Pop Art’ın öncüsü Andy Warhol ve saykodelik rock öncülerinden The Velvet Underground. İkisinin ortak bir noktada buluşmuş olması biraz ilginç olsa da ortaya çıkaracakları şey kimsenin beklemediği bir sansasyona yol açacaktır. 1967 yılında grup elemanları pek de normal karşılanamayacak bir albümün temellerini atmışlardı. Deneysel performans duyarlılıkları, uyuşturucu bağımlılığı, fuhuş, sadomazoşizm ve cinsel sapkınlık… Bütün bu konuları bir arada toplayan bir albüm düşünün. Her şey bir kenara albüm kapağını yapan kişi de Andy Warhol olsun. 2 savaş atlatmış Amerika’nın çok da iyi bir durumda olmadığı o zamanlarda ortaya çıkan farklı inançlar, gençlerin tüketim toplumunu yoğun bir şekilde eleştirmesine sebep oluyordu. Bu da yeni gruplar, yeni albümler ve sert eleştiriler anlamına geliyordu. İşte Velvet Underground tam da burada karşımıza çıkıyor.
Andy Warhol bir şekilde bu grubu keşfettikten sonra grubu beğenip, grup menajerliğini ve yaptıkları albümün prodüksiyonunu üstlenmiştir. Ancak garip olan şudur ki Andy Warhol’un müzik ile herhangi bir bağlantısı yoktur. Kendi deyimiyle sanatı ticaret aracı olarak gören birisi, neden çok da ünlü olmayan bir grubun yükünü sırtında taşısın ki? Albümün çarpıcı olması bir yana Warhol’un tabii ki de bu gruptan bir beklentisi daha vardı. O da arasının pek bir sıcak olduğu model Nico’nun albümde şarkı söylemesiydi. Grup, bunu net bir şekilde reddettikten sonra yalnızca Nico’nun adına albümde yer vererek Warhol ile anlaşmayı sağlıyor.
Albüm, şarkılar ve kapağıyla beraber çok büyük eleştiri topladığından 1 yıl gecikmeli olarak piyasaya çıkıyor. Tamam, şarkıların içeriğinin eleştirilmesi normal ancak albüm kapağındaki sorun neydi? Bu ikonik pop art eserinde göz gezdirdiğimizde beyaz arka plan üstünde bir muz ve altında Andy Warhol’un adının yazıldığını görüyoruz. Albüm kapağında muz kullanılması nasıl bir sorun yaratabilir ki diyebilirsiniz? Düşündüğünüzün aksine bu muz yalnızca basit bir muz değil. Keskin zekası ile muzu soyulabilir kılan Warhol, kabuğun içerisindeki muzu da ten renginde tasarlamıştır. Albümün alt metni de düşünüldüğü zaman Warhol’un da cinsel göndermeler yapması kaçınılmaz bir durum gibi gözüküyor. Albümün çıktığı dönemde Beatles, The Doors, David Bowie gibi ünlü isimler de albüm çıkardıklarından The Velvet Underground, beklenen ilgiyi maalesef ki görememiştir. Toplamda yalnızca 30 bin albüm satabilen grup derin bir üzüntüyle karşı karşıya kalmıştır. Gereken ilgiyi o dönemde göremeseler de en iyi saykodelik rock gruplarından birisi olarak adını önemli grupların arasına yazdırmışlardır. Ve hala bu gün bile Venus In Furs şarkısıyla, bizleri karanlığa hapsederken yanında eşsiz bir müzik zevki sunabiliyor.