2013 yılında Tekirdağ da kurulan SİS, 2017’nin yaz aylarında yenilenen kadrosuyla ikinci EP çalışmaları URF’u dinleyiciyle buluşturdu. Grup ile yeni çalışması ve müzikleri hakkında konuştuk.
– Grubun dördüncü yılı. Dört yıl nasıl geçti? Ekibe birçok kişi girdi çıktı bu süreçte bunun sebebi nedir?
Mr. Jass Lee: Öncelikle çok uzun zaman olmasa da şartları baz alırsak 4 yıl yine de iyi bir zaman ve beşinci yılımıza doğru gidiyoruz. Nasıl geçti sorusuna ise zor ve bir o kadar da güzel geçti bu yıllar, ardımızda güzel çalışmalara az ama öz sayıda da olsa güzel konserler bıraktık, yine bu 4 yılda çok eleman değiştirdik bunu da normal karşılıyoruz, sancılı dönemlerin etkisi grubumuza da yansıyor ve bu açıdan da bakarsak kimi üyelerimizle müzikal anlaşmazlıklar kimileriyle ise hayatsal bazı şartlardan dolayı yollarımız ayrıldı diyebilirim.
Helheim: 4 yıl, kararlı ilerlemeyi hedef alan müzisyen bir kişi veya grup için aslına bakılırsa az bir süre olarak görülebilir. Biz de grubun ilerlemesini göz önünde bulundurarak bunu ilkemiz edindik. Genel olarak zorlayıcı ve bir o kadar da keyifliydi aslına bakılırsa. Evet bu süre zarfında çok eleman değiştirdik. Bu da Sis’in geleceği için yapılan bir şeydi. Çünkü kararlı ilerlemek için kararlı arkadaşlar ile çalışmak zorundasınız. Gerek hayatsal şartlar, gerekse de ekonomik şartlar veyahut gruba ve icra ettiğimiz türe bakış açısı bizi birçok arkadaşla yollarımızı ayırmaya sebep oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Mr. Elm: Derinlik algısı yoksunluğu…
Mr. Shogun: Zorluklara rağmen 4 yılın grubu güçlendirerek günümüze kadar devamlılığını sürdürmesini, grubun kuruluşundan günümüze kadar kalan arkadaşlardan bunu anlayabiliyoruz. İnsanların özel yaşamları, iş hayatları ya da özel nedenlerden dolayı gruptan ayrılmak zorunda olduklarını duydum.
– “Urf” iki sürüm olarak çıktı. Hem İngilizce hem de Türkçe olarak. Bundan sonraki yol nasıl olacak?
Mr. Jass Lee: Urf isimli çalışmamızı iki dilde yayınladık, çünkü böyle bir talep vardı. Önümüzdeki süreçte Türkçe ağırlıklı şarkılar yapacağız, çünkü kendimizi kendi dilimizle ifade etmeyi seviyoruz, ama ingilizce şarkılarda yapacağız hatta elimizde olsa farklı dillerde de bir şeyler yapmak isteriz.
Jeydag: Müziğin evrensel olduğu kanaatindeyiz ve anlatılmak istenen duygu hangi dille en iyi şekilde ifade edilebiliyorsa o dilde olabilir.
Helheim: Sis dünya’da dinlenen bir grup. Bunu gerek sosyal medya aracılığı ile bize gelen mesajlardan, gerekse de dinlenme raporlarından görebiliyoruz. Bizi dinleyen yabancı kitle de bizden İngilizce bir şarkı nasıl olur diye bir soru ile karşı karşıya bırakınca biz de cevabı ‘Urf’ ile verdik. Tatminkar edici olmuştur umarım. Evet müzik evrenseldir, ilerleyen zamanlarda da bu gibi çalışmalara imza atabiliriz. Bunu zaman gösterecek.
Mr. Elm: Dillerin bir önemi yok hislerin yanında…
Mr. Shogun: Grubun dinleyici istekleri doğrultusunda Urf’un İngilizce olarak da çıkması kararlaştırıldı. İleride de talepler doğrultusunda değişiklikler yapılabilir.
– Grup ilk çıktığında daha sosyopolitik konulardan bahsediyordu. Neden daha sonra karanlık temaları tercih etti?
