1983 yılında kurulan Thrash Metal efsanesi Megadeth, 12 Haziran akşamı ‘Crush the World Tour‘ kapsamında İstanbul Küçükçiftlik Park’ta dinleyiciyle buluştu.
Beşiktaş Sahil’inden Küçükçiftlik Park’a yürürken, yoğun sıcağa rağmen insan seli bizi çok şaşırttı. Kalabalık Küçükçiftlik Park’a gidiyor sanırım, olur olamaz diye fikir yürütürken, Ajda Pekkan konserinin Beşiktaş Tüpraş Stadı’nda olduğunu fark ettik. Küçükçiftlik Park’a senelerdir giderim, caddenin en kalabalık halini gördüm diyebilirim.
Sıcağa rağmen heyecanla konser saatini bekliyordum. Bazı gruplar vardır, hayatınızın, gençliğinizin bir parçası, özel bir duygusu haline gelmiştir. Megadeth o gruplardan biridir benim için. Lisede servisin 1 saate yakın erken getirdiği okulun bahçesinde, CD çalarımdan müzik dinlerdim.CD çalarımdaki ilk 3 parçadan biri ‘Use the Man’ parçasıydı. Üstüne loneliness yazılmış bez ayakkabılarıma bakarak, bahçede bir köşede oturur kendi kendime ayrı bir dünyada Megadeth ile başbaşa derslerin başlamasını beklerdim. Müzik serüvenimde, elektro gitar öğrenirken ilk çalıştığım parça ise She-Wolf’idi.
Bu yoğun duygular ile konserin başlamasını beklerken, sıcağa rağmen konsere olan ilgi beni inanılmaz mutlu etti. Yeni Melek Gösteri Merkezi dönemlerini hatırladım. Konserlerin yoğun gerçekleştiği, keyifli, kuyruklarda sohbetle geçen güzel günlerdi. Yeni Melek Gösteri Merkezinde gittiğim her bir konseri, uzun seneler geçmesine rağmen, hissederim, hatırlarım. İçimde o nostaljik, huzurlu duygu, ve nihayet konser başladı.
She-Wolf, Countdown to Extinction, Tornado of Souls, Trust, Hangar 18, Symphony of Destruction gibi gönüllerde yer edinmiş pek çok parçasını canlı canlı dinleme fırsatı buldum.
Megadeth’in 12 Haziran konserini uzun süre unutabileceğimi sanmıyorum, soluksuz izledim. Dave Mustaine tek kelimeyle enerjisiyle, performansıyla ilham vericiydi. Teemu Mäntysaari büyüledi. Anılarda kendine edinmiş bir konserim, bir duygum daha oldu.
Buşra Aştı