Yaşam sahnesinde bize biçilen ya da seçtiğimiz rollerin bütünü, ismimiz söylendiğinde çağrıştırdıklarımızı da belirler. Ancak bu kadar değildir, bundan çok daha fazlası vardır. Tiyatro sahnesindeki aynı rol, farklı oyuncuların yorumundan nasıl niteliksel detaylarla beslenirse, insan da kişisel yolculuğunun renklerini çevresine bulaştırır. Ön ad, soyadı hatta kadınlar için eş soyadı ile başlayan bilgilerden herkese sosyal platformlardan ulaşmak çok kolay. Henüz yüzünü bile görmediğimiz birini paylaşımları sayesinde kendimize çok yakın hissetmemiz de mümkün. Hayran olduğumuz oyuncu, müzisyen okyanus ötesinde bile olsa artık bir tık uzağımızda. Hal böyle olunca, kişisel markalarımızı bir nebze olsun yansıtan sosyal mecralardaki profillerimizi kilitleme hakkımız olsa da hayatımızı çok daha fazla ortada yaşadığımız bir çağdayız. Aslında kişisel markalarımız da çağımızın popülerlik anlayışına kurban giderek gerçek anlamından uzaklaşıyor. O halde ne ola ki bu kişisel marka? Ne yer, ne içer, nelerden korkar, neleri sever ve takip eder? Kimlere hizmet eder, kimlerden beslenir? Peki herkes kişisel marka olabilir mi? Yeryüzündeki insan sayısı kadar mı, ünlü sayısı kadar mı kişisel marka vardır? Kişisel marka olmak için ünlü insanlar, kıyafetler, arabalar, mekanlar ve aksesuarlarla bağımız ne kadar olmalı? Soruları artırmak mümkün ve bu kadarı bile kafamızı karıştırmaya yetmiştir diye düşünüyorum. Ancak sular da bulanmadan durulmazmış. O halde şimdi, bulanık sularda kişisel markamızı arama ve suları berraklaştırma vakti!
Bir ürün veya hizmet için marka olmak nasıl ki değişen dünya dinamiklerine uyumlanmayı da gerektiriyorsa, kişisel marka da güncellenmeli. Ancak güncellemek için önce yüklemek gerekiyor ve güncellemelerin de ilk sürümle uyumlu olması… Kişisel marka en basit tanımıyla vaadimiz ve kişiliğimizle uyumlu olması ise çok önemli. Özü, sözü bir olan insanlar vardır ya hani! İşte bu tür insanlar, kişisel markanın en müthiş örnekleri. Daha da açarsak kişisel marka, en güçlü ve en zayıf yönlerimiz, iç ve dış fırsatlarımız ve tehditlerimizin toplamıdır. Bildiğimiz SWOT analizini kendimiz için hazırladığımızda kişisel markamıza dair pek çok ayrıntıyı da keşfedebiliriz. Yıllar önce yıllık performans toplantısı için CEO’muz ile kendim için hazırladığımı paylaşmıştım. Bu da çok ilginç çıkarımlarda bulunmamı sağlamıştı. Kurumlar ve kişiler için dönemsel olarak yapılacak SWOT analizi gelişim evrelerini net olarak görmemizi sağlarken, kendimizi tanımamız yolunda da önemli bir adımdır.
