Değerli okuyucularım bugün sizlere, doğup büyüdüğüm, ilklerin ve sonların ilçesi olan Hatay’ın zarif ilçesi Samandağ’ı tanıtmak istiyorum.
İlçemiz birçok medeniyete ev sahipliği yapmakla beraber tarih boyunca defalarca kez doğal afet yani depremlere maruz kalmıştır. Kısaca tarihçesinden bahsedelim; MÖ. 305 senesinde Seleukos Nikator, Musa dağı eteklerinde ilçemiz kurulmuştur. İlk ismi Selevkia Pieria’dır. Tarih boyunca sadece Antakya’nın yanı sıra Mezopotamya havzasına da liman olmuştur. M.s ilk asrın yarısında Roma egemenliği altına girmiştir. Romalılar, ilçemizi liman olarak kullanmıştır. En parlak dönemini Kral Titus döneminde yaşamıştır.
Kral Titus, doğal afet olaylarından korunmak için kendi ismiyle hitap edilen Titus tünelini yapmıştır. O dönem de Amanos dağlarından esinlenen Süveydiye (Karadağ) adını alacaktır. Bu isimle beraber Ortaçağ kaynaklarında da bu isimle anılmasına sebep olmuştur. Antakya kentinin gerilemesiyle, Doğu Roma İmpatorluğu’nun deniz ve liman kentleri terk edip karasal alanlara rağbet göstermesiyle önemini kaybetmiştir. Samandağ daha sonlarda islamiyetle tanışmış, birçok islam devletine ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan bazıları; Fatimiler, Eyyyübiler ve Memlüklülerin himayesi altında kalmıştır. 16. yüzyılda Osmanlı Devletine tabii olmuştur. 1918-1939 yılları arasında Fransız idaresinde olmuştur. 1939 senesinde Hatay’ın, Türk topraklarına katılmasıyla Samandağ, Türkiye Cumhuriyetine tabii olmuştur. 1940-1948 senesinde Antakya’ya bağlı olan ilçemiz Süveydiye adını bırakarak Samandağ adını alacaktır. Bu ismin esinlendiği nokta ise ilçenin dağında bulunan ST. Simon manastırı olmuştur. Eşsiz Akdeniz manzarasıyla ülkemizin en nadide ilçesidir. Birçok etnik unsurdan oluşan insanların birlik beraberlik dayanışmasıyla ülkemizin en güzel barış sembolü olmuştur. Türkiye’nin tek Ermeni yerleşimi olan Vakıflı köyü de, Samandağ’da bulunmaktadır.
Ne acıdır ki 6 şubat 2023 yılında güzel Samandağ’la beraber yüreğimizde enkaz altında kalmıştır. Bu acı depremin sonucu ilk çağların kenti Samandağ’ın tahrip oluşu ve kaybettiğimiz Hatay halkı bizi derin yasa boğmuştur. Şunu unutmayalım ki tarihte defalarca kez doğal afetlerden dolayı yıkılan kentimiz tekrar tekrar ayağa kalkmıştır. Tekrardan onu Akdeniz’in incisi haline getirmeyi temenni ediyorum.
Vefat eden hemşerilerime Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Doğduğum, büyüdüğüm ve koştuğum sokaklarda, ıssız kalan ilçemde sadece binalar değildi kaybedilen; umutlar, yürekler ve hayallerimin de tekrardan yeşermesi için birlik beraberlik içinde olmamızı temenni ediyorum. Bu kültür ve miras, asla yok olmayacaktır. Yüreğimizdesin Samandağ. Başımız sağ olsun, yeniden yaşanmaması dileğimle..
Yusuf Soğan
