Özgün besteleri ve tarzıyla, kendi adını taşıyan ilk EP çalışmasını 2015 sonu çıkaran Engin Blues, 3 şarkılık yeni single’ı “Haberi Duydun Mu”yu müzikseverlerle buluşturdu. Biz de kendisine merak ettiklerimizi sorduk.
– Merhaba öncelikle okurlarımıza biraz Engin Blues‘dan bahseder misiniz?
Engin Blues: Engin Blues yaklaşık 1.5 yıldır var olan bir proje. Sevdiğim pek çok müzik türü bana göre Blues’dan geliyor. Örneğin, Swing, Country, Caz, Rock vs. Blues temelli bir müzik yaparken Blues’dan doğan değişik tarzları da kullanmanın yolunu arıyorum Engin Blues içinde. Yüzde yüz Blues olmalı diye bakmıyorum. Ama bir yerlerde mutlaka Blues var. Hayatımda Blues var zaten. Hüzünden, kederden ve acıdan kaçmak imkansız.
– İlk EP’nizin ardından yeni çalışmanız “Haberi Duydun Mu?” İle karşımızdasınız, bizlere biraz bu çalışmanızdan bahseder misiniz?
E.B.: “Haberi Duydun Mu?” 2016 yılının sonbaharında çıktı ve 3 şarkı içeriyor. 3’ü de çok farklı şarkılar. Yine değişik türleri bir araya getirmeye çalıştık. Elbette temelde Blues var ama Rock’n Roll da var. Hatta parçalardan biri Caz tınıları içeriyor.
– Albüme dair gelen yorum ve eleştiriler nasıl ve ne yönde?
E.B.: Yorumlar genelde iyi oldu. Eleştiriler de her zaman olacaktır. Eleştirileri değerlendiriyoruz. Sonuçta müzik uzun bir yolculuk. Bu yolculuk boyunca bir sürü deneme yapmak istiyorum. Elbette en iyi şartları yakalamak zor. Ama bir sonraki işlerin öncekilerden daha iyi olması gerekir. Bunun için eleştirilere önem vermek gerekiyor.
– Türkiye’de Türkçe sözlü Blues yapan ve son yıllarda bu tarz ile anılan en değerli isimlerdensiniz. Peki ülkemizin Blues geçmişi hakkında (Fethi Taner, Yavuz Çetin, Asım Can Gündüz) gibi isimler hakkında görüşleriniz ve şu anda ülkemizde bu müziğin konumu hakkında görüşleriniz nelerdir?
E.B.: Türkiye’de Türkçe sözlü Blues üreten birilerine son zamanlarda pek denk gelmedim. Mutlaka vardır ama ben bilmiyorumdur çünkü her şeyi bilmek ve takip etmek çok zor. Asım Can Gündüz’ün tüneldeki dükkanına çok giderdik. Eline gitar alsın da çalsın diye beklerdik. O devirde ortalıkta iyi gitar çalan pek kimseler yoktu. Varsa da biz bilmiyorduk. İnternet de yoktu. İyi gitar çalan birini canlı izlemek çok değerliydi. Ayrıca oldukça sempatik biriydi. Fethi Taner’i de 90’lı yıllardan hatırlıyorum. Kulağa çok tuhaf gelen acayip şarkıları vardı diye aklımda kalmış. Yavuz Çetin’le de çalışmış olması lazım. Yavuz Çetin’i de hem kendi grubuyla, hem MFÖ ile canlı izledim. Çok iyi bir gitarist olmasının yanında, Türkiye’de Blues müziğini sevenleri bir şekilde bir araya toplamak gibi birleştirici bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu çok önemli çünkü bu etki hala sürüyor.
– “Haberi Duydun Mu?” İsimli çalışmanızı dinlerken, yer yer Rock birleşimlerini de hissettim, mesela bundan sonraki çalışmalarınızda Hard Rock ve Heavy Metal ile Blues birleşimlerine rastlayacak mıyız?
