Uzunca bir ara verdiğim yazılarıma hep kayıplar ve ardında bende bıraktığı hisler üzerine geri dönmüş olmam ironisi bir yana keşke yaz ayına yakışır müzik konularını yazabilseydim ama olmadı…
Müzik dünyasını yakından takip edenler Chester Bennington’ın ölümüyle sarsıldı ki evet buna ben de dahilim.
Şimdi uzun uzadıya ne grubu Linkin Park’tan ne Chester Bennington’ın yaşamı ve müzikal serüveninden bahsedecek değilim. Zira takip edenlerinin zaten yakından bildiği konular bana böyle zamanlarda çok mekanik geliyor, hislerle yoğrulduğum zamanda basın bülteni tadında bilgi vermek hiç bana göre değil…
Neyse…
Bir kişi düşünün ki dünyaca tanınmış, şarkılarındaki hisler milyarlarca kalple birlikte atmış. Grubu efsaneleşmiş…
Ama bir şey eksik…
Ki sonuç onu bu dünyadan ebedi almış…
Chester Bennington’ın uyuşturucu ve alkol problemi de sır değil malumunuz…
Belki bu bağımlılıkların nedeni ölüm nedeni, ama bu tarz bağımlılıkların nedeni?
Eksiklik, kocaman boşluk, fazla farkındalık, psikolojik, vs vs vs
Konu derin, nedenler çok…
Ama bildiğim bu dünyanın bu tarz kaybedişleri çok çok fazla…
Sanırım ruhu ile iş yapanlar, ruhunu ortaya koyanlar sonunda kendisini tüketiyor ve sonuç…
Janjanlı ve herkesin gördüğü o en devasa sahnelerin çoğunun ardındaki bireysel sınırsızlık, ama global ve marka isim bazında hep başkalarına bağımlı olma gibi kaotik yaşamlar sonunda sen diye bir şey bırakmıyor ve o nokta önce alkol, uyuşturucu ve sonrası da tam bir kara delik…
Bu karanlığın yuttuğu daha kaç yetenek, kaç sevdiğimiz isim olacak en kaçmak istediğim soru…
Sanıyorum tüm ciddi ve ölümcül hastalıklara bile çare bulan insanoğlu yazık ki bir insanın kendinden vazgeçmesine böyle bir düzende çare olmaya çok çok uzak…
Ve biz bu acıları yaşamaya hep çok yakın olacağız…