Bu yazıyı 2014 yılında Cengiz Semercioğlu‘na yazdım…
İçlerinden bir Nilüfer‘in kızı ile ilgili olanı dikkate aldılar… Benim ona mesajımdan 2 gün sonra bir daha Nilüfer’in kızı ile ilgili haberlere dikkat etmek için harekete geçti sağ olsun, kendi fikri gibi olmasını da önemsemedim çünkü sonu iyilikti…
Ben bir iletişimciyim.
Ulusal medyadan giderek uzaklaşan bir iletişimci…
Çünkü bazı konular var ki pamuk ipliğinde olan ama medya bunlara hiç dikkat etmiyor, haber yaptıkları insanları nasıl kıyıma uğrattıklarını bile fark etmiyor. Oysa bize böyle öğretmemişlerdi okulda, kim yazıyor, kimler yapıyor bu haberleri, yok mu denetleyeni…
Mesela;
Bir kadın ve bir erkek yemek yerken görüldüğünde haber olmasın artık yeter!Ya da olsun da bastık, yakaladık tarzı halkı iki karşı cinsin dost olamayacağı bilinçaltı ile doldurmadan yapın yapacaksanız haberinizi…
Fotoğrafa bakıyoruz gayet halka açık bir yerde yenen sıradan bir yemek öyle mum ışıklı bir yer falan da değil, romantizmin zerresi yok mesela, sonra içilip dağıtılmamış, amaaaa!!! sıradan iki dostun konuşması haber olmayacağı için de yafta hazır… Bir kadın ve bir erkeğin yediği yemeğin, yaptığı sohbetin haberi olmamalı aşmalı artık bunları. Basın aşmalı ki toplum da aşabilsin. Kadın ve erkeğin dost olabildiğini anlayabilsin.
Örnek; Mert Fırat bir kadın dostuyla yemek yerken kendi ve arkadaşının özel hayatını korumaya çalışmak zorunda kalmasın. O zaman hiçbirimiz görüşmeyelim olmasın karşı cinsten dost ve arkadaşlarımız. Bu mudur yani çözüm…
Mesela;
Aile ilişkilerinde bilinen, aslında başından beri önemsenmemesi gerekirken konu daha tazeyken haber olan ama zamanla yıllanmış konular da temcit pilavı gibi yazılıp durulmasın, o kişilere ait başka bir konu ya da haber aktarılırken…Örnek; Nilüfer ve Reha Muhtar‘ın kızı Ayşe Nazlı‘dan evlatlık edinilen kız diye bahsetmeyin artık!
Biyolojik anne babaların bile evlatlarıyla bu kadar ilgilenmediği bir devirde o kız Nilüfer’in de Reha Muhtar’ın da kızıdır nokta. Dahası ötesi yok ve üstelik artık bir genç kız olan Ayşe Nazlı’nın psikolojisini hiçe sayarak her haberde bu geçmişi yazmamalısın, sen yazdıysan bile gazeteci kardeş, senin üstün, gazetenin sorumlusu silmeli artık o kabak tadı veren evlatlık olduğu vurgusunu…
Hatta sen basın olarak üstüne basa basa evladı şeklinde yazmalısın ki topluma örnek olsun yaptıkları ve başka Ayşe Nazlı’lar da bir aileye kavuşabilsin. Toplumda bencillik bitsin, başka evlatlara da kucak açabilecek aile yapıları gelişebilsin.
Sonra;
Birilerinin adını eski sevgilileri ile anmayı da bırakmalısın bence… Adam ilişkiyi bitireli 4-5 sene olmuş, üstüne 3-5 sevgili daha yapmış hala partnerinin haberini yaparken önüne arkasına eklememelisin ex aşkının adını ki üstelik herkes hayatına bakmışken, yeni sevdicekleriyle mutluyken çomak sokmamalısın eski defterleri burunlarına burunlarına sokarcasına yaptığın haberlerle… Sağlıklı başka ilişkilerde mutlu olabileceklerken olamamalarının vebalini taşımamalısın da hatta.Örnek; çok ama ilk aklıma gelenler Engin Altan Düzyatan – Özge Özpirinçci, Cansu Dere – Cem Yılmaz, Arda Turan – Sinem Kobal
Ve ve ve…
Yazın da lütfen mayolu fotoğrafların haberlerinde dikkat edin sizden ricam; haberi yapılanlar zaman içinde maldivler, miamiler derken kendini kurtarıyor ama olan yine topluma oluyor. Sizin yüzünüzden bir türlü normalleşemeyen mayo, bikini gibi plaj kıyafetleri normal dışı gibi algılanıyor iş toplum için kadınlar plajına kadar dayanıyor siz sorumluluğunuzu inatla hala fark etmiyorsunuz.Örnek; Gülbenler, Hülyalar, Sibeller demem yeter değil mi?
Özel hayata saygılı haber emin olun şu anki kaotikleşmiş toplum için çok çok çok çok önemli ve gerekli.
Toplumun mühendisi olduğunuzu, sizin haberlerinizden ziyade sizi okuyanların haberin algısı ile kendini yönlendirdiğini aklınızdan çıkarmayın.
Lütfen empati, özen, dikkat… Bu kadar mı zor!..
Aralık – 2014 / Beyza Cumbul
Dipsel not: Evet daha biiiiiir sürü yanlışı var medyanın ben bu yazımda toplumu şekillendiren yanlışlardan az da olsa bahsetmek istedim.
Basında görev alan arkadaşların toplum mühendisi olduklarının farkına bir an önce varmaları dileğimle…
Beyza Cumbul
