Aşkın ve Pandeminin Termodinamik Hali: “Termodinamik Yasaları”

Kimi bilim insanını bunalıma sokmuş kimi bilim insanını ise intihar ettirip üzerinde çalışırken öldürmüş Termodinamiğin Yasaları neydi? Astrofizik, aşk ve ilişkiler üzerinden harika bir romantik komedi filminden yola çıkarak Termodinamiğin Yasaları ile hem kendimizi hem evrenin kaderini hem de yaşadığımız pandemiyi anlayabilmekti.

0

Mühendislik öğrencilerinin çoğunun 3 yılda geçebildiği, kimi bilim insanını ruhi bunalıma sokmuş kimi termodinamik sistemlerini araştıran bilim insanlarını ise intihar edip üzerinde çalışırken öldürmüş olan Termodinamiğin Kanunları neydi? Astrofizik, aşk ve ilişkiler üzerinden nasıl anlatılırdı? Peki, yaşadığımız pandemi ile ne alakası vardı?

“Termodinamik karşımıza çıkan her şeyde var olan bir olgudur. Buna dünyamız, kendimiz, gündelik hayatta kullandığımız makineler de dâhildir.” Termodinamiğin yasalarını anlayabilmek hem bizim hem de evrenin kaderini anlayabilmektir.

Yönetmenliğini Mateo Gil’in yaptığı İspanyol yapımı romantik komedi Las Leyes De La Termodinamica filmi aşk haliyle basit, eğlenceli, öğretici ve komik olarak karşımıza çıkıyor. Yaşadığımız pandemi süreçleri ile alakası ise yazının en sonunda sizleri bekliyor ve inanın bu virüs termodinamik biliyor.

Termodinamik Kanunlarının Büyüleyici ve Korkutucu Dünyasına Hoş Geldiniz

Termodinamik Yasaları; Sıfırıncı, Birinci, İkinci ve Üçüncü Yasası olmak üzere toplam 4 adet yasadan oluşur.

 “Kuantum fiziği, astronomi hatta biyoloji bile termodinamik ile iç içedir. Buharlı makinalar için ortaya atılmış olan bir teorinin bu denli derin felsefi sonuçlara yol açması da ayrıca şaşırtıcı bir durumdur.”

Manel astrofizikçi ve üniversitede termodinamik asistanıdır. Raquel isminde bir kız arkadaşı vardır. Pablo ise uslanmaz, yakışıklı bir reklamcıdır. Manel’in hayranlıkla yalnız yanından geçerken görebileceği güzeller güzeli Elena top model, Eva ise kendi hukuk bürosunu açmış bir ceza avukatıdır.

Sıfırıncı Yasası: eğer iki sistem, birbiriyle etkileşim içerisindeyken aralarında ısı veya madde alışverişi olmuyorsa bu sistemler, termodinamik dengededir.

Manel, Elena, Pablo, Eva birbirlerini tanımıyor iken her şey dengededir.

Pablo top model Elena’nın sigarasını yakmak için harekete geçmesiyle avukat Eva ile çarpışır. Astrofizikçimiz Manel’in ayağı burkulur ve Elena’nın kafasına vurarak dörtlü bir kozmik çarpışma gerçekleşir.

Çarpışmanın etkisini kutlamak için Pablo herkesi gece dışarı davet eder ve artık hiçbir şey dengede değildir.

Termodinamiğin Birinci Yasası: Enerji, yoktan var edilemez; var olan enerji de yok edilemez; sadece bir şekilden diğerine dönüşür.

Manel’in Raquel’e olan aşkı dönüşür ve ayrılmak ister.

Manel ve Elena kozmik çarpışmanın etkisi ile kozmik bir aşk yaşamaya başlarlar. Taa ki termodinamiğin ikinci yasası devreye girene kadar.

İkinci Yasası: Bir ısı kaynağından ısı çekip buna eşit miktarda iş yapan ve başka hiçbir sonucu olmayan bir döngü elde etmek imkânsızdır.

Entropi dediğimiz bir olgu karşımıza çıkar ve bir sistemin düzensizliğini gösteren bir kavramdır.

“Bu olgu gerçeklikle ilgili çok temel sorunların ortaya çıkmasını neden oluyor. Hatta zamanın anlamı ve evrenin kaderi hakkında sorular çıkmasına.”

Peki ama entropi nedir?

“Sıkı durun az sonra bir daha asla unutamayacağınız bir şey öğreneceksiniz.”

Termal olarak izole edilmiş büyük bir sistemin entropisi hiçbir zaman azalmaz, her daim giderek artar.

Entropi işe yaramaz atık enerjinin ölçümüdür. Sisteme dışarıdan enerji verilmediği sürece düzenin düzensizliğe, düzensizliğin de kaosa dönüşeceğini anlatır. Sistemin düzensizliği arttıkça, entropi de artar.

Setten sete, çekimden çekime koşuşturan Elena’nın bir hayali vardır, oyuncu olmak. Bu arada Pablo ve Eva’nın ilişkisi tutku dolu seks ve eğlence ile devam eder.

Kırık bir bardağın durup dururken veya kırarken harcanan enerjiden daha azı kullanılarak eski haline döndürülemeyeceği kabul edilir, potansiyel enerjinin bir kısmı ısıya dönüşmüştür ve geri getirilemez.

Neşe ve hayat dolu Elena ile sıkıcı ve düzenli bir hayat süren Manel’in ilişkilerinde zaman ileri doğru akarken tersinmez süreçler ortaya çıkar.

“Termodinamiğin ikinci kanunu bir yere düştüğünde bir cam bardağın parçalara ayrıldığını açıklar. Kullanılmayan makinelerin neden bozulduğunu açıklar. Kumdan kalelerin neden kalıcı olmadığını ve her şeyin neden unutulup gittiğini açıklar. Yapmak istediğin şeyin neden sonunda berbat bir şey olduğunu da açıklayan budur. Sevgilinin senden sıkılıp başkasını bulmasının nedenini de açıklar. Neden zamanda geri gidip de sıçtığın boku neden temizleyemeyeceğini de açıklayan budur. Aslında yaptığın her hatanın açıklaması bu. Çünkü aslında bütün sistemlerde uygulanabilir. Ve buna evrenle başlar, ardından kendi hayatınla, hayatını uğruna harcadığın boktan toplumla sona erer.” 

Üçüncü Yasası: Sıcaklık mutlak sıfıra yaklaştıkça bütün hareketler sıfıra yaklaşır.

Sıcaklık mutlak sıfıra yaklaştıkça, bir sistemin entropisi bir sabite yaklaşır. Bu -273 santigrad dereceye tekabül eden bir sıcaklıktır ve tam sıfıra ulaşmak mümkün değildir. Bunun sebebi, bütün hareketler durmasına ve buna bağlı olan belirsizliklerin yok olmasına rağmen kristal olmayan maddelerin moleküler dizilimlerinin farklı olmasından kaynaklanan bir belirsizliğin mevcut olmasıdır.

“Parçacığı gözlemlemek parçacığın durumunu etkiler. Sanki eylemi siz gözlemlerken gözlemleyebilmeniz için yapıyor gibidir. Size özel bir performans olarak da düşünebilirsiniz. Geri kalan zamanda ise ne yaptığını bilmemiz asla mümkün olamaz.”

Elena’nın karşısına kendisi gibi süper kütle, top model Lorenzo çıkar ve onunla yatar. Bunu Manel’e söylese de ayrılmak istemez. Fakat Manel’in bir diğer sorunu Elena’nın fizik kanunlarının aşkta geçmediğine inanmasıdır. Elena bir dizi atomdan daha fazlası olduğunu düşünmektedir. Bütün hayatı termodinamik ile açıklayan ve buna inanan Manel ise ilişkisini düzene sokabilecek, Elena’yı geri kazanabilecek midir?

