Uzun yıllardır müzikle iç içe ve “Gitarist” programıyla yirmi yıldır Türkiye’nin ve dünyanın gitaristlerini, gitar müziğini sevenlerine ulaştırmak için yılmadan çabalıyor. Gitarist ve radyo programcısı Okan Meriç bu kez kendi parçalarıyla karşımızda. “Boş Plak” adını verdiği kısaçaları 15 Mart 2019’da Poco Digital etiketiyle dijital müzik platformlarında yerini aldı. Bu dört parçada ise ona yirmi yıldan uzun süredir içinde olduğu Türk rock müzik camiasından önemli isimler eşlik etti. NouvArt olarak Okan Meriç ile 4 parçalık ama bir ömürlük kısaçaları “Boş Plak”ı konuştuk.
– Öncelikle yeni çalışmanız “Boş Plak” hayırlı olsun, bizlere bu çalışmanızdan bahseder misiniz?
Okan Meriç: Çok teşekkür ederim. Hayatımın bazı dönemlerinde biriktirdiğim parçalarım bunlar. Bir kısaçalarım ya da bir albümüm olsun niyetiyle yapmamıştım. Zaman içerisinde gün yüzüne çıkmayı bekleyen şarkılardı bunlar belki de. Yaşadığım, etkilendiğim, üzüldüğüm, neşelendiğim zamanların bir dökümü aslında. Kısacası; bir hayat…
– Dört şarkıdan oluşan çalışmanızda Türk Rock Müziğimizin önemli isimleriyle çalıştınız. Sunay Özgür (Bulutsuzluk Özlemi, Yavuz Çetin), Deniz Demiröz (Bulutsuzluk Özlemi), Burak Acar (Maskara) , Berke Özgümüş (Redd, Bulutsuzluk Özlemi), Serdar Öztop, Akın Eldes (Pinhani) ve Murat Tükenmez (Objektif). Bu birliktelikler nasıl gerçekleşti? Bizlere anlatır mısınız?
O.M.: Hepsi arkadaşım. Sunay Özgür, Akın Eldes, Serdar Öztop, Berke Özgümüş ve Deniz Demiröz ile Bulutsuzluk Özlemi günlerinden gelen bir geçmişim var. Birlikte çok güzel günler geçirdik; konserler, turneler paylaştık. Bulutsuzluk Özlemi’nde 20 yıl belki de daha fazla çalıştım. Bu uzun seneler boyunca da gruba birçok müzisyen girdi çıktı. Eskiden günümüze göre daha çok konserler ve etkinlikler oluyordu. Hemen her günümüz birlikte geçiyordu. Murat Tükenmez ve Burak Acar ise benim zaten Anadolu Hisarı’ndan çocukluk arkadaşlarımdı. Müzik dünyasına birlikte adım atmıştık. İşte böyle güzel arkadaşları biriktirmiştim. Her zaman yanımda olacaklarını biliyordum. Bu şarkıları notalara dökmeye niyetlendiğimde de benim yanımda oldular ve bana destek verdiler. Gerçekten böyle arkadaşlara sahip olduğum için çok şanslıyım.
– Albüme genel olarak yorumlar nasıl ve ne yönde gidiyor?
O.M.: Ben bu parçalarda hep bestelediğim zamanların hislerini aktarmaya çalıştım. Örneğin “Dere Ayazı”nı bugün yapsam böyle olur muydu bilmiyorum. Şimdilik hep güzel eleştiriler duydum etrafımdan. Kimse olumsuz bir şey söylemedi. Ama bu eleştirilecek şeylerin olmadığı anlamına gelmez. Ana akım müziğin dışına çıkınca duyulma imkanınız da pek olmuyor. Ben yıllarca ülkemizden ve dünyanın her yerinden gitar müziğini duyurmaya çalıştım. Bu kısaçalar bir başlangıç diyelim, sonrası neler olacak bilemiyorum.
– Çalışma öncelikle dijital platformlarda yayınlandı, önümüzdeki süreçte CD formatında yayınlanacak mı?
O.M.: Her müzisyen eserini bu şekilde taçlandırmak ister tabii ki. Ama fiziksel dağıtım büyük bir maliyet ve iş. Ama olmaz demeyelim, bir gün olur. Hem, neden olmasın?
– Türkiye’de yayın yapan radyo, program vs. neredeyse kalmadı gibi, en son Güven Erkin Erkal’da 23. yıl sonra Maximum Rock’ı bitirdi. Bu konuda görüşleriniz neler?
O.M.: Türkiye’de yayın yapan radyolar var ama ne yazık ki Güven’in programı gibi radyo programlarını barındıran bir kanal yok ne yazık ki. Benim hazırlayıp sunduğum Gitarist Programı da 20 senelik bir program ve biliyorsunuz 2017 yılında Rock FM’in çöküşüyle FM radyolarından uzaklaştı. Ama radyodinlemekicinbir.site ve Borusan Klasik Radyo gibi şu günlerde daha da yayılan internet radyolarında programı dinleyen, seven herkese ulaştırmakla ilgili mücadelem sürüyor. Aslında gerçekten çok üzücü; o dönem birçok programın yayın hayatına son verildi. Bu türde yayın yapan hiçbir FM kanalı bu programlara sahip çıkmadı. Bu özel ve gerçekten emek verilerek yapılan programların bu türde yayın yapan FM istasyonlarında yerini bulması lazım. Ama açıp bakıyorsunuz kanallara, elle tutulur bir program yok. Üzücü ve sinir bozucu.
