Uzun bir yaz arasından sonra tekrar bu köşede buluşuyoruz. Geçtiğimiz hafta Microsoft’un bilgisayar oyun endüstrisinin parlak stüdyolarından Bethesda ve alt gruplarını satın aldığını öğrendik. Ben de bunun üzerine bu ayki makalemin konusunu Hollywood film ve bilgisayar oyun sektörlerinde yükselen tekelleşme trendine ayırmaya karar verdim.
Bu furya ilk olarak Disney’in Lucasfilm ve Lucasarts stüdyolarını ve buna bağlı olarak Star Wars evrenini satın almıştı. Hayranlar açısından hayal kırıklığı ilk olarak Star Wars evreni gibi büyük bir evrende başladı. Disney, Star Wars evreninin haklarını George Lucas’dan satın almasıyla ilk hamlesi Star Wars EU (Expanded Universe), Star Wars Legends, Star Wars Legacy ve buna bağlı olarak 1990’lar boyunca fasiküllerce yayınlanmış kitaplar, çizgi romanlar, masaüstü FRP oyun setleri ve bilgisayar oyunları tek bir kalemde hiç varolmamış sayıldı.
Ardından gelen ikinci hamle, yeni bir devam üçlemesi (sequels) yapımı oldu ki bu üçleme serisi 1990’lar boyunca yayınlanmış olan ve orijinal üçleme sonrasını anlatan fasiküllerce kitapların konu aldığı gelişmelere zıt bir senaryo içeriyordu. Sonuçta hayranlar belli başlı gelişmelerin olduğuna inanarak on yıllarını geçirmişti. Seride Luke Skywalker’ın kendisini öldürmeye çalışan imparatorun karanlık ajanı Mara Jade’i tıpkı babası gibi aydınlık yola döndürerek onunla evlenmesi, bu evlilikten doğan ikiz çocukları, Luke’un kendisine yeni bir Jedi Akademisi kurması ve buraya yeni Büyük Usta olarak seçilmesi, bu akademide Kyle Katarn gibi birçok yetenekli Jedi şövalyeleri yetiştirmesi gibi olaylar tek kalemde yok sayılmıştı.
Disney’in üçlemesini sinemada izleyen hayranlar beyaz perdede Luke’un bekar, çocuksuz, kaçınık bir hayat yaşadığını ve kurmaya çalıştığı akademinin daha kuruluş yıllarında başarısız olduğunu izlerlerken küfürlerle salonu terk ediyorlardı.
Hayal kırıklığı bununla da sınırlı değildi, Star Wars Expanded Universe evrenine bağlı Old Republic bilgisayar oyunlarında anlatılan her biri ayrı ayrı film olabilecek senaryoya sahip bir koca seri yok sayılmıştı. Halbuki hayranlar bu evrende geçen oyun serisine devam edilmesini istiyor hatta bu serinin filmleri yapılsın istiyordu. Disney böyle tutkuyla Star Wars evrenine bağlı bu kitleyi yok saymıştı. Hayranlar büyük hayal kırıklığı yaşıyor ve Disney üçlemesinin hayranları farklı ufak fraksiyonlara böldüğü ve çoğunluğu Star Wars evreni ile 2010’lu yıllar ve sonrasında yeni tanışan genç hayranlardan kimilerinin yeni üçlemeye körlemesine bağlı kalırken eski hayranları dinazor olarak niteleyerek küçümsediği, ve buna karşın çoğunluğu 30 yaş ve üzeri olan veteran hayranların kendisinden öncesini yok sayan bir senaryoya sahip olan üçlemeden dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadığı ve sonuçta birbirlerine düşman ufak fraksiyonlara bölündüğü görülüyordu. Disney ise kulaklarını hayranların eleştirilerine tamamiyle kapatıyordu. Geçen yıl ise Disney’den bir başka hamle geldi, bu kez 20th Century Fox’u satın almıştı ve buna bağlı olan evrenler olan Alien ve Predator evrenleri satın alınmıştı. Bu hamle, Disney’in Star Wars evreninde uyguladığı politikayı Alien ve Predator evrenlerinde tekrar uygulayacağı izlenimini yarattı. Öyle görülüyordu ki Disney için hayatta her şey paradan ibaretti. Sonuçta adım adım tüm film stüdyoları Disney tarafından satın alınıyordu.
Hollywood sektöründe tekelleşme böyle cereyan ederken, geçen hafta buna benzer bir gelişme bu kez video oyun sektöründen geldi. Dünya devi Microsoft, oyun sektörünün parlayan yıldızı Bethesda’yı ve alt stüdyolarını satın almıştı. Bethesda yıllardır kendi evreni olan ve Tolkien’in orta dünya (middle-earth) evreniyle başa baş mücadele edebilecek bir külliyata sahip The Elder Scrolls evrenini, Black Isle’dan satın aldığı Fallout evrenini, id software şirketini satın aldığı için Doom ve Quake evrenine zaten sahip olan çok büyük bir stüdyoydu Bethesda… İşte Microsoft şimdi Bethesda’yı satın almış ve tüm bu evrenler onun bünyesine dahil olmuştu. Anlaşılan film sektöründe Disney’in açtığı tekelleşme trendine Microsoft da dahil olmuş ve oyun sektörü tekeli olma yolunda büyük bir hamle yapmıştı.
Gençliğin şu yaşadığımız zor dünya sisteminde kafasını dağıtabileceği zaten belli başlı film ve oyun evrenleri varken, şimdi bu evrenlerde bir bir tekelci şirketlerin eline geçiyordu. Para her şeyden önemli tutuluyor ve karşısında yaratıcılık sadece bir ucuz iş gücüne dönüşüyordu.
Yaratıcılık bir metaya dönüşmüş ve birbirlerini yutan büyük şirketlerin yarattığı dalga karşısında diz çökmeye mahkum olmuştu. Video oyun sektörü eskiden gençliğin umudu idi, bilgisayar kullanmakta becerili olan ve belli bir sanatsal zevke sahip gençler için aralanacak bir iş kapısıydı, ağır şartlarla dolu bu hayatta gençlerin hayal dünyalarını besledikleri evrenlerdi, şimdi ise büyük şirketlerin bir Monopoly oyununa dönüşmüştü, sağa ilerleniyor ve geldiğiniz kutucukta bulunan şirketi satın alıyordunuz, içinde neler oluyor? Alınan bu şirket neler üretiyor hiç önemli değildi, satın alınan şirket sadece bir hisse senedinden ibaretti.
Can Emed