Mr. Jass Lee: Aslında yine çok değişen bir şey olmadı, biz aynı tavırda yazıyoruz şarkılarımızı ve içinde birçok nedeni kurcalayan, sorular soran ve sorgulayan şarkılar yazıyoruz. Ama evet Yaslı Dünya’dan biraz daha karanlık ve sert bir sound elde ettik hatta sözlerimizde daha sertleşti diyebilirim. O Karanlık temaların nedeni zaten yaşadığımız olaylar diyebilirim..
Helheim: Bu birçok açıdan incelenebilir bir durum aslına bakılırsa. Şarkılarımızda her zaman bir şeyler anlatmak dileğindeyiz. En büyük etken olarak bunu gösterebilirim şahsen. Belki de insanları, kafalarındaki “karanlık” kurgusundan ziyade bizim gördüğümüz karanlık olgusu ile baş başa bırakmak olabilir.
Mr. Shogun: Üzerinde bulunduğumuz dünya ve içinde olduğumuz toplum maalesef sosyallikten çok daha karanlık bir sürece doğru ilerliyor. Günümüzde insanlar sanki her şey sosyal medyadan ibaretmiş gibi sürekli gülüp neşe içinde kendilerini gösteriyor ama bunun gerçeği yansıtmadığını herkes biliyor, ama kimse buna değinmiyor ya da bahsetmiyor. Karanlık temalar hem daha gerçekçidir hem de her bir kimsenin içinde olan bir nesneye dokunur.
– 4 yıllık tarihte grubun en çok etkilendiği olaylar nelerdir?
Mr. Jass Lee: Açıkçası 4 yıl boyunca yaşadığımız her şeyden etkilendik diyebilirim. Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi var ya işte o bizi çok etkiliyor. Onun dışında elbette yitirdiklerimiz ve tabii ki şu dünyadaki tüm iki yüzlülükler, her biri bizi çok etkilemekte ve yaşanan iyi ya da kötü olan her şey…
Helheim: Grup olarak etkilendiğimiz çok öğe var. İlla en çok şundan diyerek olayı somutlaştıramam. Müziğimizde çok şey sorguluyoruz. Bu, belki biraz da örnek olabilir bu sorunun cevabı için.
Mr.Elm: Aklını ve vicdanını sorgulama korkusu…
– Genelde ölüm hakim şarkılarınızda. Bunun sebebi nedir?
Mr. Jass Lee: Az evvelde belirttiğim üzere Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi. Evet tam o iki noktada yaşanan her şey bizi çok etkiliyor. Ve dolayısıyla müziğimize de bu oldukça yansıyor..
Jeydag: Ölümden daha ciddi bir şey olmadığından.
Mr. Elm: Avuçlardaki çizgilerin eninde sonunda yüze yansıyacak olması…
Helheim: Yaşam üzerine yazılan çok şey var. Ama herkes gerçek hakikatten fazla bahsetmiyor. Biz de bunu sorgulamaktan, aktarmaktan ve dillendirmekten çekinmiyoruz. Elinde sonunda gerçeğe ulaşacağız. Bunun farkında olaraktan ölümden sıkça bahsetmemizi gayet normal olarak görüyorum.
Mr. Shogun: Ölüm olmadan yaşamın bir kıymeti yoktur çünkü.
– Bir süredir konsere çıkmamanızın sebebi nedir? Yakın gelecekte konserler olacak mı?
Mr. Jass Lee: Bir yandan üretim devam ederken, bir yandan da o dönemlerde yaşadığımız kadro değişiklikleri çok büyük rol oynadı diyebilirim. Sis, birilerinin düşündüğü gibi evde kayıt yapan ve klip çekip yayınlamaktan ibaret bir grup değil, dostlarla buluşmayı çok özledik. Sonbahar itibariyle konserlerde ve festivallerde sahne almak çok istiyoruz. Bunun içinde çalışmalarımız devam ediyor. Sahnelere dönüşümüz birçok sürprizi de içerecek..
Helheim: Bunda ana etken; grup içerisine belirli dönemlerde yer alan ve verimli bir çalışma özverisi göstermeyen arkadaşlardı. İster istemez zaman açısından sizi çok öteliyor. Aynı zamanda sürekli üretim halinde olan, kendini sorgulayan bir grup Sis. Üretim süreci bazen sıkıntılı olabiliyor ve o sıkıntıyı atlatmak için özellikle ona kitlenmeniz gerekiyor. bu da bir etken tabi. Ama en büyük etken maalesef, gruba katılıp gerekli özveriyi göstermeyip belirli bir süre sonra ayrılan insanlar diyebilirim. Bir müzik grubundaysanız eğer; konserinizi, üretiminizi, kaydınızı, provanızı, tanıtımınızı bir bütün olarak düşünmelisiniz. Bunlar grup tarafından bir bütün haline gelmeyince en büyük ceza olarak zaman karşınıza çıkıyor.
Mr.Shogun: Önünüzde normal bir çukur varsa standart bir enerjiyle bunun üstünden atlayabilirsiniz ama çukur uzun ve geniş ise biraz gerilip hızlandıktan sonra atlarsınız, ben de buna benzetiyorum, grup enerji topluyor. Grup, konser takvimini oluşturma sürecindedir
– Black ve Doom Metal olarak müziğinizi tanımlıyorsunuz. Bu kavramı bize anlatabilir misiniz?
Mr. Jass Lee: Biz Müziğimizi Blackened Doom Metal olarak tanımlıyoruz. Bunun sebebi müziğimizdeki karanlık tema ve soundlara dayanıyor. Black Metal en sevdiğimiz tarzların en başında geliyor ve etkisini müziğimizde görebilirsiniz ki ilerleyen süreçte daha da fazla göreceksiniz ama saykodelik öğeler müziğimizin bel kemiğidir ve esasen biz karanlık bir doom metal grubuyuz. Karanlık bizim en büyük ilham kaynağımız o yüzden müziğimizi Blackened Doom Metal olarak tanımlıyoruz.
Helheim: Black Metalin melodik zenginliğini, karanlığını ve sert duruşunu, doom metalin soğuk ve net yüzü ile harmanlamaya çalışıyoruz. Kısaca bu şekilde açıklayabilirim. İki türde Metalin verimi en çok olan zengin türlerinden. Derin bir deniz gibi düşünebilirsiniz. Kulaç attıkça, daha da dibe indikçe çıkmak istemiyorsunuz. Bu da bize büyük bir zevk veriyor açıkçası.
Mr. Elm: Doom Metalin derinliği, Black Metalin gerçekliği ikisi arasındaki atmosferik uyum kaosu..
Mr. Shogun: Gerçeğe daha yakın, duygusal, yavaş tempolu ve her kesimden dinleyiciye hitap edebilen bir tür müzik. Doom metalin çıkış amacı, o yıllarda (1980’ler) ortaya çıkan hızlı metal türü müziklere tepki amaçlıdır.
– Genellikle şarkılar aralıklı olarak çıkıyor. Bundan sonraki şarkılar belli bir dönemde gelecek mi?
Mr. Jass Lee: Evet şarkılarımızın arası hep aralıklı oldu ama bunu aslında hep zaman ve yaşam şartları belirledi. Bize kalsa daha yakın zamanlarda art arda bir şeyler yayınlardık ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Bundan sonra öyle aralar vereceğimizi zannetmiyorum, daha hızlı aktif ve art arda şarkılar yayınlamayı planlıyoruz. Onun dışında elbette konserlerde dostlarımızla buluşmak için can atıyoruz.
Helheim: Müziğimiz adına yapılacak her şeyi kendimiz icra ediyoruz. Klip çekiminden kaydına, miksine ve tanıtımına kadar. Tüm süreç sadece grup tarafından işleniyor. Bu da ister istemez araya belirli bir zaman aralığı sokuyor maalesef. Bunun değerlendirmesini kendi içimizde sık sık yapıyoruz. Önümüze koyduğumuz hedefler ve aldığımız kararlar mevcut. Bu hedef ve kararlar dahilinde ilerleyerek, şarkılarımızı daha zengin bir yapıda ve daha az zaman aralığında siz dinleyicilerimiz için sunacağız.
Jeydag: Kadromuz tamamlandı ve önümüzdeki üretim süreçlerinin daha hızlı oluşacağına emin olabilirsiniz.
– Dünyadan ve ülkemizden en çok etkilendiğiniz gruplar nelerdir?
