Dün akşam çok özel bir yerdeydik. 14. Savaş Dinçel Tiyatro Ödülleri, 2007’de kaybettiğimiz usta oyuncu Savaş Dinçel’in 81. doğum gününde Baba Sahne’de sahiplerini buldu. Bu özel gecenin açılışını ise İlker Ayrık’ın sunumuyla Savaş Dinçel’in torunları yaptı. Perdeyi bizim için yeni neslin açması ve bu sorumluluğu devralacaklarını göstermeleri çok önemli bir ayrıntıydı. Dinçel’in öğrencilerinin aileye sahip çıkması, o dostluğun sürdüğünü görmek de beni mutlu etti doğrusu. Vefa sanatta önemlidir. Bir usta belki de en iyi yetiştirdiği öğrencilerinden anlaşılır. Yıldız Kenter, Haldun Dormen, Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen; yetiştirdikleri oyuncuların kalitesi kadar insani değerlere sahip çıkmadaki ısrarlarıyla da gönlümüzü kazanan isimler. Onur, yaşamdan uzun sürer ne de olsa…
Vefa Bir Sadece Bir Semt Adı Değil
Aynı zamandaBaba Sahne’nin 6. yaşının da kutlandığı geceye Dinçel’in yakın dostlarının ve öğrencilerinin de aralarında bulunduğu, Şevket Çoruh, Mehmet Aslantuğ, Günay Karacaoğlu, Ozan Güven, Betül Demir, Diren Polatoğulları, Yeşim Ceren Bozoğlu, Erdem Akakçe, Çiçek Açar, Yiğit Sertdemir, Pelin Ermiş, Nazlı Tosunoğlu, Hasan Şahintürk, Sermet Yeşil, Ozan Çobanoğlu, Rıza Sönmez, Soydan Soydaş, Özen Yula, Emrah Eren gibi birçok isim katıldı. Ama bahsettiğim gibi, en değerli şey bu isimlerin orada bir görev gibi değil, bir vefa borcuyla, bir dosta, bir ustaya yeniden merhaba demek için o sahnede bulunmalarıydı. Bizler de yeni kuşağı temsilen onları alkışlamak ve ilham almak için oradaydık.
Müjdat Gezen Sanat Merkezi öğrencileri tarafından verilen 14. Savaş Dinçel Tiyatro Ödülleri’nde Özge Arslan / En İyi Kadın Oyuncu, Tolga İskit / En İyi Erkek Oyuncu, Burçak Çöllü / En İyi Oyun Yazarı, Gülhan Kadim ise En İyi Oyun Yönetmeni ödüllerine layık görüldü. Ödüllere ek olarak, Dinçel ustanın ödül heykelciği ne olacak yahu, keşke yanında bir şişe rakı verselerdi, sözüne istinaden kazananlara birer şişe rakı ve Dinçel’in doğum yılı olan 1942’den esinlenerek mezeler için 1942 TL takdim edildi. Bu incelikler öyle kıymetli ki; işte yıllar sonra insandan geriye yaşama kattığı değerler ve sunduğu güzellikler kalıyor. Üstelik ödül heykeli de ustanın çizdiği bir resimden uyarlanmıştı.
İtiraf etmem gerekirse, pandemiden sonra tiyatroları çok iyi takip edemedim. Bu oyunları henüz izleyemedim bu sebeple. Ama ilk fırsatta gitmek için kendime söz verdim. Size de aynısını öneririm.
Son bir not olarak; Savaş Dinçel’in yazdığı “Uçurtmanın Kuyruğu” oyunu oğlu Barış Dinçel’in yönetimiyle Şehir Tiyatrolarında yeniden izleyici ile buluşuyor. Büyük ustayı özleyenler, en azından kaleminin izinden gitmek için bu oyuna birer bilet alabilirler.