Son birkaç yıldır müzik piyasasına baktığımızda sıklıkla karşılaştığımız işlerden birisi olarak cover şarkılar gözümüze çok çarpar oldu. Nerede olursak olalım, mutlaka bir yerlerde cover’lanmış şarkılara denk geliyoruz. YouTube’dan hiç bahsetmiyorum bile, orijinal bir şarkı dinlemeye kalktığımızda yan tarafta mutlaka akustikli cover şarkıları gözümüze bir şekilde iliştiriyorlar.
Şimdi nedir bu cover? Hızlıca özet geçeyim, bilen var bilmeyen var. Sizin belki severek dinlediğiniz o şarkılar işte aslında cover versiyon olduğunu sonradan anlıyorsunuz. Cover; önceden seslendirilmiş bir eserin herhangi bir tür olmaksızın farklı sanatçıların yeniden ve kendine özgü yorumlaması anlamına geliyor. Günümüzde bile ‘90’lı yıllardan çıkmış Türkçe şarkıları cover’lanmış halini dinleyebildiğimiz zamanlarda yaşıyoruz. Bir şarkıyı yeniden yorumlamak büyük çaba gerektiren bir eylem. Eline bir mikrofon ve gitar alarak cover yapmayı basit gören insanlar var maalesef. Sonra orijinal şarkıya ne kadar haksızlık edildiğini anlayınca iş işten geçmiş oluyor. Elbette sevdiğim yorumlar var ama devamlı bir kişi üzerinden birçok şarkıyı cover’layanları görüyorum. Kendi şarkılarını sorsan belki 1-2 tane ama cover yaptığı şarkılara bakarsak saymakla bitmiyor. Neden orijinal bir iş üretemiyor müzisyenlerimiz yıllardır anlam veremiyorum. Sesiniz mi yok? cover yaparak mı kendinizi belli edeceksiniz? cover yapmanın da bir sınırı var diye düşünüyorum ama her şarkıya kalkıp cover yapmak bilemiyorum hakikaten. Orijinal şarkılara da haksızlık ediyoruz diye düşünüyorum.
Bazı isimlere bakıyorum yaptıkları cover’larla orijinal versiyonundan daha çok dinlenmesi ve asla orijinal versiyonuna önem vermememiz bizleri öyle bir hale getirdi ki, ne yapsak da cover işlerinden uzaklaşsak diye düşünüyorum. cover ülkesi olmuşuz gidiyoruz böyle YouTube’a. Eskiden müzik piyasasında bir şarkıyı yorumlamak güç ve emek isterdi. Malum bir şarkıyı yeniden yorumlamak için biraz o çabayı sarf edip ortaya kendi yorumunuzu katacaksınız ve uğraşmak zorundasınız şimdi bakıyoruz mikrofonu alan cover yapar oldu. Son dönemlerde cover’lanmış birçok şarkılardan soğumuş bulunuyorum.
Sevdiğim ve yeniden yorumlanmış şarkılardan bahsetmem gerekirse maNga’nın “Yaranmaz Aşık” yorumunu o kadar çok harikulade buluyorum ki, Ferman Akgül o yoğun duyguyu bir şekilde hissettirebiliyor. maNga’nın 2014 çıkışlı Işıkları Söndürseler Bile albümünde yer alan Yaranmaz Aşık türküsü, Ferman Akgül’ün büyük dedesi olan Aziz Üstün’e ait. Ferman Akgül, gittiği Sivas seyahatinde keşfediyor bu türküyü ve farklı bir düzenlemeyle albümde yer alıyor. Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin ilk dinlediğim gibi dinliyorum bu türküyü. Çok yaşasın sevgili maNga…
“Değer mi?” sözleri Aysel Gürel’e, müziği Onno Tunç’a ait ve çok sevilen bir Sezen Aksu şarkısı olmakla kalmayıp Gece Yolcuları farklı bir yorum katıp Kalbin Kadar Yakın albümünde boy gösteriyor. Gece Yolcuları’nı kendimi bildim bileli severek dinlediğim bir grup. Değer mi? yorumunu çok çok başarılı buluyorum. Grup, bu yorumda yanına rap müzisyeni Ramiz’i alıp ortaya harikulade bir iş çıkarmışlardı zamanında.
Ferdi Tayfur klasiği olan Hatıran Yeter şarkısını Zakkum aşırı iyi yorumlamış. Bunun üstüne cover tanımıyorum. Yusuf Demirkol’un o arabesk yorumu şarkıyla bir bütün olmuş bir kere. Hatıran Yeter’e yapılan birkaç yorum var ama en iyisi çıkana kadar Zakkum bir tık daha iyi.
Ogün Sanlısoy’un Anma Arkadaş yorumu ilk dinlediğimde çok şaşırmış ve çok beğenmiştim. 2010 çıkışlı “Ben” adlı albümünde yer alan Erkin Koray klasiği olan şarkı Yıldız Tilbe’den tutun, Umut Kaya bile bu şarkıyı yorumladı. Bana soracak olursanız Ogün Sanlısoy’un yorumunu daha çok seviyorum.
Tanju Okan’ın çok sevilen şarkısı Seni Hayatımca Sevdim’i Nefes grubundan dinlemiş miydiniz? Dinlemediyseniz de lütfen bir koşu gidin dinleyin. Hayatımda dinlediğim en iyi yorumlardan biri. Tanju Okan kadar olmasa da tabii ki kulağa hoş gelen tınılarını Nefes grubu yakalamış. Hatta bu yorumun olduğu 2011’de yayınladıkları “Nefes” adlı albümünü de dinlemenizi tavsiye ederim, benden söylemesi.
Buket Kalkan