Beslenmenin gerekliliği, sağlıklı beslenmenin gerekliliği üzerine gün boyunca birçok gerekli/gereksiz bilgi kafamızın içine sokulmak istenmekte. Birçok kişi perhizde. Birçok kişi kilo almanın, birçok kişi de kilo vermenin derdinde. Önümüze serilen sofralara hep bir bilgi bombardımanı eşliğinde oturuyor (şöyle yemelisin, böyle yemelisin, şunu şununla yersen daha iyi, bunu bununla yersen besin değeri düşer) yediklerimizden hiçbir şey anlamayarak sofralardan kalkıyoruz. Modern çağın yediği önünde yemediği ardında insanları olarak sonuç itibariyle açız.
Önümüze Serilen Cömert Sofralar
Heyecan verici ve bayıldığım bir yazar olan Italo Svevo’nun Cömert Şarap kitabı ile ilgili birkaç kelam edecek olmak bayağı zor. Orta Avrupa’da 18. Yüzyıl’ı 19’uncu yüzyıla bağlayan modern roman akımının İtalya’daki temsilcisi olan Svevo, o dönem kültür sanata büyük katkı sağlamış romancılar arasında (Proust, Joyce, Kafka, Musil, Broch, Woolf) büyüklüğü tartışılmayacak olan bir yazar. Son derece minimalist bir anlatımı benimseyerek büyük hikayeler anlatan yazar için dolaysız ve son derece açık metinler kaleme almıştır denilebilir. Zeno’nun Bilinci bu anlamda Svevo’nun en tanınan ve bilinen eseridir. Fakat bir de Cömert Şarap var. Katı bir perhiz içeren Cömert Şarap.
Romana ömrünü perhizle geçirmek zorunda kalan anlatıcımızın bir gece için doktorundan onaylı olarak perhizine ara verdiğini öğrenerek başlıyoruz. Büyük sağlık problemleri olan anlatıcımız -karısının da onayıyla aslında- karısının yeğeninin düğün yemeğinde her istediğini sınırsız yiyip içebilecektir. Sofra çok zengindir, şarap boldur. Ortama hararetli konuşmalar hakimdir ve herkes mutludur.
“Masada diğer herkes neşeliydi, büyük bir doğallık içinde, seyirciler her zaman nasıl olurlarsa tam da öyle. Bendeyse doğallıktan eser yoktu. Aslında benim için de kayda değer bir geceydi. Karım, doktor Paoli’den, o gece herkes kadar yiyip içebilmem için izin almıştı. Hemen sonrasında benden alınacağı uyarısı, bu özgürlüğü daha da değerli kılmıştı. (…) Yiyip içiyordum, açlık ya da susuzluk yüzünden değil, özgürlüğe duyduğum istek yüzünden. Her lokma, her yudum bağımsızlığımın beyanı olmalıydı.“
İtiraf Korku Utanç
Anlatıcımızın kadehi neredeyse hiç boş kalmaz. İçildikçe içilir, yenildikçe yenir. Fakat şarabın sofradaki cömertliği insan ruhuna iyi gelirken herkesin dilinin, özellikle de anlatıcımızın dilinin bağları çözülür. Kontrolünü her geçen saat biraz daha kaybeder. Masanın diğer ucuna söylediklerini duyurabilmek için bağırarak konuşmaya başlar. Tartışmaların en can alıcı noktaları para ve sosyalizm olur. Kapitalist çıkarcı insanın tüm kötü özelliklerini ortaya çıkarmak isteyen kahramanımız o kadar coşkuludur ki kendini kontrol edemez. Her kontrol edemeyişinde o davranış halinden uzaklaşmak ister ama nafile. Damarlarında kan değil şarap akmaktadır artık. Çünkü herkes gibi karısı da adamın söylediği bu şeylere ilk defa tanıklık etmektedir. Şarabın sofradaki cömert varlığının özgürleştirici hisleri anlatıcımızı içinden çıkamayacağı karmakarışık bir duruma sokar. Şarap kadehte durduğu gibi albenili, zarif ve istek uyandırıcı değildir artık. Bir tür sistem eleştirisini de kapsayan bu durum günümüz dünyasına da birebir uyarlanabilir.
Fakat şunu da söylemeden geçmemeli: Etrafında bir araya geldikleri bu cömert sofrada çığırından çıkma noktasına gelen insanların hallerine mizahi bir dil hakimdir. Asla çok vahim olabilecek bir drama tanıklık etmeyiz. Şarabın cömertliği kadar anlatım diline eşlik eden mizahın cömertliği romanı salt bir dram olmaktan alıkoyar. Svevo mizahın tüm inceliklerini hikaye boyunca elinden bırakmaz çünkü öğretici olmak gibi bir niyeti yoktur. O’nu döneminin tüm yazarlarından ayıran en büyük özelliği budur.
Şarabın Hakkı Şaraba
İsimsiz anlatıcımız aslında toplumla aile arasında kalmış, ömrünün sonuna kadar perhize de mahkum olmuş biri olarak kendini bir türlü içinden çıkılamaz olan bir kıskacın içinde hissetmektedir. Şarap bir geceliğine de olsa onu bu kıskaçtan kurtaracaktır. Burada Svevo yine döneminin sanatçılarının yaptığı gibi şaraba kutsal (dini) bir atıfta bulunmaz veya bereketin simgesi olarak göstermez. Şarap harika aromalı, nefis bir içecek olarak sadece ve sadece keyif verir ve sarhoş eder. Cömertliği buradan gelir. Şarabın hakkının sadece şaraba veriliyor olması gerekmektedir. Kahramanımız için de “Bağımsızlığın ifadesi” olarak içtiği şişelerce şarap aslında hınç ve öfkesini açığa çıkaran bir araçtır.
Cömert Şarap nefis bir şarap içince ağızda kalan tat gibi okuyucunun dimağında nefis bir anlam bırakıyor. Mutlaka okuyun derim.
Yazar | Italo Svevo |
Yayınevi | Kafka Yayınları |
Çeviri | Ersan Üldes |
Yayın Tarihi | Kasım 2019 |
Türü | Roman |
Sayfa Sayısı | 60 |