Mr. Jass Lee: My Dying Bride ve Bathory öncelikli olarak vereceğimiz isimler. Onun dışında Lüx Incerta, Candlemass, Temple Of Void, Black Sabbath, Solitude Aeturnus, Cathedral, Emperor ve Dissection gibi isimleri verebilirim. Ülkemizdeki her grubu çok seviyoruz ama Sülfür Ensemble, Yaşru, Karanlığın Sol Eli, Acedia, Hatevömit, The Sarcophagus, Dishearten, Von, Khepra, Crushem gibi grupların yeri bizde çok ayrı
Helheim: Cevabı Mr Jass Lee tam ve net olarak vermiş zaten.
Mr. Elm: My Dying Bride, Black Sabbath ve Sessizlik…
– Şimdi de camia ilgili fikirlerinizi merak ediyorum.
Mr. Jass Lee: Dostluğun ve bir arada olmanın en etkili ve en samimi olduğu bir camiadır metal camiası. Bu işi başlatan babalar, dost gruplar ve birçok dinleyici dostla, fanzinlerle, dergilerle barlarla vs. onun için bu camiada yer almaktan onur duyuyorum ben şahsen
Helheim: Bu camia her zaman kendi problemlerini kendi içinde yaratan ve yine başka ellere bırakmadan çözümleyen bir camia. Acısıyla, tatlısıyla çok olaylar yaşamış, bedel ödemiş bir camia. Bedel ödeyen ve emeğin söz konusu olduğu her şey gözümüzde kutsaldır. Bu camia içinde bulunmaktan ve bu camia için çabalamaktan her zaman onur ve gurur duyuyorum.
Mr. Elm: Kişiden kişiye değişir.
– Heavy Metal camiasında gördüğünüz sıkıntılar nelerdir?
Mr. Jass Lee: Az önceki soruda çok samimiyetle cevap vermiştim, burada da aynı şekilde cevaplayacağım. En büyük eksiklikler, yerli gruplara gereken desteğin verilmediği yönünde, az ama öz sayıdaki dergilerimize de aynı desteğin pek verilmediği kanısındayım, onun dışında etkinlikler ve festivallerde de daha kalabalık olmalıyız ve birbirimize her zamankinden çok daha fazla sahip çıkmalıyız. Çünkü dağılan bir grup, kapanan bir bar ve kepenklerini kapatan bir dergi her biri, hepimizi etkiler.
Helheim: Destek, destek, destek. Özellikle biz ve bizim gibi grupların en çok ihtiyacı olan şey bu. Gerçekten de ülkemizde çok sıkı işlere imza atan gruplar mevcut. Ama hepsi maalesef ülkemizde belirli bir potada kalıyor ya da orada kalmaya zorlanıyor. Bu zinciri kırmak zorundayız. Eğer bunu başarabilirsek inanılmaz işlere imza atabiliriz. Festivallerin daha çok yapıldığı, bar ve belirli sahnelerin daha çok açıldığı, her festivalde aynı line-up’ı seyirciye dayatmayan organizatörlerin olduğu bir ortam bizleri hem daha iyi bir konuma taşır hem de bu kadar iyi işlere imza atan grupların kendilerini daha da hedeflerine odaklanmalarını sağlayarak gerçek gaye olan Heavy Metal’e iyi bir hizmet olanağı sağlar. Hiç birimizin uçuk rakamlara ve süslü soundlara ihtiyacı yok. Gereken saygınlığı ve desteği görelim bu bize yeter de artar bile.
Mr. Elm: Maddi zorluklar ve sahnelerin azlığı
– Son dönemde yapılan rock-metal festivalleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mr. Jass Lee: Öncelikle hiçbir ayırım yapmadan her festivali destekliyoruz ama artık bir şeylerin daha bilinçli ve kapsayıcı olmasından yanayım, her festivalde çok bilinen isimlerin ön safta yer almasını normal karşılasam da birazda bunun karşısındayım, bu ülkede birçok rock ve metal grubu var dinleyicisi ile buluşmak isteyen ya da keşfedilmeyi bekleyen, bunun için bu tarz adımları bekliyoruz festivalleri düzenleyenlerden. Onun dışında festivallerin artması en büyük temennimiz tabii ki, özellikle metal festivallerinin artması en büyük temennimiz.
Helheim: Özellikle son yıllarda birçok festival ortamı çeşitli organizasyon şirketleri tarafından önümüze sunuluyor. Bu ülke için güzel bir şey fakat şu da var, daha bilinçli ve dinleyiciye kulak veren insanların bu işlere girişmesi bu festival ortamlarını daha bilinçli ve keyifli kılar. Dünyaca büyük grupları ülkemizde görebilmek çok güzel fakat yerli gruplara da gereken desteklerin verilmesini rica ediyorum organizatörlerden. Umarım daha da fazla festival ortamları ile bir arada oluruz.
