nın yaptığına da şahit olmadım. Mahkemeden sansür durumunda satırların üzerinin siyaha boyanarak basıldığı (sansürün belli edecek şekilde) bir-iki durum hatırlıyorum. Bu çevirinin de üzerinden yıllar geçti. Ancak yayıneviyle bu konuda konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. Büyük ihtimalle konusu geçmiştir, fakat bana kimsenin “şöyle yapma böyle yap” dediğini hatırlamıyorum. Kitap zaten tamamen başka bir hikayeyi anlatıyordu. Mahkemeden sansür durumunda satırların üzerinin siyaha boyanarak basıldığı (sansürün belli edecek şekilde) bir-iki durum hatırlıyorum. Bu çevirinin de üzerinden yıllar geçti. Ancak yayıneviyle bu konuda konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. Coelho politik bir tartışmanın içinde olmak istemiş midir, olmamayı mı tercih etmiştir, kitabın genelinden çıkarılabilir bence.”