“Gomidas” oyunu, İstanbul Kumkapı’daki tarihi Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’nde onlarca kez oynandı, binlerce insana ulaştı. Pek çok insan Gomidas Vartabed’le bu oyun sayesinde tanıştı, değişti. Yolcu Tiyatro, görür görmez “Yuvamızı bulduk” dediği bu kiliseyi şimdilik terk ediyor ve klasik sahneye ‘mecburi’ geçiş yapıyor.
Avrupa Birliği Kültür Sanat Destek Programı CultureCIVIC desteğiyle, Tiyatro… Tiyatro… Dergisi, Sosyal Kafa ve Sahneden.Net tarafından hazırlanan “Kamusal Tiyatro” serisinin 2. Bölümü yayınlandı. Ermeni müzisyen Gomidas’ın hayatını anlatan oyuna odaklanan ikinci bölümde Yolcu Tiyatro ile Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’nin tarihi dokusunda yapılan söyleşide “Anadolu’nun nadir çiçeği” Gomidas’ın yaşadığı trajediye odaklanılıyor.
Yapımcı Ersin Umut Güler, Kumkapı’daki Surp Vortvots Vorodman Kilisesi için “Burayı görünce, tamam dedim, yuvamızı bulduk. Burası Gomidas’ın ayak bastığı bir kilise. Buranın dört yüz yıllık bir hafızası var; buradaki her taşın, sütunun… Yaşanmış bir sürü hikaye var burada. Unutturacaklar, biz de hatırlatacağız. Bizim görevimiz bu. Hikayelerimizi hatırlayacağız, hatırlatacağız.” diyor.
“GOMİDAS’IN YÜRÜDÜĞÜ SOKAKLARDA YÜRÜMEK…”
Kumkapı, tiyatro seyircisinin de alışık olmadığı bir semt olduğundan özellikle başlarda seyirciyi çekmekte epey zorlanmışlar. Bunun özel bir deneyim olduğunu şu sözlerle anlatıyor Emre Can Sancar, şöyle diyor: “Bence zaten deneyim Marmaray’dan indiğinizde başlıyor, kesinlikle 100 dakikalık bir oyun değil Gomidas. Dört saatlik site-specific dediğimiz meseleye çok uyan bir oyun. Kumkapı’da bu sokaklarda yürümek, Gomidas’ın yürüdüğü sokaklardan yürümek demek. Seyirciyi o sokaklarda yürütmek tabii ki bilerek, isteyerek yaptığımız bir şey değil, ama bizim için çok büyük şans oldu. Şimdi burada normal zamanlarda göremeyeceğiniz insanlar oyun zamanı sokakları dolduruyor, şıkır şıkır giyinmişler, sohbet ediyorlar. Bu sokaklar 100-150 yıldır yaşamadığı şeyleri belki bir şekilde tekrar yaşamaya çalışıyor.”
“HİÇBİR FİKRİ OLMAYAN İNSANLAR KİTAPLARINI ALIYOR”
Oyuncu Fehmi Karaarslan “Bana Gomidas’tan bahsedilene kadar ben böyle birini tanımıyordum” diyor utanarak. Oyunu izleyen farklı cenahtan insanların da çok etkilenerek ayrıldığını vurgulayan Karaarslan, “Biz bir insandan bahsederek çok fazla insana dokunabildik. Buraya gelirken, başta benim olduğum gibi hiçbir fikri olmayan insanlar, çıkarken dışarıda kitaplarını satın alarak gidiyor.” diyor.
Gomidas oyunu hep dolu oynamış ve hiç negatif reaksiyon almamış. Ersin Umut Güler, “Çünkü biz hikayeyi şuradan tuttuk: Gomidas Anadolu’nun Mozart’ı, çok önemli bir müzisyen. Eğer yaşasaydı, başına bunlar gelmeseydi, müziğe ve sanata burada katkı sunacaktı. Maalesef 1915’te yaşadığı Çankırı yolculuğu, o sürgün…” sözleriyle anlatıyor bu durumu. Ersin Umut Güler, oyunla ilgili çok fazla olumlu mesaj ve mail aldıklarını, Gomidas ile tanışan izleyicilerin şarkılarını dinlemeye başladığını, onunla ilgili okumaya başladığını söylüyor.
GOMİDAS ARTIK AVRUPA YOLUNDA, BAŞKA SAHNELERDE
Yolcu Tiyatro’nun ve Gomidas oyununun yaşardığı ekonomik zorluklar, Gomidas’ın bir süre Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’ne veda edilmesine yol açmış. Fehmi Karaarslan, bütçe anlamında çok zorlandıklarını dile getiriyor. Bir süre klasik tiyatro sahnelerinde oynayarak bu süreci atlacaklarını söylüyor. Ersin Umut Güler de “Ekonomik koşullar öyle zorluyor ki Türkiye’de” deyip; ışıklar, perde, dekor gibi pek çok unsurun kiralandığını ve bu kiraların son dönemde 5 kat arttığını söylüyor.
“BİZDEN EŞEK GİBİ VERGİ ALIYORLAR”
“O ışığı kiralayamadığımızda, kirayı ödeyemediğimizde, sadece gişeye kaldığında iş, bu bilet fiyatlarıyla olmuyor. Seyirci olarak ‘Tiyatro niye bu kadar pahalı?’ diye düşünüyorsunuz. Bu sorunun muhatabı tiyatrocular değil, devlet. Bizden eşek gibi vergi alıyorlar.” diyen Ersin Umut Güler, devlete ait hiçbir kurumdan hiçbir destek gelmediğini söylüyor. Güler, devlet aklıyla ilgili bir sorun olduğu fikrinde ve çözüm için “bir kültürel devrime ihtiyaç olduğunu” düşünüyor.
GOMİDAS KİMDİR?
Gomidas, 1869’da Kütahya’da doğdu, küçük yaşta yetim ve öksüz kaldı. 12 yaşında Ermenistan’da dini eğitim aldı, kilise korosuna girdi, Almanya’da müzik eğitimi aldı, İstanbul’da başrahiplik yaptı, kilise koroları yönetti, binlerce şarkı besteledi, derledi. 24 Nisan 1915’de sürgüne gönderilen Ermeni aydınlarından biriydi, kısa süre sonra geri dönebildi, ancak bir daha asla eski Gomidas olamadı. Sustu, tam 18 yıl sustu ve Paris’te bir akıl hastanesinde bu dünyaya veda etti.