Raziye Kubat’ın “Taş Kafa-Zaman Yolcusu” sergisi Merdiven Art Space’te

Raziye Kubat, Slavoj Zizek'in "yamuk bakma" kavramından ilhamla, taş ve toprak üzerinden insan algısını sorgulayarak, egemen anlatılara meydan okuyor.

0

Raziye Kubat’ın “Taş Kafa-Zaman Yolcusu” adlı sergisi, M. Wenda Koyuncu küratörlüğünde, 10 Ocak 2025 tarihine kadar Merdiven Art Space’te izleyiciyle buluşuyor. Taş ile iletişiminin çocukluk yıllarına dayandığını söyleyen Kubat’ın 40 küsür yıl sonra doğduğu dağlardaki memleketine dönüşü bir zaman yolculuğu olarak sergi adına referans veriyor.

Oyulmuş, dokunulmuş ya da az müdahale edilmiş taşlar, kâğıt işler, tuvaller, kumlar, buluntu nesneler, video ve metinler serginin çok katmanlı yapısını oluşturuyor. İklimi ve coğrafyasıyla sanatçının doğduğu topraklardan evrilen sergi, Kubat’ın bağımsız sanatçılık serüvenindeki dönüşüm noktası olarak konumlanıyor. Sergiye bir de kitapçık eşlik ediyor. Sanatçının son üç, dört yılda üretmeye başlamadan ve devamı süreçte tutuğu defterden metinler kitapçıkta yer alıyor.

“Raziye Kubat ‘Taşkafa’ sergisinde düşünce kıvrımlarının ürettiği bazı semptomları, dokunduğu ve çağırdığı imgeler ile tartışmaya açıyor. Düşüncenin ve anlatının her yanına sızmış bu suskun varolanlarla yeniden bir diyalogun imkanına sahip Kubat, öteki dünyaların içinden başka bir aklın, başka bir ruhun varlığına odaklanıyor. Taşı dinlemeden, toprağa yaslanmadan gidilecek bir yolun arızalı hallerini gösteriyor. Toprakla ve taşla bir araya gelen bu çoğul elementlere bakıldığında akla Slavoj Zizek’in önemli bir kavramı akla geliyor: Yamuk Bakmak. Zizek, Lacan’ın “gerçek” kavramından ilhamla özne ile dünya arasında asla kapanamayacak bir boşluk, birbiriyle örtüşmeyen bir yamukluk hali olduğunu ifade ediyordu. Bu yamukluk öznenin (insanın) dünya üzerindeki kavrayışını her zaman eksik bırakacağı anlamına gelecekti. Kubat bu boşluk ve eksikliğe yerleşerek taşta, toprakta, bitkide ve hayvanda tariflenen eksikliği insan özneye doğru çevirir. İnsanın bütün söylemlerdeki egemen, hakim üst kimliğinde bir gedik olduğunu, bu diğer varolanların kendisine kapalı olmasından, insanın bu kavrayıştan uzak oluşunu düşündürtüyor. Yamuk bakmak, bir düşünceyi kritik etmekten çok, bir düşüncenin çerçevesini kritik eder. Kubat, taşın sessiz ve cansız dünyasını aşağı gören bakışı kritik etmek yerine sesli ve canlı dünyanın sınırlarına dikkat çeker.”  M.Wenda Koyuncu

A: Meclis-i Mebusan Cad. No: 31/A Murat Han Kat:Giriş Fındıklı, Beyoğlu 34434, İstanbul
M: [email protected]
W: www.merdivenartspace.com

Önceki İçerikTürk baterist Leyan Senay dünyanın rock devleriyle yarışıyor
Sonraki İçerikNotre Dame kazıları: Ortaçağ’ın izleri gün yüzüne çıktı
Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments