Fok derisi kaplı nadir kitaplar orta çağ ticaret ağını aydınlatıyor

Bilim insanları, Fransa'nın kuzeyindeki manastırlarda bulunan 900 yıllık nadir kitapların koruyucu kaplarının yaban domuzu değil, uzak deniz bölgelerinden gelen fok derisi olduğunu keşfetti.

0
Fransa'daki Médiathèque du Grand Troyes'de muhafaza edilen bu Ortaçağ kitabı fok derisiyle sarılmıştır. Kitabın kapağı artık yıpranmış olsa da, altın çağında çok daha kürklü olabilir.

Bilim insanları, Orta Çağ’dan kalma kitapların kaplarını inceleyerek şaşırtıcı bir ticaret ağının izlerini ortaya çıkardı. Fransa’nın kuzeyindeki manastırlarda bulunan 12. ve 13. yüzyıldan kalma nadir kitapların, uzak bölgelerden gelen fok derileriyle kaplandığı belirlendi.

Royal Society Open Science dergisinde 9 Nisan’da yayımlanan araştırmaya göre, Cistercian keşişlerinin değerli kitaplarını korumak için kullandıkları fok derilerinin bir kısmı Grönland’dan gelmiş olabilir. Bu bulgular, o dönemde kitap yapımcılarının sadece yerel malzemeleri kullandıkları varsayımını çürütüyor ve keşişlerin geniş bir ticaret ağının parçası olduğunu gösteriyor.

İncelenen kitaplar, 1115 yılında Fransa’nın kuzeyinde Cistercian keşişleri tarafından kurulan Clairvaux Manastırı ve bağlı manastırlardan geliyor. Bazı ciltler neredeyse 900 yaşında. Araştırmacılar başlangıçta kitapların yaban domuzu veya geyik derisiyle kaplandığını düşünüyordu. Ancak kitap koruma uzmanı Élodie Lévêque, kitapları mikroskop altında incelediğinde gördükleri karşısında şaşkınlığa uğradı.

Kitapların ana kaplamaları açıkça koyun derisinden yapılmıştı, ancak Lévêque en dış koruyucu kılıf olan tüylü kılıfta (chemise) kullanılan deriyi tanımlamakta zorlandı. Bunun üzerine bilim insanları, kılıf örneklerinden alınan proteinleri bilinen hayvan proteinleriyle karşılaştırdı. Sonuçlar, derilerin foklara ait olduğunu ortaya koydu.

Clairvaux'dan Clairvaux'dan, üzerinde kıllar bulunan bir chemise ile kaplı Romanesk cilt (Médiathèque du Grand Troyes, ms. 35, yaklaşık 1141-1200), örnek EL53.

Paris’teki Panthéon-Sorbonne Üniversitesi‘nden kitap koruma uzmanı Élodie Lévêque, “Bu mümkün değil, bir hata olmalı diye düşündüm.” diyor ve ekliyor: “Fransa’nın kuzey kıyılarında o dönemde foklar bulunmuyordu. Tekrar gönderdim ve sonuç yine fok derisi çıktı.”

Beş kılıftan alınan DNA’nın foklardan alınan DNA ile karşılaştırılması, kaplamaların gerçekten fok derisi olduğunu doğruladı. Kılıfların dördü genetik olarak İskandinavya, Danimarka ve İskoçya‘daki liman foklarına benzerken, beşinci kılıf genetik olarak muhtemelen Grönland veya İzlanda‘dan gelen Grönland foklarına benziyor. Araştırmacılar, görsel olarak diğer tüylü kılıfları da belirleyerek toplam 43 fok derisi kaplı kitabı katalogladılar.

Lévêque ve meslektaşlarına göre, bu bölgelerdeki Norse avcıları fokları yakalayıp derilerini ticaret yolları aracılığıyla Kuzey Fransa’ya getirmiş olabilir. Ekip, keşişlerin kitaplarını fok derisiyle kapladıklarını bilmiyor olabileceklerini öne sürüyor.

Lévêque, “Bugün aşınmış ve kahverengimsi görünen kapaklar, zamanında daha tüylü ve farklı bir renkte olmalıydı.” diyor ve ekliyor: “O dönemde tamamen bir oyuncak ayı gibi görünürdü, ancak açık renkli olurdu.”

Bu keşif, Orta Çağ’da sanılandan çok daha geniş ticaret bağlantılarının varlığını göstermesi ve dönemin kültürel alışverişi hakkında yeni bilgiler sunması açısından önem taşıyor.

Önceki İçerikDirenişi, Kavgayı ve Sokağı Okumak
Sonraki İçerikHafıza Kimin Hakkı?
Abone Olun
Bildir
guest


0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments