Rammstein benim için, şarkılarından ve grubun duruşundan çok daha fazlası her defasında bunu çok sık dile getiririm. Şarkıları dinlediğimde adeta o anı yaşıyormuşum gibi içimde hissediyorum sözleri. Yıllar önce uzaktan korkuyla baktığım Almanca sözlerine bir nebze olsun Rammstein, şarkılarıyla o ön yargımı yıkmış oldu. Şarkıları dinlerken düşündüğüm çok şey var. Rammstein, şarkı sözlerinde en çok hangi kelimeleri kullanıyor?
Militan bir görünüm ve tabuları kıran metinlere sahip olan Rammstein şarkılarında çıkan sözler Goethe gibi klasik şairlerden esinlenilmiş. Till Lindemann tarafından doğan kelimelerden en belirgin olan ise “liebe” (aşk), bunu 7 albümdeki şarkı sözlerinde sıkça duymamız mümkün. “aşk” (liebe) ve “kalp” (herz) Rammstein’ın şarkılarında en sık ortaya çıkan iki kelimeler olmakla kalmıyor “sen” (du) ve “erkek” (mann) gibi kelimeler peşinden gidiyor. Till Lindemann’ın yazdığı o sözlerden bazıları dilin en ünlü şairi klasik Alman edebiyatından Goethe’den ilham alıyor.
Goethe’nin “Erlkönig” (Elflerin Kralı) şiirini bilen vardır aranızda değil mi?
“Kim dörtnala sarmış böyle geç vakit gecenin ve rüzgarın içinden?
Bir baba çocuğuyla birlikte
Kollarına almış yavruyu iyice
Sıkıca kavrıyor ve sıcakta tutuyor onu” -Goethe
Bu şiirdeki sözlerin benzeri Rammstein’ın “Dalai Lama” adlı şarkısında çoktan yankılandı bile…
“Akşam rüzgarında bir uçak
İçinde çocuğuyla birlikte bir adam
Güvenli ve sıcak bir şekilde oturuyorlar
Ve böylece uykunun tuzağına düşüyorlar” -Rammstein
Goethe’nin şiirinde Elflerin Kralı, çocuğa baştan çıkarıcı bir şekilde fısıldıyor ve onu kendi dünyasına kaçırmaya çalışırken sonunda çocuk babasının kollarında ölüyor. Rammstein şarkısında ise uçak kazasını beklentisiyle kollarında ölen çocuğun çok sıkı tutunduğunu iddia ediyor.
Rammstein’ın “Hilf Mir” (Yardım Et) şarkısını çevirisi ile dinlerken her defasında feci kötü olurken, 19. yüzyılın ortasında çıkan Heinrich Hoffmann’ın “Struwwelpeter” adlı çocuk kitabında yer alan “Paulinchen” bölümüyle aynı olduğunu anlayabiliyoruz.
“Paulinchen yalnızdı
İki ebeveyn de dışarıdaydı
Odaların arasında şarkı söylerken
Sonra aniden önünde güzel bir şey gördü
Mükemmel bir oyuncak olmalı
Ben bir kibrit yakarım
Tıpkı annemin sık sık yaptığı gibi” -Heinrich Hoffmann
“Evde tamamen yalnızdım
Ebeveynimin ikisi de dışarıdaydı
Aniden önümde gördüm
Küçük bir kutu şirin gözüküyor
Ah, dedim ki nasıl da sevimli ve tatlı
Bu mükemmel bir oyuncak olmalı
Bir kibrit çaktım
Annemin sıklıkla yaptığı gibi” -Rammstein
“Mack the Knife” şarkısını Alman oyun yazarı Bertolt Brecht tarafından yazılıp, “Üç Kuruşluk Opera” (Die Dreigroschenoper) oyunu için Kurt Weill tarafından bestelendi. Şimdi sözleri size tanıdık gelecek mi, bakalım.
“Oh, köpek balığı çok güzel dişlere sahip
Ve onlara gösterir, inci beyazı
Sadece Macheath’in bıçağı var
Ancak bıçak görülmez” -Bertolt Brecht
“Ve bir köpek balığı gözleri yaşlı
Ve gözyaşları yüzünden akıyor
Ama köpek balığı suda yaşar
Dolayısıyla kimse onun gözyaşlarını göremez” -Rammstein
Bunları ele aldığımız zaman Rammstein şarkılarını aslında birer şiir olduğunu Till Lindemann’ın kalemiyle anlayabiliyoruz. Üzerinde çok şey düşünebiliyoruz sözleri okurken, bir de bu sözlere harika melodiler eklendiği zaman ortaya kusursuz bir iş çıkabiliyor. Rammstein’ın en çok bu yönünü seviyorum: sözlerinde ne anlatmak istediklerini? Şarkılarda her zaman aşk ve sevgi anlatılmalı mıdır? Yoksa daha fazlası mı?