“Don Kafa“, ilk kez dinlediğimde kalbime işleyen bir Peyk şarkısıydı. Gezi Parkı olaylarının çalkantılı günlerinde, birçoğumuz gibi ben de bu şarkıyla tanıştım ve o anın verdiği yoğun duyguyla Peyk’i keşfetmeye başladım. “Don Kafa”nın yer aldığı “İçimdeki İz” albümünü defalarca, her dinleyişimde yeni anlamlar keşfederek dinlediğim günleri unutamam. O ilk keşiften sonra, grubun daha önce çıkardığı bir albüm daha olduğunu fark ettiğimde ise, Peyk’i bu kadar geç tanıdığım için kendime kızdım. Bu, birçok Peyk dinleyicisinin tanıdığı bir pişmanlıktı: İlk dinleyişte insanın kalbinde yer eden, geç keşfin verdiği üzüntüyle dinledikçe daha çok bağlanan bir Peyksever’e dönüşmek.
Peyk müziği her zaman çok iyiydi ama büyük çıkışlar için hepimizin bildiği iyi olmak yetmez kuralının gerektirdiği yollardan uzak kalarak; kendi yollarını çizmeyi seçtiler. Özgürce ürettikleri şarkılarıyla dürüst ve güçlü bir duruş sergileyerek kendi müzik kariyerlerini inşa ettiler. İrfan Alış ve Peyk, müziğin samimi ve bağımsız ruhunu korudular. Özellikle genç müzisyenler başta olmak üzere, bağımsız müziğin ne demek olduğunu sektöre gösterdiler.
Bu topraklarda, yolundan ödün vermeyenlerin zamanla savaştıkları yapılar kadar katı ve bencil hale geldiğine sıkça tanık olduk. Ancak İrfan Alış, bu düzenin de dışında kalmayı başararak; her zaman paylaşmayı bilen, yol gösteren ve destekleyen oldu. Onun bilgi ve emeğini yazılarla anlatmak yetersiz kalır. Hangi birinden başlasam bilmiyorum, çünkü her biri derin hikâyeler barındırıyor: şarkı atölyeleri, Olta Projesi, genç müzisyenleri destekleyen ortak projeleri, sosyal medyada cesurca dile getirdiği gerçekler, çektiği kısa filmler, Hamiyet, Peyk ve muhteşem kalemi ile aktardığı yaşam hikâyeleri… Onun yolunun bir şekilde kesiştiği herkes, ne demek istediğimi anlayacaktır.
İyi niyetle yapılan her şeye sabırla kulak veren, iyiyi destekleyen, kötüyü korkmadan eleştiren biriydi İrfan. Yaşadığı onlarca şeyin ona kattığı bilgelikle, tanıştırdığı insanlar arasında da dostluklar kurulmasına vesile oldu ve bunları mutlulukla izledi. Bugün İrfan Alış sayesinde kurduğum değerli dostluklar arasında, benim için hem müzisyen hem de dost olarak yeri özel olan Barış Çapkın ve eşi Rena gelir. İrfan sayesinde tanıdığım daha pek çok kıymetli insan var; onlar, İrfan’ın yarattığı anlam ve samimiyet dolu ortamların meyvesi.
Onun kaybıyla içimizde hissettiğimiz derin boşluk asla dolmayacak. Ama gerek gerçek hayatta gerekse şarkılarında İrfan Alış’ı tanıyan bizler, şahit olduğumuz o yolu yürümeye devam edeceğiz. Peyk şarkılarını hep birlikte söyleyecek ve anısını yaşatmaya devam edeceğiz.
Hiçbir veda güzel değildir, anıları güzel insanların vedası ise derin izler bırakır. İrfan Alış en yakınından en uzağına ulaştığı kim varsa artık hepimizin içindeki iz derin derin… 🖤
Beyza Cumbul