Özellikle de sözlü, sözsüz tüm iletişimlerimizdeki tutarlılık, kişisel markamızın algısını direkt güçlendirecektir. Belirli bir kitleyi hedeflese de genel anlamda markaların, geniş kitlelerce tanınmak yönünde bir gücü var. İşte bu güç, vaadin tutarlılığının gücüdür. Üstelik marka olmak hedef kitleyi çok iyi tanımayı da gerektirir. Kişisel markamız da temasta olduğumuz herkese yansıttığımız bir potansiyel taşır. Özellikle sosyal mecraların da etkisiyle, resmi yollarla tanışmadığımız birçok insanı takip ediyor, birçoğu tarafından da takip ediliyoruz. En yakınımızdaki insandan en uzağımızdakine kadar bıraktığımız etki de kişisel markamızın bir parçası. Evde ve ofiste çok naif bir insanken, sosyal mecralarda ya da arkadaşlarımızla birlikteyken agresif olmamız ya da tam tersi bir durum kişisel markamız açısından algı parçalanmalarına sebep olacaktır. Kişisel markamızın hedef kitlemizde olan aile, sosyal çevre, eğitim aldığımız okul yönetimi ya da çalıştığımız kurum yöneticileri ve iş arkadaşlarımız gibi potansiyellerin beklentilerine vaadimize uygun olarak yanıt verebilmesi çok önemli. Buraya kadar marka mekanları ziyaret etmedik, marka kıyafet ve aksesuarlarla da işimiz olmadı. Çünkü kişisel markamızın, dış dünyadaki markalarla bir ilgisi yoktur. Bir ünlü ile olan dostluğumuz, marka bir ayakkabıya ya da en lüks arabaya sahip olmak bizi kişisel marka yapmaz. Yediğimiz, içtiğimiz, izlediğimiz, dinlediğimiz ise bizim gerçekliğimizdir ve bunların kalitesi de sadece bizi bağlar. Ancak hepsinin kişisel marka vaadimizle tutarlı olması gerekir. Elbette vaadi sağlıklı yaşamın içinde olmak olan birinin sigara içmesi kişisel markasını zedeler. Ancak en popüler spor salonuna gitmesi ya da gitmemesi değildir konunun özü. Giydiğimiz, taşıdığımız aksesuarlar da dışarıya karşı verdiğimiz imajın parçalarıdır. Markasından ziyade, sadece kişisel markamızla bütünlüklü olması ve kişisel markamızın imaj kısmını desteklemesi önemli olur. Özetle hayatımızın parçası olan markalar, tek başına kişisel marka olmamızı sağlamaz. Demek oluyor ki yeryüzünde; vaadini tutarlı, istikrarlı, güven koşullarında yerine getiren insan sayısı kadar kişisel marka mevcuttur
SWOT analizi kişisel markamızın gelişimine katkı sağlayacak bir yöntemdir demiştik. Örneğin, uluslararası şirket deneyimi hedefleyen yeni mezun arkadaşımın, kişisel markasının güçlü yönlerinde İngilizce bilgisi üstelik de ileri düzeyde olmalı. Hatta ilave bir lisan ya da işe katkısı yüksek bir özellik daha ekleyebilmesi de güçlü yönlerini parlatacaktır. Genellikle kariyer yaşamında daha etkin ve başarılı olmak üzere yönetilmesi gerektiği düşünülen kişisel markanın, kendimize karşı da dürüst ve tutarlı olmakla derin bağlantısı var. Ortada marka varsa rakip de vardır. Rakiplerden farkımızı, özgün yönlerimizi de keşfetmeliyiz ki öne çıkarabilelim. Bunun yolu da kendimizi çok iyi tanımaktan geçiyor. Yaşamın her alanında işte, okulda, sosyal çevremizde bir kişisel marka algımız bulunuyor. Karşılaştığımız ve belli bir zamanı paylaştığımız her insan da bize bir algı bırakıyor. Yaşam boyu karşılaştığımız yöneticilerimizi düşünelim. Dış görüntülerinden, üsluplarına kadar her detay kişisel markalarının kapsamındadır. Aynı konu üzerinden algımızda yer eden bu farklılıklar da kişisel markanın gücünden gelmektedir.
Bir insanın sizde bıraktığı ve iletişimi geleceğe taşıyan algının toplamı, vaadini ne kadar karşıladığına bağlı ve bu durum kişisel marka değerini oluşturuyor. Aynı insan bir başkasında da benzer bir etki bırakıyorsa bu değeri tutarlılıkla yönetebiliyor demektir. Kişisel marka güven, istikrar, tutarlılık taşımalıdır. Olduğumuz kişi ile yansıttığımız kişi senkronize ve anlaşılır olmalıdır. Benim kişisel marka vaadim tutarsızlık gibi bir seçim de elbet mümkün ancak burada da yaşamın her alanında o tutarsızlığın arkasında durmak gerekir. Ancak nerede nasıl davranmamız gerektiğini bilmek de doğru bir kişisel marka oluşturmanın en temel fonksiyonudur.
Fiziksel olarak bulunmadığımız bir ortamda, ismimiz geçtiğinde ortama yayılan enerji de kişisel markamızın SWOT analizinin güçlü ya da zayıf tarafında. Yaptıklarımızın, yapacaklarımızın teminatı olması kadar basit bir anlayışı var aslında kişisel markanın. Özde sahip olduğumuz değerleri taşımayan bir kişisel marka, aynen kendimize dar ya da bol gelen bir elbiseyi taşımak gibi olacaktır. Kendimizi tanımak yolculuğunda ne kadar çok bilgiye sahip olursak, kişisel markamızın içini de o kadar gerçek değerlerle doldurabiliriz. Kalıcı olan kişisel markamızı, geçici olabilecek popülerliklere kurban etmeden yolda olmak niyetine girebiliriz. En önemlisi de insan olmanın en büyük kişisel marka olduğunun bilinciyle, kişisel markamızı ve ışığımızı sonsuza kadar parlatabiliriz…
Tuğba Uzüğüten