Jeydag: Memlekette daha çok festival olması gerekli. Eskisi gibi ihtişamlı Üniversite Bahar Festivalleri yapılmıyor bu da yeni grupların çıkmasına bir nevi önüne geçiyor. Sürekli aynı headlineların olmasını istemiyorsak farklı platformlar geliştirmelidir.
Mr. Shogun: Son yıllarda yapılan festivaller biraz oldu da bittiye getirilmeye çalışılıyor gibime geliyor. Bilindik yüzler, bilindik sesler, aynı temalar.. ‘biz de festival yaptık’ denmesi için yapılıyor sanki. Müzik keyfi ve kültürün yayılmasından çok reklam kokan hareketler gibi geliyor insana.
– Rock ve metal müziğin kaleleri olan rock barların yavaş yavaş kapanması veya sürekli el değiştirmesinin size göre sebebi nedir?
Mr. Jass Lee: Bunun sebebi sanırım şartlardan ileri gidiyor, tam olarakta net bilgimiz olmadığı için ne diyeceğimi bilemiyorum ama tek bildiğim bir şey varsa bütün barların önemi çok büyük ve hepsine sahip çıkmamız gerektiği, aksine zaten az ve öz sayıda olan barlarımızın kapanması hepimiz için büyük bir kayıp.
Jeydag: Esasen birçok bileşenin yer alması vesilesiyle bu sonuçlarla karşı karşıyayız. Belli bir dönem tam manasıyla güvenlik ortamının olmayışı ve ekonomik parametrelere yansımayan enflasyonist baskı tetikledi demek mümkün. Memleket büyük bir krizde ve sonuç olarak; çok sevdiğimiz barlar kapatmak zorunda kaldı.
Helheim: Bugün ülkemizde herkesin saygınlığını kazanan ve idol olarak gösterilen grupların çıktığı ortamlardır rock-metal barları. Herkesin birçok anısının olduğu ve hatta en önemli sahne terlerini döktüğü yerdir. Ama maalesef ülkemizin berbat siyasi politikaları, ekonomik dayatmaları, barları birer birer elimizden alıyor. Pek umudum yok ama umarım bu süreç ilerleyen zamanlarda düzelir.
Mr. Elm: Herkesin ve her kesimin yalnız başına kalmış olması…
Mr. Shogun: Birkaç bin Amerikan doları.
– Son olarak bu müziği yapanlara veya gönül vermiş dinleyicilere mesajınız nedir?
Mr. Jass Lee: Tüm gruplar ve müzisyenler iyi ki varsınız, ne olursa olsun devam edin ve asla birileri istiyor diye müziğinizden ve duruşunuzdan taviz vermeyin. Dostlarımıza da şunu söylemek isterim, lütfen gruplarımıza, dergilerimize ve etkinliklerimize sahip çıkalım. Ayrıca NouvArt ailesine de bu röportaj için sonsuz teşekkürler.
Helheim: Tüm dost gruplarımıza, dinleyicilerimize ve bu müziğe gönül veren herkese çok ama çok teşekkür ediyorum. Metal camiası kendi sınırları içerisinde büyük bir ailedir. Bu ailenin daha da büyümesini temenni ediyorum. Özellikle barlarımıza, yerli gruplarımıza gereken desteği verelim ve sadece bir müzik türü olarak görmeyip hayat görüşü olarak benimsediğimiz bu oluşumu daha da yüceltelim. Çünkü metal bunu fazlasıyla hak ediyor.
Mr. Elm: Zamanın değil zamana karşı müzik yapanlara ve dinleyen dostlara sevgiler…
Mr. Shogun: Bu müziği yapanlara mesaj vermek ya da öğütte bulunmak haddim değil ama öneri tarzında fikirlerimi sorarsanız, özgün ve kaliteli müzik yapımı adına daha çok çalışılmalı, standartların dışına çıkılmalıdır. Dinleyicilere mesajım da popüler olandan kendilerini uzak tutsunlar, çünkü kaliteli ve güzel olan hiçbir şey popüler değildir, bir yerlerde saklıdır. O saklı olan yere de ölüm götürür sizi.
Eray Ancer