Aslında
Müzisyen olmak…
İnsan kalmak, kalabilmek üzerine bir güzelleme…
Sektördeki ilk dönemlerimin ilk dostu olan bir müzisyenin yolculuğunu anlatacağım size bu yazımda… Onu tanıdığımda çok çok gençtik, o işin müzisyen tarafında, ben de medya tarafındaydım… Ortak ortamlar, arkadaşlar ve tabii ki müzik bizi buluşturdu ve 95’ten bu yana hem hiç kopmadık, hem dostluğu benim için ebedi ve çok çok özel dediğim o az sayının içinde hep yerini aldı ve uzunca bir süredir o dostluğun dünyası sadece ona değil aynı zamanda güzel eşi için de açık ve eşsiz güzellikte benim için…
Bahsedeceğim dostuma bu yazımda yer verme nedenim öncelikle muhteşem bir Sevgililer Günü Şarkısı’na yıllar önce hayat vermesi ve günümüzde yaptığı müzik çalışmalarını çok çok hayırlı bir şekilde sokak hayvanları yararına yürütücek kadar gönlü güzel olması..
Fazıl ve sevgili eşi Ayşım İstanbul’dan kaçıp da gitsek ya hayalini gerçeğe dönüştüren ama sanatı ve sanatçılığı hiç bırakmamış iki muhteşem insan…
Şu anda yaşamlarını sürdürdükleri Bodrum’daki evlerinde kedileriyle, sanatlarıyla, sevenleriyle sevgi dolu yaşamlarını güzel amaçlarla daha da güzelleştirme yolunu seçtiler. Bilen bilir ben pek basın bülteni tadında değil, duygularımla yazarım.
Ama böylesi değerli bir müzisyenin geçmişine de göz atmak isteyen müzik sever dostlar için kısa bilgi paylaşmazsam olmazdı. Yazımın sonunda müzikal geçmişi hakkında edineceğiniz kısa bilgi Fazıl’ın huzuru, yardımseverliği ve gerçek sanatı popülerliğe nasıl tercih ettiğinin de bir ispatı aslında…
Fazıl’ın yarın yani 14 Şubat’ta Facebook’ta saat 15:00’te Sevgililer Günü canlı yayını var ve sayfasından birçok şarkısına da ulaşabilirsiniz. Dahası satın alacağınız beğendiğiniz şarkılarının geliriyle de sokak hayvanlarının ihtiyaçları karşılanacak…
Herkese kapitalizme yenilmiş, sağa sola hava atmalı değil, ruhunuzla bütün halde sevdiğim dediğinizle mutlu olabildiğiniz bir 14 şubat dilerim…
Fazıl Okudan, müziğe 1986 yılında Avusturya Lisesi korosunda şarkı söyleyerek başladı. O yıllarda viola virtüözü Mustafa Süder’den solfej ve armoni dersi aldı.
1991 yılına kadar çeşitli amatör gruplarda elektro gitar çaldı.
Aynı yıl Ortadoğu Lisesi adına katıldığı Milliyet gazetesinin düzenlediği yarışmada şarkısı en iyi beste dalında Türkiye ikinciliğine layık görüldü.
Daha sonra müzik çalışmalarına Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü bünyesinde okul konserleri vererek devam etti.
Soner Arıca, Nazan Öncel gibi sanatçılarla çalıştı.
1995 yılında Nuh adlı şarkıcının “Deli Sevda” adlı video klibinde rol aldı.
Işık Üniversitesi mezunlarının kurduğu Işık Ev’in daimi sanatçısı oldu.
AKM’nin Sanata Evet organizasyonunda “Yeter ki Gitme” adlı bestesini seslendirdi. Kral müzik dergisinin 2002’de düzenlediği ses yarışmasında binlerce aday arasından seçilen üç adaydan biriydi. 2013 yılında The Alan Parsons Project’in efsanevi gitaristi Ian Bairnson ile Barselona’da sahne aldı.
Beyza Cumbul
