Sanat çalışmalarını Doodlism ile ifade etmesi ve bu bağlamda ülkemizde Doodle platformu kurma hazırlığındaki Küntay Tarık Evren ile sanat yaşamı ve gelecek planları hakkında konuştuk.
– Her görsel dilin bir ortaya çıkış hikayesi vardır. “Doodlism” nasıl ortaya çıktı?
Küntay Tarık Evren: Yaptığım eserleri sanat dünyasında ifade edebilen bir akım yok. Tam olarak Pop Art diyemem, Dadaist eserler de değiller ya da tamamen sürreal bir eser tanımına da uymuyor. Doodle diyebilirim ama doodle karalama demek. Bir sanat akımını temsil etmiyor. Ben de eserlerimi tanımlayan bir sanat akımı yaratmaya karar verdim. Böylece Doodlism ortaya çıktı.
– Görsel sanatlara ilginizin ilk başladığı yıllarda örnek aldığınız isimler var mıydı?
K.T.E.: Keith Haring diyebilirim. Hatta uzun yıllar sadece tek bir sanat kitabım vardı. O da Keith’in eserlerinin olduğu kitaptı. Sonrasın da Andy Warhol beni çok besledi. Ona dair çok şey okudum ve izledim.
– Rüya, yaşam ve gözlem… Aslında bilinç ve bilinçdışı anlarda zihnin içinde görsel anlamda zengin bir envanter barınıyor. Takvim yaprağındaki her yeni günde de bu zenginliği arttırıyoruz. Giderek daha da hızlı akan hayat akışının içerisinde sizce görsel sanatlar bu değişimden nasıl etkileniyor?
K.T.E.: Görsel sanatlar şekil değiştiriyor. Sanat dijitalleşiyor. Sosyal medya davranışlarımızı taklit eden algoritmalar yazıyor. Yapay zekalar gelişiyor. Dijital sanatlar iki boyuttan üçüncü boyuta geçiyor. Üçüncü boyut gerçeğe yakın kaliteye geliyor. En son deepfake yapay karakterlere bakın mesela… Yaşadığımız dünyalar haricinde dijital dünyalar tasarlanıyor. Belki de bundan on sene sonra beş duyu organımızı kontrol ederek, var olduğumuz dünyadan başka bir dünya var edecekler ve orada yaşayacağız. İşte bunların hepsi görsel sanatların sayesinde…
– Teknolojinin gelişimi de bir yandan yeni görsel kullanım alanlarını beraberinde getiriyor. Bu yeni kullanım alanlarının görsel duyuya ve gözleme katkıları sizce nedir?
K.T.E.: Kapitalizm için fresh adversing alanları bence.
– Çizimlerinizde renk kullanmanız en dikkat çekici noktalardan biri. Doodle sanatçılarının pek tercih etmediği renk kullanımıyla kendi çizginizi oluşturdunuz. Renklerin çizimlerinize eklenme serüveni nasıl başladı?
K.T.E.: Çizimlerim konusunda kendimi kalıplara sokmuyorum. Renkleri kullanmak başta beni korkutuyordu ancak şimdi daha da özgürleştiriyor. Hissettiğim gibi çiziyorum.
– Şu an ülkemizin ilk Doodle platformunu kuruyorsunuz. Bu platformun kuruluş amacı nedir?
K.T.E.: Uzun zamandır bu proje üzerine çalışıyoruz. Dijital bir galaxy yaratmayı hayal ediyoruz. İçerisinde Nft projelerinin olduğu, sanatsal eserlerin satıldığı, oyunların oynandığı, insanların birbirleriyle kolayca iletişime geçip bilgi alabilecekleri bir platform kurguluyoruz. Amacımız Türkiye’nin yeni unicornu olmak.
– Çizimlerinizde hakim renk ve yeniliklerin platformda da bir yansıması olacak mı?
K.T.E.: Platform başlı başına yenilikçi bir dünya olacak. Çok yönlü bir sanat platformu düşünün yani en az çizimlerim kadar renkli olacak. Ruhunda sanatı taşıyan herkesin kendini bulacağı, benzerlerin yanı sıra, birbirinden farklı seslerin, görüşlerin buluşacağı bir yer olarak tasarlıyoruz.
– Her üretim sürecinin içerisinde bir de gözlem meselesi var. Günümüzde insanların kendilerini gözlemleme, gelişimlerini görebilme noktasında ellerinde önemli bir alan olarak sosyal medya var. Üstelik profesyonelleşme ya da yeni olanakların açılabilmesi adına da birçok fırsatı içerisinde barındırıyor. Bu bağlamda sosyal medyayı sanatçılar adına artı değer olarak değerlendirebilir miyiz?
K.T.E.: Evet, artık sanat dünyasında tanınmak için süslü galeriler ya da sergilere ihtiyaç yok. Her bir profil yeni bir deneyim sunuyor size. Bu küçük kareler artık sergi, artık bu hesaplar başlı başına bir galeri aslında…
– Gelecek adına en büyük hayaliniz nedir?
K.T.E.: Çok hayalim var, ama en büyük hayalim hayatım boyunca hayal kurup yaratabilmek.
– Son olarak söyleşimizin okurlarına ne söylemek istersiniz?
K.T.E.: Her ne yapıyorsanız, yaptığınız şey sizi mutlu ediyorsa onu hayat amacınız yapın. Hayallerinizin ötesinde şeyler düşünün. Mesela çok paranız olmasını hayal etmeyin. Mutlu olduğunuz şeyi yapıyorsanız para illa bir gün sizi bulur. En kötü ihtimalde para bulmasa da mutlu olursunuz. Bence hayatta tek satın alamadığınız şey mutluluk. Mutluluk ve hayal kurmak bu evrenin sırrı…
Uğur Hakan Hacıoğlu
