Müzik piyasasında her ay yayınlanan çalışmaları dikkate alarak oluşturduğumuz Spotify listemiz Öne Çıkanlar’da Ağustos ayında “Ay Ruhumda” şarkısıyla yer alan “Bestem Yuvarlak”ı yakından tanımak istedik, hakkında merak ettiklerimizi sorduk.
– Müziğe ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?
Bestem Yuvarlak: Çocukluk yıllarımda babamın abim ve bana aldığı Casio Org ile diyebiliriz. Notaları üzerine etiketleyip kurcalamaya başlamıştık. Sonrasında lise yıllarımda ilk rock müzik grubumuzu kurduk. O dönemlerde başlayan Queen sevgimiz dolayısıyla grubumuzun ismine Queen’in de şarkısı olan ‘’Scandal’’ adını vermiştik. Bu grupla Kasdav Liselerarası Müzik Yarışması’na katılmıştık, hey gidi günler 🙂 Daha sonra şarkı söyleme isteğimi profesyonel bir alana taşımak istediğimi fark ettim ve konservatuvar okudum. Böylece yolculuğum başladı.
– Ay Ruhumda’nın ortaya çıkış sürecini nasıl değerlendirirsiniz?
B.Y.: Aslında buna iki türlü cevap verebilirim. Birincisi şarkının üretim süreci olarak, ikincisi ise dijital platformlarda çıkma süreci olarak.
Şarkının üretim sürecini şöyle anlatayım. Almanya’da 2016 yılında RRXP16 (The ROOTS & ROUTES Experience 2016) adında bir sanat projesine katılmıştım. Bu projede şarkının melodisini buldum ve koşarak Cem Çatık’a söyledim sonra o müzik konusunda bana destek oldu ve şarkının taslağı çıktı. Sonra aradan zaman geçti ve projede yazdığım sözleri değiştirdim.
Şarkının dijital platformlarda yerini alması ise pandemi sürecinde olduğumuz için biraz da olsa tedirgin etti açıkcası. Biz üreten sanatçılar bu süreçte de kendimizi motivasyon olarak sıcak tutup yeni şarkılar yayınlamaya devam ettik. Bazılarımız büyük kaygılarla bunu yaptı belki de. Ama benim içimde ilk albümümün bana verdiği deneyimle küçücük bir kaygı bile olmadı açıkcası. Hatta menajerim Ebru Karaca ile şarkının yayın zamanı için karar verme aşamamızda önce süreci beklesek mi diye düşündük. Ama bitmiş bir projeyi elde bekletmek bizim gibi alternatif isimler için ne kadar doğru bilemiyorum. Elimizdeki, beynimizdeki, hayalimizdeki şarkıları tabiri caizse kusup yerine yenilerinin gelmesini sağlamak lazım bence.
– Çalışmanızın ortaya çıkış sürecinde ne gibi zorluklar yaşadınız?
B.Y.: Aslında bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü bir zorluk yaşamadım. Evet tabi ki hala kötü bir süreç içindeyiz ama daha önce de bahsettiğim gibi bu beni makro anlamda etkilemedi. Ekonomik olarak müzisyen bizleri tabi ki etkiledi fakat üretim konusunda zaten kendi yağımızda kavrulduğumuz için ve bir destek almadığımız için herhangi bir fark yaratmadı. Zaten bu ülkede çok şanslı isen birileri seni bulup, keşfedip, sponsor olup üretimlerine destek veriyor. Ama birçok müzisyen sahneden kazandığını kendi üretimlerine harcıyor. Ben de bunlardan biriyim. Biz şarkının vokal kayıtları dışındaki tüm kısmını stüdyomuz Bubinga Records’ta şubat ayında bitirmiştik. Bir tek vokaller kalmıştı onları da yine pandemi sürecinde kaydettik. Bu sefer herhangi bir yapımcı ile çalışmadığım ve bağımsız olduğum için aslında her şey daha hızlı ve pratik oldu 🙂
– Geleceğe dair projeleriniz neler?
B.Y.: En güzel soru bu benim için çünkü düşünürken bile heyecanlandığım bir sürü hayalim var kafamda. Ay Ruhumda’yı takip edecek olan üç şarkı daha var yolda. Hepsi şu an hazır denebilir. Bu şarkılardan iki tanesi düet ve bu konuda bende heyecanlanıyorum. Çünkü insanlarla ortak hikayelerde buluşmak beni hep sevindiriyor. Bir de bu aralar ‘’Ay Ruhumda’’ ya klip çekmeyi planlıyoruz. Bunların dışında bir taraftan oyunculuk okuduğum için bir müzikal projesi var planlarımda ama gerçekçi olmak gerekirse onun iki senesi var tabii.
– Bir müzisyen olarak kimleri takip ediyor ve dinliyorsunuz?
B.Y.: Aslında karma bir dinleyiciyim. Dünya müziklerinden hard-rock’a, türk müziğinden pop müziğe, cazdan özgün müziğe kadar her şeyi severek dinlerim. Ama bir liste verecek olursam Queen, Beatles, Pink Floyd, Ella Fitzgerald, Billie Holiday, Miles Davis, Jill Scott, Caro Emerald, Jacop Collier gibi daha sayamadığım bir sürü isim geçiyor kafamdan. Türk müzisyenlerden de Bülent Ortaçgil, Birsen Tezer, Ezginin Günlüğü, Yavuz Çetin, İhtiyaç Molası, Bulutsuzluk Özlemi, Yeni Türkü, Jülide Özçelik, Sumru Ağıryürüyen…. Eski türk caz albümleri favorimdir. Ama hiç kopamadığım bir albüm derseniz Yeni Türkü’nün Süper Baba Soundtrack albümü hala çok sıklıkla dinlediğim bir albümdür. İkinci yenilerden Can Ozan’ın ‘’Dolunay’’ albümünü çok beğeniyorum. No Land’in müziğini ve sözlerini çok farklı buluyorum. Bu aralar yine sıkça dinlediğim şarkılardan biri de Alp Ersönmez’in ‘’Yazısız’’ albümünden sevgili Sibel Köse’nin söylediği ‘’Beşik’’ şarkısı.