E.B.: Benim Hard Rock çalmam çok doğal çünkü Blues’dan önce yıllarca Hard Rock ve Heavy Metal çaldım. Köklere, yani Blues’a dönüş son yıllarda gerçekleşen bir durum. Ancak bundan sonra ne olur bilmiyorum. Çünkü bundan 10 yıl önce bana ileride Blues çalacağımı söyleselerdi inanmazdım. Ama şimdi çalıyorum. Heavy Metal ile Blues’u birleştirir miyim? Bugünkü yanıtım ‘hiç sanmıyorum’ olurdu.
– En çok etkilendiğiniz müzisyenler kimlerdir?
E.B.: Gitarist olduğum için gitaristlerden örnek vermem gerekir. Ancak bugün çaldığım müzikle fazla ilgisi olmayan isimler vereceğim. Geçmişte çok dinlediklerimden Eddie Van Halen, Gary Moore, Al Di Meola ilk aklıma gelenler. Blues’culardan ise öncelikle Freddie King, ve sonra T-Bone Walker, Eric Clapton, Stevie Ray Vaughan gibi isimleri sayabilirim.
– Blues ile nasıl tanıştınız ve bu müziği yapmaya nasıl karar verdiniz?
E.B.: Aslında tüm Rock gitaristleri Blues’a aşinadır çünkü Rock, Blues’dan geliyor bence. Rock çalarken Blues ile pek ilgilenmedim. Hayatımın bir döneminde yurt dışındaydım ve müzikten uzaklaştım. Geri döndüğümde içimde çok güçlü bir Blues çalma isteği vardı. Nereden kaynaklandığını bilmiyorum. Sonra da bir Blues grubu kurmam kaçınılmazdı çünkü çalmak zorundaydım. Buna ihtiyacım vardı.
– Ülkemizde takip ettiğiniz ve bizlerle paylaşmak istediğiniz isimler var mı bu tarz dahilinde müzik yapan?
E.B.: Bana pek fazla grup yok gibi geliyor ama belki de bu benim cehaletimden kaynaklanıyor olabilir. Kadıköy’de son zamanlarda tanıştığım Blues çalan değerli arkadaşlar ve gruplar var ancak unuttuklarım olabileceğinden şimdi özellikle 1-2 isim vermek istemiyorum.
– Engin Blues şarkılarını yazarken genelde nelerden beslenir ve müziğine genelde hangi temalar sunar?
E.B.: Elbette bir şeyden esinleniyorum. Ama bu herhangi bir şey olabilir. Bir melodi olabilir veya bir şarkıda geçen bir cümle olabilir. Uydurma bir hikaye olabilir veya bir tanıdığın başına gelen bir olay olabilir. Bir kısıtlama veya belli konulara özellikle odaklanma söz konusu değil. Müzikte ise, dediğim gibi Blues ve Blues ile ilişkili türlerden besleniyorum.
– Genel olarak Türk Rock ve Metal camiamızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
E.B.: Doğrusunu isterseniz çok içerisinde değilim. O nedenle çok fazla söyleyecek şeyim yok. Ama küçük bir camia ve herkes birbirini tanıyor gibi.
– Konserleriniz nasıl geçiyor ve bu yönde sürpriz planlarınız var mı? ve en yakın zaman içerisinde nerelerde izleyeceğiz sizi?
E.B.: Konserler iyi geçiyor. En yakın konser şu an için belli değil ama facebook, instagram sayfalarımızdan takip edebilirsiniz. Aslında bir sürpriz haber var. Temmuz ortasında 4 yeni şarkı kaydettik. Tarz olarak yine değişik sonuçlar oldu, örneğin bir Rockabilly denemesi yaptık. Ayrıca konuk müzisyenlerimiz vardı. Çıkış tarihi henüz belli değil ama önümüzdeki aylarda olacaktır.
– NouvArt olarak sorularımızı yanıtladığınız için size çok teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz. Son olarak bu satırları okuyan sanatsever dostlarımıza neler söylemek istersiniz?
E.B.: Çok teşekkür ederiz. Blues güzel müziktir, Blues’a kulak verin ve destekleyin. Konserlere bekliyoruz.