
Grunge müziğin efsane isimlerinden Alice in Chains‘in 2002 yılında hayatını kaybeden solisti Layne Staley‘in şimdiye kadar gizli kalan günlükleri ve özel notları ilk kez kitap olarak yayımlanacak. Weldon Owen Yayınevi tarafından 11 Kasım’da okuyucuyla buluşacak olan “This Angry Pen: The Lost Journals of Layne Staley” (Öfkeli Kalem: Layne Staley’in Kayıp Günlükleri) adlı 176 sayfalık kitap, sanatçının el yazısıyla kaleme aldığı şarkı sözlerini, kişisel şiirlerini, özgün sanat eserlerini ve nadir fotoğraflarını bir araya getiriyor.
Simon & Schuster dağıtım şirketinin web sitesinde yer alan kitap açıklamasında, “Bu etkileyici koleksiyon, efsanevi Alice in Chains frontmaninin son derece kişisel ve yaratıcı yönünü ilk kez gözler önüne seriyor. Bugüne kadar hiç görülmemiş şiirleri, ham el yazısıyla kaleme aldığı şarkı sözleri, içten notları ve karalamaları aracılığıyla, Layne’in iç dünyası ve duyguları canlanıyor, bir nesli tanımlayan müzik dehasının zihnine benzersiz bir bakış sunuyor” ifadeleri yer alıyor.

Müzik kariyerine 1980’lerde Seattle bölgesinde Sleze gibi glam rock gruplarında başlayan Staley, 1987’de gitarist Jerry Cantrell, basçı Mike Starr ve davulcu Sean Kinney ile birlikte Alice in Chains’i kurdu. Grup, 90’ların en etkili grunge rock gruplarından biri haline geldi ve 1995 tarihli kendi adını taşıyan albümleri Billboard 200 listesinde zirveye yerleşti.
Mad Season ve Class of ’99 gruplarıyla da çalışmalar yapan Staley, 90’ların ikinci yarısında depresyon ve uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele ederken giderek içine kapandı. Sanatçının cansız bedeni 17 Nisan 2002’de Seattle’daki dairesinde bulundu ve yapılan otopsi, ölüm nedeninin iki hafta önce aldığı kokain ve eroin karışımından kaynaklanan kazara aşırı doz olduğunu ortaya koydu.
Kitap tanıtımı şöyle devam ediyor: “Layne’in karalamaları ve içten düşünceleri, kendi mücadelelerini verirken bile sanatına ve hayranlarına çok şey veren bir adamın duygusal derinliklerine açılan bir pencere sunuyor. Yeni ve eski hayranlar için bu, Layne’in sanatçı kimliği ve insani yönüyle daha önce hiç mümkün olmayan bir şekilde bağ kurma fırsatı. Onun hikayesi, kendi sözleri, yaratımları ve sonsuza dek değiştirdiği hayatlar aracılığıyla anlatılıyor ve müziğin, sanatın ve insan ruhunun kalıcı gücünün bir kanıtı niteliğinde.”