Ne Kadar İleri Gitmek Gerekiyorsa “Paravanlar” | K! Kültüral Performing Arts

Nereye gittiğimizi ve niçin gittiğimizi biliyorum Said. Bir yere gitmiş olmak için değil, bizi oraya gönderenler sakin bir kıyıda kafalarını dinlesinler diye gidiyoruz.

Sıra dışı bir oyun sizleri bekliyor! Kesinlikle sahnenin isminin hakkını veren bir oyun sergilendiğini söyleyerek başlamalıyım. Oyunu izlerken oyuncuların sarf ettiği performansı kesinlikle hayranlıkla izleyeceğinizi düşünüyorum.

Ya suç diye bir şey yoksa? Bir insan başarılı olmak önemli olmak için neleri göze alabilir? Yaşayanlar tarafından dışlanmak bu kadar önemli mi? Kabul görmek için ne kadar ileri gidebiliriz ?

Paravanların arkasında ne var? Savaş, aşk ve ego ?

Yapıtlarında, başlı başına kara bir şiir olan yaşam öyküsünün yansımalarını da kokladığımız Genet, “Yazarken en çok keyif aldığım oyun” dediği Paravanlar’da derin dehlizli dünyasına çekiyor bizi. Kalabalık, çok sesli, çok renkli, çok sözlü bu dünyada ‘çok’lukla baş başa bırakıyor seyircisini. Her şey ne çok, ne kalabalık, ne yüksek, ne hızlıyken izlediklerimizin kim olduğunu da kesin olarak bilmiyoruz. Cezayir’in bir köyünde iki yüzlü Avrupalılara karşı kendi kalmak adına salt çirkinliği seçen Araplar arasında ya da bugünde bir yerde, iç sesimizin kakafonisi arasında hiçbir şey duyamazken… Karakter yok, kişilik yok. Alışveriş var, para yok. Çocuk var, anne yok. Kimse hiçbir şey değilken oluyor bir şeyler. Ne kalabalık oysa sahneler! Bir yok, çok varken hiç oluyor sonunda her şey. Çoklukla yokluğu aynı anda sahnede eş zamanlı yaşatıyor bize oyun. Kahve matarası, valiz, duvar saati, pantolon… Öyleler ama değilken nesneler, bir Dali ya da Magritte resminin içinde gibi izleyici de. Seslerin içinden anlamları bulmaya çalıştığımız gibi, tablolar geçidinde gerçek resmi arıyoruz. Çarpık biçimler, üst üste sesler, aritmik hareketler arasında. Zennenin dansında, köyün en “çirkini” Leyla’nın yüzünde, adalet için ilham bekleyen kadının sözlerinde, bir genelev fahişesinin günlüğünde, gardiyanın gecesinde… Kabusların renkli rüyalar atlasına dönüşmesi, ölülerin kanlı canlı dirilmesi gibi gerçeklik de Paravanlar’dan yansıyor BİZ’ler ben olurken.

İtibar için yaşanan bir dünyada mı yaşıyoruz. İtibarsızlıkla itibara razı olan insanların dünyası…

Paravanlar, K! Kültüral Performing Arts Yakup Almelek Sahnesi’nde izlenebilir.

Biletler Biletix ve K! Kültüral Performing Arts gişesinden temin edilebilir.
Rezervasyon: 0 212 281 81 55

P A R A V A N L A R / “Delilere sözden başka bir şey bırakmadılar.” Jean Genet

OYUN KÜNYE

Çeviren: Sosi Dolanoğlu
Proje Tasarımı, Uyarlayan ve Yöneten: Yağmur Yağmur
Yapım: K! Kültüral Performing Arts
Yapımcı: Yağmur Yağmur
Yönetmen Yardımcısı: Zeliha Gürsoy
Koreografi: Orçun Okurgan
Sahne Tasarımı: Yağmur Yağmur
Sahne Çizimi ve Realizasyon: Cansu Köksal
Kostüm Tasarımı: Aslı Jackson
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Müzik: Selim Can Yalçın, Barış Manisa
Ses Koçu: Çağrı Hün
Görüntü ve Video Art Tasarımı: Yağmur Yağmur
Animasyon: Ahmet İspirli
İllüstrasyon: Ömer Gazi Yılmaz
Afiş Tasarım: Erin İlkcan Arslan
Reji Asistanı: Dilan Derya Aydın

OYUNCULAR (Alfabetik sıraya göre): ALTAY ÖZBEK, CEM TEK, ÇİĞDEM YILDIZ, EKİN TUNÇELİ, EREN AKOVA, GÜLNARA GOLOVİNA, PUSAT ÜRKMEZ, SERCAN GÜLBAHAR, ŞİRİN ERGÜVEN, TEOMAN GELMEZ, ZELİHA GÜRSOY

Kültüral Performing Arts Hakkında

4. Levent Sanayi Mahallesi’nde yer alan K! Kültüral Performing Arts; başta sahne sanatları olmak üzere tüm sanat disiplinlerine açık bir ortak platform düşüncesi olarak ortaya çıkmış sanat üretimini merkeze alan bir yapı. Bağımsız bir kültür, sanat, performans alanı olarak, sanatın ve sanatçının kişi ve güçlerden bağımsızlaşarak anlam kazandığına inanıyor. Bir metal kesim atölyesinden Yakup Almelek ve Yağmur Yağmur tarafından çok amaçlı ‘açık’ bir sahneye dönüştürülen mekan, farklı disiplinlerden sanatçı adaylarına yönelik eğitim ‘workshop’ları düzenlemeyi amaçlıyor. Kendi tiyatro yapımlarını üretmeyi ilke edinen Kültüral, özgün metinlerle birlikte yeni hikayeler kurmakla ilgilili. Türkiye’de sahnelenmemiş ya da sınırlı sayıda sahnelenmiş dünya tiyatrosu metinlerine getirilecek yeni yorumlarla çağdaş Türkiye Tiyatrosu içinde kendi yerini edinmeyi hedefliyor.