Redd solisti ve şarkı yazarı Doğan Duru, ilk albümü Epoch’u 13 Mart’ta dinleyicilerin beğenisine sundu. Duru ile hem Epoch albümü hem de müzikal yönüne dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
– Nasılsınız, evde gününüz nasıl geçiyor ve bu süreçte neler yapıyorsunuz?
Doğan Duru: Uzun zamandır zaten evdeydim Epoch yüzünden. Tam bitirmişken Covid 19 çıktı ve evde kalmaya devam ettim. Bu biraz ağır oldu tabii yaklaşık 9 aydır evdeyim. Şu an pek bir şey yapmıyorum aslında çok içimden gelmiyor ama yavaş yavaş Redd’in yeni albümü için kolları sıvayacağız.
– İlk albümünüz Epoch ve ilk solo albümlerin süreçleri genelde özeldir. Var mıdır hiç unutamadığınız anılarınız?
D.D.: Zor bir süreçti, tek başıma her aşamasının üstesinden gelmeye çalıştım. Bu hem değişik bir süreç hem de keyifli bir yorgunluk verdi.
– Albüm kayıt sürecinden bahsedebilir misiniz? Albümün perde arkasında kimler var?
D.D.: Albümde 4 şarkıda Berke Özgümüş davulları çaldı, diğer duyulan her şeyi ben hallettim sonrasında miksleri de kendim yapmaya karar verdim. Albümdeki şarkıların çoğu albüm fikrine karar verdikten sonra çıktı. Baştan Başlayamam’ın sözlerini albümü plak şirketine teslim etmeden 3 gün önce bitirdim mesela. Albüm için 18 şarkı yazdım bunlardan bazılarını albüme koymaktan vazgeçtim. Kayıtları ve miksleri bitmiş olmasına rağmen kullanmadım.
– Epoch’un anlamı olarak “çağ” olduğunu söylemiştiniz. Albüm ismi olarak seçme sebebiniz nedir?
D.D.: Albüm hem benim müzikal serüvenimin başından bu zamana kadar olan bölümünü anlattığı hem de dönemin artık yeni bir çağın habercisi olduğuna dair çokça emaresini hissettiğim için ilk günden beri Epoch olarak anıldı kafamda.
– Albümünüzün sound’u çok nitelikli ve doyurucu. Bu yıl için dileğim şöyle keyifle oturup dinleyebileceğim albümlerin çıkmasıydı. Epoch’un bana o duyguyu yaşattığını söylemeliyim. Eminim çoğu kişi dinlemiştir ama hala dinlememiş birine albümünüzü nasıl özetleyebilirsiniz?
D.D.: Bu albümü bir hırsla yapmadım, bir yarışım yok varsa da kendimle o yarış. İnsanların dinleme alışkanlıkları eskisinden çok farklı, şu yüzden dinleyin demek bana biraz zorlama geliyor ama bu bir albüm… Single’ların şansı daha fazla olmasına rağmen bence duyguları bütünleyici değil, bu albüm baştan son duyguları bütünleyebiliyor kanısındayım.
– Biliyorsunuz ki, birçok grup ve müzisyen şarkılarını single formatında yayınladığı dönemden geçiyorken, siz albüm ile karşımızdasınız. Ülkemizde albüm üretmenin neredeyse zor olduğu şu dönemde siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
D.D.: İnsanlar üretemiyor demek çok zorlama bir cümle kurmak olur yine de insanların bir şarkıyla çıkma nedenlerinden biri de dijital platformlarda şansının daha fazla olması yüzünden belki. Sistem insanları tek şarkıya yöneltiyor. Aracı kurum albümden 1 şarkı önerisi kabul ediyor dijital platformlardaki listeler için diğer 10 şarkı arayanın önüne çıkıyor sadece oysa her ay yayınlanacak bir single‘ı her ay önerebiliyorsunuz. Bu da her ay gündemde olmanızı sağlıyor, isminiz için iyi bir pazarlama stratejisi olarak tercih ediliyor, albüm yapmak avantajlı değil ama ben bu sistemin dayatmaları veya avantajları yüzünden müzik yapmıyorum. Single asla yapmam diyemem ama bir albüm yapmışsam onu single’lara bölmem.
– Bu soruyu size sormayı çok istiyordum. Sizce Tribute albümleri bir ihtiyaç mıdır?
D.D.: Ölmüş sanatçılar için anlamlı olabilir.
– Doğan Duru olarak ilerleyen zamanlarda sahnede görebilme olasılığımız nedir? Solo olarak konser vermek istiyor musunuz?
D.D.: Bilmiyorum, bu hastalık yüzünden değil daha önce de bunun için plan yapmamıştım çok fazla ilgi olursa olabilir ama normal koşullarda düşünmüyorum. Benim için üretim aşaması çok keyifliydi konserlerde sihri kaçsın istemiyorum.
– Duygusal boşlukların müzik ile doldurabileceğini düşünüyor musunuz? Sizce müzik, hayata tutunma yolu mudur?
D.D.: Müzik herkes için farklı manalar ifade eder, elbette zamanı da boşluğu da doldurabilir fon da olabilir hatta meze de. Yaparken bunları düşünmüyorum benim için hayatın zehrini attığım en güzel anlar müzik yaptığım ürettiğim anlar varlığın nedeni ve hayata tutunuşumun bir parçası.
– Opera sanatçısısınız aynı zamanda. Opera size neler katıyor?
D.D.: Ben çok uzun yıllar bu konuda iyi eğitim almış, iyi okullarda iyi sahnelerde opera yapmış bir tenordum tabii ki hem melodik olarak algılarıma hem de ses tekniği olarak sesime katkısı çok büyük bir geçmiş bu.
– Şunu çok merak ediyorum da, albümlerinizi dinleyen, dinleyip de düşünen bir insanda neler kalsın isterdiniz?
D.D.: Sözlerin arkasında kalanlar, melodilerin ardında az duyulsa da kendi melodisini çalan enstrümanlar.