Filmden Unutulmaz Replik: “işte gerçek aşkı yok eden ve vasat çiftlerin ilişkisini devam ettiren asıl şey bu. Bizi bencil, kötü ve şüpheci kılan şey bu: Korku!”

Geçtiğimiz 200 yılda bilim insanları arasında “evren kapalı sistem midir yoksa açık sistem midir?” tartışma konusu olmuştur. Teoloji felsefesi ile evrenin varoluşunu açıklayan bilim insanları evrenin açık bir sistem olduğunu, determinizm felsefesine inananlar ise kapalı sistem olduğunu savunmuşlardır.

“Evrende bulunan tüm enerji sürekli olarak ve tersinmez bir şekilde bozulursa uzak gelecekte şu an bulunan süreçleri devam ettirmemize yetecek enerji kalmayabilir. Ve bu da bizlerin evrenin ısı ölümü dediğimiz olguya neden olabilir.”

Kapalı bir sisteme göre; entropi her zaman artar. Meydana gelen bozunmadan sonra süreç geri getirilemez yani olay tersinmezdir.

Açık sistemcilere göre; dünya kapalı bir sistem değildir. Güneşten sürekli enerji akışı geldiği için entropiden ve bozulmadan etkilenmeden kaostan gelen düzenle sürekli gelişeceği hipotezini öne sürerler.

Körü körüne inanan ile körü körüne reddeden aynı kişidir düşüncesi ve termodinamiğin sıfırıncı kanununa dayanarak “evrende her şey mümkündür” yaklaşımı ile açık ve kapalı sistemleri savunan her iki görüşü de değerli bulduğumu söylemek isterim. Çünkü bilim bilgi inşaası ile gerçekleşir. Böylelikle bilginin evrimi sürekli gerçekleşir.

Pandemiye kadar gelen süreçlerde ise ancak mikroskobik bir sistemde tersine entropi verilebilir deniliyor, dünyada artan savaşlar, göçler, hayvan zulümleri, doğa katliamları, kutupların yok olması, iklim değişikliği gibi entropisi hızla artarak bozulma gerçekleşiyor ama sürekli geliştiği öne sürülüyordu.

Artan bu bozunmayı ortadan kaldırmanın yolu ise sisteme negatif entropi sokmak yani filmden de hatırlayacağınız üzere tüm parçacıkları aynı anda durdurmaktı. Fakat bu zamana kadar tüm dünyayı aynı anda durdurmanın mümkün olmayacağına inanılıyordu. Taa ki bir virüse kadar. İşte burada doğa veya bir yarasa bize termodinamik bildiğini gösterdi.

Keyifli Seyirler

Termodinamik Yasaları / Las leyes de la termodinámica

Doğanın Kendisini Yenilemesi ile Paylaşılan Haberler

  • Venedik’in kanallarındaki su temizlendi.
Fotoğraf: SÖZCÜ
  • NASA’nın Çin’deki hava kirliliğinin 2 hafta içerisinde azalma oranı gösteren resim yayınladı, dünyanın pek çok ülkesinde hava kalitesi arttı. İstanbul’da da hava kirliliğinin yüzde 30 azaldı.
Fotoğraf: NASA
  • Kuzey Galler’deki Llandudno’da keçiler şehre indi.
Fotoğraf: neredekal.com
  • Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu “Corona virüs tedbirleri nedeniyle üreme dönemlerinde avlanılamayan balıkların yavru  sayısında 2 kat artış var. Koronavirüs sürecinde doğa kendini yeniledi” dedi.
  • Yaban domuzları Barcelona’da gündüz sokakları turladı.
  • Japonya’nın Nara şehir sokaklarında ve metro istasyonlarında geyiklere rastlandı.
  • Panama sahillerini rakunlar işgal etti.
Önceki İçerikEmre Tankal: “Benim için Kadıköy’ün anlamı özgürlük”
Sonraki İçerik74. Cannes Film Festivali başladı
Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments