17.7 C
İstanbul
Cuma, Kasım 22, 2024
Ana SayfaHaberlerArk. & Sant.Denizde keşfedilen yeni fosiller, canavar mitinin bilindik en ahtapot hâlini andırıyor

Denizde keşfedilen yeni fosiller, canavar mitinin bilindik en ahtapot hâlini andırıyor

Kanada’da araştırma yürüten bilim insanları, Howard Phillips Lovecraft’ın hikâyeleriyle tanınan Cthulhu’ya benzer bir deniz canlısı keşfetti.

Denizin dibinde yaşayan bu canlının omurgasız ufak canlılardan beslendiği biliniyor. Söz konusu canlının kalıntılarının yer aldığı fotoğraflar, The Royal Society gazetesinde yayınlandı.

Toronto Üniversitesi’nden Jean-Bernard Caron, “Yakın zamanda bu antik deniz canlısına dair pek çok fosil bulduk. Ancak son kazı çalışmalarımızda bu canlıya dair pek çok kalıntıya rastlanıldı. Aynı zamanda yapılan kazılarda söz konusu deniz canlısının beslendiği düşünülen omurgasız canlılar da bulundu. Bu durumda da, dünyada yırtıcılığın Kambriyen dönemden bu yana gözlemlendiği görülmüş oldu” dedi.

Bilim insanları, Kambriyen ve Paleozoik döneme ait kayaların altından genellikle oldukça tuhaf görünümlü canlıların çıktığını belitti. Öyle ki modern canlılarla da paleontologların fosillerinin bulduğu diğer canlılarla da hiçbir benzerlik göstermiyorlar. Bu durum da söz konusu hayvanların herhangi bir tür ya da cinse ayrılarak kategorize edilememesine yol açıyor.

Örneğin paleontologlar yalnızca üç sene önce ‘canavar Tully’ ismini verdikleri deveboyunlu ve pörtlek gözlü, uzaylıya benzer bir omurgalı hayvan keşfetmişlerdi. Bu hayvanın sürüngen yahut yumuşakça değildi. Döneminin en büyük yırtıcılarından olan bu canlının gövdesinin yumuşak kısımlarına bakıldığında, 40 sene boyunca üç farklı hayvan türüne dâhil edilmiş olan Anomalocaris’in dev bir örneği gibi görünüyordu.

Oksijen yönünden fakir denizlerin dibinde gözlemlenebilen özel bir killi tortu olan Lagerstätte’nin keşfinin ardından, bu tortuların arasında bulunan canlı kalıntılarında göz gibi en yumuşak vücut dokuları dahi muhafaza edilmiş oluyordu.

Beş yıl önce Caron ve meslektaşları, Kanada’nın kuzeyindeki Kootenay Millî Parkı’nda dev Lagerstätte tortuları buldu. Ardından söz konusu tortularda yıllar içerisinde Kambriyen döneme ait pek çok omurgalı ve omurgasız canlının kalıntıları bulundu.

İki yıl evvel ise Kanadalı paleontolog, tortuların içerisinde Howard Phillips Lovecraft’ın hikâyeleriyle tanınan Cthulhu’ya ve Ridley Scott filmlerindeki uzaylılara benzeyen Habelia cinsi bir deniz canlısı keşfetti. Antik denizlerin ilk canlılarının kalıntılarıyla karşılaştırılarak, söz konusu Paleozoik canlının kökenleri bulundu. Böylece bilim insanlarının 150 yıldır sandıkları gibi bunun bir yumuşakça türü olmadığı da anlaşıldı.

Caron ve ekibi, Paleozoik dönem deniz ve okyanuslarında yaşayan esas yırtıcılara pek de benzemeyen Anomalocaris canlısıyla soydaş olan diğer deniz canlılarının da kalıntılarını bulabildiklerini düşünüyor.

Günümüzden yaklaşık 506 milyon yıl önce oluşan Lagerstätte tortuları kazıldığında, uzmanlar Cthulhu’dan çok Star Wars Han Solo filmindeki uzay gemisini andıran devasa bir kalıntı buldu. Denizin derinliklerinde yaşayan omurgasız canlı, Kambiryen dönemin en uzun canlısı olan iki metrelik Anomalocaris’in ardından en uzun deniz canlılarından birisi.

Yapılan araştırmaların ardından ‘Cambroraster falcatus’ olarak adlandırılan bu deniz canlısının denizin derinliklerinde yaşadığı ve besin ihtiyacını alışık olunmadık bir şekilde giderdiği görüldü. Söz konusu canlı, dokunaçlarında birbirlerine oldukça yakın olarak konumlanmış çokça çıkıntı sayesinde avlarını yakalıyor. Ardından silindir şeklindeki ağzına avını götürerek, çok sayıdaki sivri dişleriyle öğütüyor.

Antik Cthulhu canlılarının bir diğer türünü keşfeden Joseph Moysiuk, “Cambroraster falcatus’un başının üzerindeki gözlerinin gizlendiği geniş kabuk, bu canlıyı günümüzde denizin derinliklerinde yaşayan at nalı yengeçlerine benzetmemize yol açabiliyor. Bu durum, yakınsak evrimin oldukça çarpıcı bir örneği” dedi.

Aynı zamanda bilim insanı, yeni antik yırtıcı türlerinin keşfinin antik eklem bacaklıların neredeyse mümkün olan tüm habitatlara yerleştiği gördüklerini aktarıyor. Bu durum ise günümüzdeki tüm modern hayvan ilişkilerinin 500 milyon yıl önce şekillendiğini gösteriyor.

Sputniknews
Editör
Editörhttps://www.nouvart.net
Hayatın yapı taşı sanat ve temeli bilim arasında bir köprü, her türlü gündemi birleştirici bir haber ve yaşam portalı; NouvArt
RELATED ARTICLES
Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Most Popular