Şarkıcı Aybike Çelik, Yüzyüzeyken Konuşuruz’un gitaristi Can Tunaboylu’yu kendisine şiddet uygulamakla suçladı. Grup, bir süre konser vermeme kararı alırken müzisyen kadınlar, yaşananlara “Sessiz kalan ortak olur” diye tepki gösterdi.
BirGün gazetesinden Işıl Çalışkan‘ın haberine göre Kadına yönelik erkek şiddeti ve taciz gündemden hiç düşmezken bu kez oklar müzik sektörünü gösteriyor. Sosyal medya üzerinden ifşa edilen ve şiddet gösterdiği iddia edilen isimler çok sayıda dinleyicisinin olduğu müzik gruplarının üyeleri… Bunlardan sonuncusu şarkıcı ve söz yazarı Aybike Çelik’in Instagram üzerinden yaptığı paylaşımla gündeme geldi. Çelik Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Eskiz adlı müzik gruplarının gitaristi Can Tunaboylu’nun kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını açıkladı. Daha önce de yine ‘Yüzyüzeyken Konuşuruz’ grubunun solisti Kaan Boşnak için de eşine ve çocuğuna şiddet uyguladığı söylenmiş ve bu günlerce konuşulmuştu. Geneva Flava grubundan Aybars Gülümser de taciz iddialarıyla gündeme gelmişti.
Aybike Çelik, sosyal medya hesabından darp izlerinin fotoğrafını paylaşarak, altı ay boyunca sistematik bir şekilde şiddete maruz bırakıldığını söyledi. Çelik’in paylaşımına ilişkin sanat dünyasından çok sayıda isim sosyal medya üzerinden dayanışma mesajları paylaştı.
Ardından Yüzyüzeyken Konuşuruz grubunun resmi Instagram hesabından yapılan açıklamada hukuki sürecin devam ettiği süreçte bas gitaristleri Can Tunaboylu ile profesyonel ilişkilerini karşılıklı olarak durdurdukları ifade edilerek, bir süre sahne almama kararı aldıklarını belirtildi.
BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜYÜZ
Müzisyen kadınlar dayanışma mesajlarını BirGün aracılığıyla paylaştı:
Müzisyen Tuğçe Kaymaz: Ülke genelinde neredeyse her gün karşılaştığımız türde bir olay tabii ki sektörümüzü de es geçmiyor. İşin en kötü yanlarından biri ise, gerek fiziksel gerek psikolojik şiddet faili bu kimselerin bir sonraki herhangi bir etkinlikte sanatçı, organizatör, etkinlik çalışanı ya da salt katılımcı olarak karşımıza çıkacağından emin olmamız. Aybike’nin maruz kaldığı şiddeti, mağdur suçlayıcı tüm yaklaşımları, şiddete uğrayan arkadaşımızın duyguları ve mağduriyeti göz ardı edilerek yapılan hadsiz yorumlarla itibarsızlaştırılmasını bu olayın karşısında olan herkesle birlikte lanetliyorum. Organizatör, mekân sahibi ve müzik emekçilerinin söz konusu şahıs gibi şiddet/istismar failleriyle “en azından” çalışmayı reddettikleri bir dönemin başlamasını umuyor ve Aybike’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yanındayız Aybike!
Baterist Leyan Senay: Sanatçılar topluma örnek olan, toplumun düşünce yapısını değiştirme gücüne sahip olan insanlardır. Bizler şiddetin her türlüsüne karşı dimdik durmalıyız ve birbirimize öyle bir destek olmalıyız ki bu güçlü kaleler hiçbir zaman yıkılmasın ve topluma da doğru örnek teşkil etsin. Bu tarz üzücü olaylar ne yazık ki ülkemizde sıkça karşılaşıldığı gibi müzik camiasında da karşımıza çıkıyor ve hep birlikte buna ses olmamız gerektiğini düşünüyorum. Birlikte daha güçlüyüz! Geçmiş olsun Aybike, biz her daim yanındayız.
Müzisyen Özge Ürer: Kadına şiddetin hiç bir türlüsü kabul edilemez. Biz müzisyenler şarkılarımızı insanların ruhunu iyileştirmek için yapıyoruz. Bu alanda üreten insanların şiddetin ş’si ile yanyana gelmemesi gerekir. Toplumun her alanında ikinci plana atılan kadınların mücadelesi şiddet mağduru olduklarında da devam ediyor, ne acı. Yaşadıklarını saklamak, görünüşlerinden, yaşam tarzlarından ve benzeri kaygılarla mağdurken suçlanma durumuna düşme psikolojisinde olmak toplumsal olarak ne seviyede olduğumuzu gösteriyor. Ne yazık ki şiddet faili insanlara alan açılarak, yaptıkları sineye çekilerek, maddi manevi kayıplar göze alınamayarak, yaşananlara tepki gösterilmemesi şiddeti meşrulaştırıyor. Biz kadınlar dayanışma içinde oluyoruz, olmak zorundayız. Ancak esas büyük sorumluluk erkeklere düşüyor. Kadınlar ve erkekler elele, yan yana bir durarak yapıcı olarak ilerleyebiliriz bu kanayan toplumsal yaraya. Sessiz kalan ortak olur.
NE OLMUŞTU?
Çelik, sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı: “3 Ağustos gecesi eski erkek arkadaşım olan şahıs tarafından ağır şekilde darp edildim. 13 gün boyunca kırık kol, gözüm mor bir şekilde duygusal manipülasyon ile evde tutuldum. Dışarı tek çıkabildiğim gün şahsın konseriydi, konser günü grup arkadaşlarına ve menajerlerine gözümü göstermek isterdim, şahıs sahnedeyken diğer müzisyen arkadaşlara suratımdaki makyajı silerek anlatmak istedim, ‘burada istenmiyorsun’ diye üzerime gelindiği için uğradığım şiddeti ve incittiğimi sandığım kolumu (aslında kırık olan) ve gözümün morluğunu anlatamadım. Gösteremedim ve yaşadığım şok ve Stockholm sendromu nedeniyle yine şahsa sığınmak durumunda kaldım.”
HİÇBİR ŞEY YAPMAMIŞ GİBİ
Darp raporu alamasın diye hastaneye götürülmediğini söyleyen ve psikolojik şiddet görmeye devam ettiğini belirten Çelik sözlerine şöyle devam etti: ”Kolumdaki kırık basit tıbbi müdahale ile çözülemeyeceği için dava zaten otomatik olarak açıldı fakat bana işkence uygulamış bu şahsın hiçbir şey yapmamış gibi hayatına devam etmesi sinirlerimi bozuyor. Kırık kolumun ve yüzümün iyileşmesini beklerken aylardır dava işleriyle uğraşıyorum, terapiye devam ediyorum. İtibar zedeleme davası açıp, bana karşı davada bunu kullanıp, itibar zedeleme davasını şiddet davası kazanmış gibi gösterip, erkek şiddetini aklayabilmesini istemedim.”
Can Tunaboylu da sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlayarak, Aybike Çelik’in anlattıklarının gerçeğe aykırı olduğunu öne sürdü. Tunaboylu, yargı süreci netleşene kadar ‘bir süre dinlenmek’ üzere Yüzyüzeyken Konuşuruz grubundan ayrıldığını da belirtti.
Aybike Çelik, Can Tunaboylu’nun açıklaması üzerine bir mesaj daha yayımladı. Çelik, “Şahıs ile bütün kişisel yazışmalarımı ve kabul ettiği bütün suçlarını kamuoyu bile paylaşabilirim hukuk önünde. Sadece ekran görüntüleri değil, bütün yazışmalarımız. Tüm konuşmalar yargı önünde incelenebilir. Arkadaşlar negatif yorumları önemsemiyorum. Ben ne yaşadığımı biliyorum ve bunların hepsinin kanıtı elimde var. Failin ne yazdığı beni ilgilendirmiyor” ifadelerini kullandı.