Popüler Müzik Sanatı Vakfı’nın (POPSAV) Yönetim Kurulu üyeleri, geçtiğimiz günlerde düzenledikleri basın toplantısı ile Müzik Yorumcuları Meslek Birliği’nin (MÜYORBİR) verdiği telif gelirleri hakkında bir açıklama yaptılar. Üyeler, “Yaşanan aksaklıkların saptanması ve düzeltilmesi” amacıyla bir araya geldiklerini belirttiler.
Açıklama zorunluluğu doğdu
Basına bildirmek isteriz ki MÜYORBİR olarak bu konudan o güne kadar bir bilgimiz olmadığı gibi hemen sonrasında POPSAV’a yazılı çağrıda bulunarak bir araya gelmeyi, sorunlara çözüm bulmayı teklif ettik. Fakat bu çağrımıza bir karşılık alamadık.
Biz isterdik ki arkadaşlarımız gelsin ve anlayamadıkları konuları hep birlikte bir masa etrafında toplanarak çözelim. Olayın bu noktaya ulaşması müzik sektörü adına asla tasvip etmeyeceğimiz bir durumdu. Ancak yapılan söylemlerin, her biri Türkiye’nin göz bebeği olan, aynı zamanda MÜYORBİR Yönetim Kurulu Üyesi (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Metin Özülkü, Hüseyin Turan, Tolga Sağ, Onur Akın, Suavi ve Suzan Kardeş) sanatçılara yönelik suçlayıcı boyutlara ulaşması bir açıklama yaparak kamuoyunu aydınlatma zorunluluğu doğurdu.
Genel Kurul kararlarını uyguluyoruz
POPSAV, adından da belli olduğu üzere ‘Popüler Müzik Sanatı Vakfı’. Amacı da popüler müziğin gelişmesine katkı sağlamak. Biz ise sadece pop müziğini değil, halk müziğini de rock müziğini de arabeski de bünyesine alan, 2.000’e yakın üyesinin yorumcu hakkını takip eden bir meslek birliği, hak takip örgütüyüz. Kültür Bakanlığı’nın Mali ve İdari denetimine bağlıyız. Bu denetlemelerin en önemli bölümü, Yönetim Kurulu’nun Genel Kurul’dan geçen yönergeleri uygulayıp uygulamamasıdır. Biz Genel Kurul kararlarını, bazen karşı çıktığımız kararlar olmasına rağmen uyguluyoruz. Bizim işimiz bu. Fakat ‘Dağıtım Yönergesi’ ile ‘Tüzük’ arasındaki farklı bilmeyenler tarafından kamuoyu önünde suçlanıyoruz.
MÜYORBİR’in hedef olduğu bir toplantıda MÜYORBİR yönetiminden bir kişinin bile çağrılmaması, POPSAV Yönetim Kurulu Başkanı Baha Boduroğlu tarafından –masadaki televizyon mikrofonları gözükmesine rağmen- “Basın yoktu” denmesi, daha sonra “Basının geleceğinden haberim yoktu” açıklaması bizim mantık çerçevesi içinde anlayabildiğimiz bir durum olmaktan çıkıyor. Önceliğimiz her zaman birbirimize karşı dürüst olmamızdır. Elbette kişisel olarak basına röportaj verilebilir ancak bu sizin de üyesi olduğunuz bir meslek birliğini suçlama ve yaptığı hak mücadelesini yok saymaya giderse sessiz kalmak mümkün olmaz.
Şunu da belirtmek isterim ki neredeyse bütün POPSAV üyeleri, bizim haklarını takip ettiğimiz yorumcularımız ile aynı kişiler. Bir vakıf ile meslek birliğinin kuruluş amaçları ve hedefleri farklıdır. Bizlerin asli görevi zaten zor koşullarda mesleğini sürdürmeye çalışan yorumcularımızın hak edişlerini toplamak ve onu Genel Kurul’dan geçen Dağıtım Yönergesi’ne göre dağıtmak. Cevabını veremeyeceğimiz hiçbir durum yoktur. İsteyen üyemiz bize başvurarak şeffaf bir şekilde yürütülen süreç hakkında bilgi sahibi olabilir ve kendisiyle ilgili dağıtım dokümantasyonunu isteyebilir.
Çözümlerin adresi Genel Kurul
Son olarak, sayın Erol Evgin telif gelirlerinin azlığından şikayet edebilir, yönetimden de memnun olmayabilir. Ancak bunun yolu Genel Kurul’a gelerek oy kullanmaktır. Bu tüm üyelerin en doğal hakkıdır. Baktığımız zaman sayın Evgin’in son 3 Genel Kurul’a mazeret göstererek gelmediği ortadadır.
Biz her zaman yapıcı olmayı tercih ediyor ve bu sorunları kendi aramızda kamuoyunu meşgul etmeden çözmeyi diliyoruz. Yapılacak ne varsa kendi adımıza yapacağımızın sözünü veriyoruz.