– Yeniden müzik kariyerinize dönecek olursak bundan sonraki süreç içinde neleri planlıyorsunuz?
O.M.: Şarkı yapmaya, hislerimi aktarmaya devam edeceğim bir şekilde. Yine cebimde biriktirdiğim, hayatın içinden yeni şarkıları sizlere ulaştırmaya çalışacağım. Ayrıca Rockustica isimli bir grubum var. Birlikte müzik yaptığımız bu dostlarımla da kaydetmeyi planladığımız bir çok bestemiz oldu. Bu şarkıların üzerine de çalışıyoruz. İlerleyen zamanlarda bunları da yayınlamayı planlıyoruz. Ama ülkemizde müzik yapmak, hele ki ana akım değilse, oldukça zor.
– Şarkılarınızı yazarken, nelerden etkileniyorsunuz ve ilham aldığınız noktalar genelde neler olur?
O.M.: Ben genelde zaten yaşadığım her şeyden etkilenen bir insanım. Yağmurun yağışı, yaprakların dökülmesi, bir karıncanın buğday tanesini yuvasına taşıması bile etkilenme sebebi olabilir. Çoğu zaman ne hissettiğimi bilmiyorum. Yarın ne olacak, zaman gösterir. Ama, bir şey beni etkilerse, hisler gitara dökülür, bana da notaya dökmek kalır. Akşam evimde elime gitarı aldığım zaman vurduğum her nota bir şarkı olabilir. Bilmiyorum, yaşayarak ben de göreceğim.
– En çok etkilendiğiniz müzisyen ve gruplar kimlerdir?
O.M.: O kadar çok grup ve müzisyen dinliyorum ki; hepsinin ayrı güzellikleri tatları var. Zaten bir radyocu olarak dinleyenlere iyi müzik verebilmek için bir anlamda bu benim işim. Yıllar içinde kulak verdiğim şeyler elbette değişti ama bazı şeyler her zaman kulağımda. Örneğin; Van Halen, Dokken, Winger, Savatage, Testament, Fates Warning, George Lynch, Vinnie Moore, Jason Becker, Joe Satriani, Wishbone Ash, Fish, Fleetwood Mac, Mike Slamer, Dann Huff, Pink Floyd, Marillion, Fish, Triumph gibi…
– Genel olarak dünden bugüne Türk Rock Müziğini nasıl buluyor ve değerlendiriyorsunuz?
O.M.: Her gün yeni bir grup ekleniyor müzik hayatımıza. Bir çoğunu beğeniyorum. Hala gelişiyor ve öğreniyoruz. Gerçekten önemli gruplarımız var Türk Rock tarihine yazılacak. Ama içi boş, ne anlatmak istediğini anlamadığımız gruplarımız da yok değil. Bu ikinci grup daha baskın. Müzikte bir karakter, bir duruş olmalı. Hem müziği ile hem sözleriyle net olmalı, keyif alabilmeliyiz. Bu zamandan sonra müzik nereye gider, nasıl şekillenir bilemiyorum ama şu bir gerçek çok çabuk tüketiyoruz. Bunun sonucunda da hep kendini tekrarlayan şeyler duyuyoruz.
– Eski gruplar bir bir geri dönüp yeniden konserlerde kitlelerle buluşurken, yeni grup ve oluşumlarda varlığını ortaya koyuyor, bu konuda görüşleriniz neler?
O.M.: Bu çok güzel bir şey ve devam de etmeli diye düşünüyorum. Müziği hiçbir zaman bırakmamalı ve küsmemeliyiz. Ben bunu eski dönem Hard-Rock ve Thrash gruplarında görmüştüm. Bir zamanlara damga vuran bu gruplar nerede diye düşünürken birden çıkıp yeni bir albüm ve turnelerle ile sevenlerinin karşısına çıkabiliyorlar. Gerçekten müthiş. Yaşadığımız süre içerisinde ne olursa olsun müzik hep olmalı hayatımızda. Yeni grupları da cesaretlendirmeli ve onların önünü açmalıyız. Daha çok konser ve etkinlikler düzenleyerek onlara bu fırsatı vermeliyiz.
– Albümden bir parçaya klip düşünüyor musunuz?
O.M.: Keşke olabilse. Aslında çok isterim. ilk single çalışmam “Yolculuk” için hayalimde güzel bir klip düşündüm. Ama bunun için yeterli maddi destek ve bir itici güç bulmam gerek. Müzisyenlerin böyle şeylere ihtiyacı var. Kısmet diyelim, belki olabilir.
– Son olarak bu satırları okuyan dostlarımıza neler söylemek istersiniz?
O.M.: NouvArt okurlarına ve beni her zaman destekleyen müzik dostlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. “Boş Plak” çıktığı günden beri ve Gitarist Programı yayın hayatı boyunca hep yanımda oldunuz. Çok sağ olun. İyi ki varsınız.