“Tıpkı Microsoft’tan Nathan Myhrvold’un (eski doktora sonrası öğrencim) belirttiği gibi, Madonna’nın cinsellik üzerine olan kitaplarından çok daha fazla fizik kitabı satmış durumdayım.”
Stephen Hawking’in söylediği bu söz fizik alanında yazılmış tüm kitaplarla eşleştirilebilseydi keşke, fakat sadece Stephen Hawking’in Zamanın Kısa Tarihi kitabı için geçerli. Dünya üzerindeki her 750 kişiden birinin edindiği kitap yayınlandığı 1988 yılından itibaren çok ciddi satış rakamlarına ulaştı. İnsan varlığının ulaşamadığı noktalara ulaşmamızı sağlayan kitaptaki bilgilerin yanı sıra, evren ve yine insan varlığı üzerine sorduğu sorulardan dolayı bu derece büyük bir satış rakamına ulaşmasını yadırgayamayız. Nereden geldik? Ve neden evren şu an olduğu gibi?
Zamanın Kısa Tarihi’nin 2016 yılında yine Stephen Hawking tarafından genişletilmiş yeni baskısı ile karşı karşıyayız. Alfa Yayınları tarafından yayımlanan kitabın en önemli unsuru sorduğu sorulardan ziyade katı, formüllerle bezenmiş bir fizik kitabından gayet uzak olup her okuyanın anlayabileceği bir anlatımı benimsemesi. Bunu yaparken Einstein’ın Uzay ve Zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramı’nı, Big Bang ile başlayıp Kara Delik kuramıyla genişleten Hawking, Kuantum Mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı’nı birleştirilmesi gerektiğini söyleyerek evrenin döngüsünün hiç bilmediğimiz yönleriyle bizleri tanıştırıyor
11 bölümden oluşan kitap, 2016 yılı baskısına ek olarak 10 sayfalık ilave ile genişliyor. Zaten kitap Genişleyen Evren teorisinden, Kara Delikler teorisine, Belirsizlik İlkesi’nden, Zaman Oku’na son derece ilgi çekiciyken 10 sayfa ekle genişleyerek yeni bir boyut kazanıyor. Bilgi Paradoksu’ndan bahsediyor Hawking. 2016 yılına kadar verdiği bilgileri sorguluyor. Bizzat kendi verdiği ispatlı bilgilerin kat ve kat üzerine çıkarak yeni teorilerde bulunuyor. Kara Deliklerle ilgili mesela; kara deliğe düşen nesnelerin bilgisinin sonsuza kadar kaybolduğuna ya da bizimkilerden ayrı bir evrende bulunduğuna inanırken bu teorisinin yanlış olduğunu ve yanıldığını söylüyor.
Hawking’i çok iyi bir bilim adamı yapan özelliği işte tam da bu olsa gerek. Araştırma yapmaktan ve kendini bile yanıltmaktan hiçbir zaman vazgeçmiyor oluşu. Daha da önemlisi Hawking’in soru sorma yetisi. Evren nasıl başladı ve başlamasını olanaklı kılan şey neydi? Zaman her daim ileri doğru mu akar? Evrenin bir sonu veya sınırı var mı? Uzayda başka boyutlar var mı? Her şey sona erdiğinde ne olacak? Ki Hawking yine 2016 yılında yaptığı bir açıklamada 2600 yılında dünyanın tamamen yok olacağına ilişkin verdiği demeçle de gündeme oturmuştu. Dünya hızla bir ateş topu olup yok olma sürecine doğru gidiyor demişti; aynen ilk başlangıç döneminde olduğu gibi.
Stephen Hawking 1960’ların başında 21 yaşındayken tedavisi olmayan Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığına yakalandı. Motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking’i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm etti. Fakat bu hastalık onu çalışmalarından alı koymadı. 21 yaşında yakalandığı bu hastalık eşliğinde 77 yaşına kadar yaşayarak fizik ve bilim dünyasında çığır açıcı araştırmalarda bulundu, makaleler yayımladı. Hem çok iyi bir bilim adamı hem de yakalandığı hastalığa aldırmaksızın, hastalıkla birlikte yaşamayı kabullenerek çalışmalarına hiç ara vermeyen Hawking hiç şüphesiz ki çağımızın en önemli bilim adamı.
Zamanın Kısa Tarihi kitabı evren ve insan üzerine birçok bilinmeyen, merak uyandırıcı detayı bize yüksek sesle söylüyor. Duymak ve okumak isteyenler için çok önemli bir kaynak. Alıp okuyun lütfen.
Yazar | Stephen Hawking |
Yayınevi | Alfa Yayınları |
Çeviri | Mehmet Ata Arslan |
Yayın Tarihi | Kasım 2019 |
Türü | Bilim |
Sayfa Sayısı | 263 |