Tam ismi ile Muhtar Cem Karaca, şu tarihte şu yerde doğdu gibi klasik bir biyografi sunmak elbette kolay olacaktır. Bugün size sosyal medyanın her noktasında yazılmış olan o klasik biyografiyi değil de, çağının Dadaloğlu Karacaoğlan’ı olan “İşçisin sen, işçi kal!” diyen, İlyas’ın Temel’in ve Süreyya’nın hikayesini bize aktaran Anadolu Rock’ın efsanesi Cem ustayı anlatacağım.
Gençlik yıllarında sanatla ve müzikle iç içe olan bir adam Türkiye’de sevmenin dahi yasak olduğu yıllarda sevda, özgürlük, emek üzerine şarkılar yapmaya ve söylemeye başlayınca kavgaları da başlattı haliyle.
1971 senesinde Mehmet’e Ağıtı, 1973’te dünyanın köhnemişliğini Obur Dünyayı, 1974’te Namus Belasını seslendirdi bize. Her şarkısında yeni bir hikâye bıraktı topluma, yaşadığı ülkeye ve dünyayı faziletli bir insan duruşu ile karşıladı zamanın çarkını. “Dervişan” grubu ile çıktı sahneye halen kavgasının sürdüğüne inandığım İşçi Hakları’na göndermeli bir yanıt verdi aşkın ihtirası ile ve haykırarak “İşçisin Sen, İşçi Kal!” diyerek.
Türk edebiyatının en büyük ustalarından biri olan Nazım Hikmet’in şiirlerini besledi sonra Kerem Gibi, Çok Yorgunum, Ceviz Ağacı, Bence Sende Herkes Gibisin gibi halkımızın nazarında anlam ve kıymet bulan eserler koydu ortaya. Büyük olanın sadece eserler değil de o eserlerin sarsılmaz bir inanç ve sevgi ile ortaya konması Cem Karaca’yı sadece şarkılarıyla değil sadece sanatçı olarak değil ayrıca bir münevver olarak Türk halkının kalbine soktu.
Ve bir darbe oldu sonra yurt dışında geçirilen 8 sene yine de ayıramadı onu sazından, sözünden ve çok sevdiği memleketinden. Yıl olmuş 2024 sanatçı yerine sirk maymunlarının sahnelerde boy gösterdiği bugünden bakınca sözünün arkasında durup halkı için mücadele eden Cem usta kimilerinin aksine kuliste yiyecek içecek nazı yapmaktansa memleketine dönüp ailesine, halkına kavuşmak gayesi ile için için yandı desek yeridir.
Bu dünyadan bir Cem Karaca geçti elbette ona yapılan kötülükleri, çektiği acıları, sürgünlüğü, dönek iftiralarını ve vatandaşlıktan çıkartılıp hain denmesine rağmen o sanatıyla, duruşuyla nice zalimi tarihin çöplüğüne bıraktı. Anadolu Rock’ın güneşi olduğunu söylesek az gelir.
Zamanın hengamesinden midir, yoksa samimiyetimizi 2 günde kaybedip düşman oluşumuzdan mı bugün kıyafet gibi sevgili değiştirdiğimizden mi, bilemem ama sevda deyince aklıma Cem ustanın sözleri geliyor:
“Sevda kuşun kanadında
Ürkütürsen tutamazsın
Ökse ile sapanla
Vurursun da saramazsın”
Şimdilerde çoğu duygunun bizatihi sanatçılar tarafından kirletildiği bir durum varken, büyük usta Almanya’ya gidince orada olan işçilerin hayatını anlatıp şarkı yapınca suçlu oldu, nakış nakış sevgiyi işleyince suçlu oldu, 1 Mayıs günü için İşçi Marşı’nı söyleyince “komünist, bölücü, Allah’sız” sıfatlarını yakıştırdılar ona. Eminim onu bir kez olsun dinlemeden:
“Dervişanız hak dost deriz
Dervişanız dervişan
Allah yar yar
Allah yar
Bu can emanet bu bedene
Sonunda sararlar kefene
Allah yar yar
Allah yar
Yol bir, akıl bir
Bak da görebil
Sev, korkma sakın
Rab sana yakın
Allah yar yar
Allah yar
Üç var, yedi var
On iki var, kırk var
Altı bin altı yüz altmış altı inen var
Allah yar yar
Allah yar”
Başkalarını bilmem ama ben onun hala aramızda yaşadığını ve şarkılarıyla bize ilham olmaya devam ettiğinden eminim. Öyle eserler ortaya koymuş ki kendi devrinden bu zamana yaşadığımız bir çok olay halen devam ediyor. “Safinaz” diye bir eseri var mesela. Ülkemizin geçmiş ve geleceği arasında en güzel sözü söylediğini “Bu döngü kısır döngü. Başı var da sonu yok. Dönüyo’m dönemiyo’m” belirtmek gerekir.
Ne zaman Gülhane’ye gitsem o Ceviz Ağacı hangisi diye sorup merak ediyorsam ona borçluyum diyebilirim. Karanlık bir dönemdeyken bile bu ülkenin çocuklarına “Bu Son Olsun” diye seslenir ve şöyle der:
“Bugün sen çok gençsin, yavrum
Hayat ümit, neşe dolu
Mutlu günler vadediyor
Sana yıllar ömür boyu
Ne yalnızlık ne de yalan
Üzmesin seni
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun, bu son
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun, bu son”
Hani demiştin ya “Sen de Başını Alıp Gitme” diye, ah be Cem usta.
Koca bir hikaye, kalbimize işleyen şarkılar ve memleketi bıraktın bize.
“Biz görmedik sen görürsün yavrum, Daha mutlu Türkiye’mi mutlaka” dedin.
İnşallah o romandaki hayali gerçekleştiririz.
Büyük ustaya sevgi ve rahmetle.
Esenlikler.