Bu bir Güven Erkin Erkal yazısıdır;
Bu yazımda size birini anlatacağım: Ki aslında duruşu, tavizsizliği ile o kendisini, uzunca bir süreç içinde herkese anlattı ve tanıttı.
Yıl sanırım 96…
Radyo D frekanslarının o zamanki adıyla Radyo Kulüp‘te kesişti yollarımız. Sonra Radyo D adını aldığımız o tarihe de şahitlik ettik birlikte…
O zamandan bu zamana kadar da hiç kopmadığım, salt görüşmelerle de sınırlamadığım özel bir sevgim hep vardır canım Güven’e.
Güven ve yayınlarıyla, dinlediğimiz müziğin rehberini bulmuş olmamızın güzelliği bir yana, bilgilerini mütevazı şekilde aktarışı, bu alemin en deneyimlilerinden olmasına rağmen bu özelliğini asla -ben hepsini bilenim üslubunda- yansıtmaması ve prodüktöründen müzisyenine, en son noktada ise müzik severlere bu donanımını ulaştırma tarzı, herkes için özel kıldı onu.
Kimse yokken ve kimseler onun yayınladığı şarkıları çal(a)mazken, hatta o şarkılar radyonun arşivinde bile bulunmazken, kendi arşivinden getirdiği kasetleri sırt çantasına yüklenmiş stüdyoya girişleri hep gözümün önündedir.
Gerçek bir yayıncı, gerçek bir radyo emekçisinden bahsediyoruz.
Ve bu, bunca yıl bu yayıncı profesyonelliğiyle harmanladığı amatör ruhunu kaybetmeden, 23 yılı aşkın bir süre aynı program ve aynı frekans üzerinden yayınlarına devam etmesini de en iyi açıklayandır aslında…
Ki bakınız ulusal radyolar dediğimiz mecra bir de TV kanalı bağlantılıysa, çok çalkantılıdır; her büyük başın gözünü diktiği, bir şekilde başa geldiğinde de kendi kadrosunu yerleştirdiği, bildiğiniz baya kaygan zeminli bir yerdir.
Bu zeminde yer bulmak için her şeyi yapanların bile tutunamadığı…
Ve işte Güven böyle bir ortamda, üstelik ne yayınından ne kendisinden gram ödün vermeden bunca yıl istikrarla yayınına devam edebilmiş bir kahramandır.
Rock müzik ana ekseninde metalden, alternatife tüm bu akımların koruyucu neferi olmayı sürdürmüş yegane isimlerin başındadır. Ardından gelenlere öncü, yol gösterici ve her şekilde ona danışan herkese yardımcıdır.
Kitapları, araştırmaları, fanzinleri, koleksiyonları, tv programları ve üniversite benzeri yerlerde katıldığı seminerleri göz önünde bulundurursak Güven, elbette hiçbir zaman bir radyo programından ibaret olmadı.
Yani diyeceğim o ki dostlar; “\m/aksimum Rock‘ın sonuna geldik.” duyurusu ardından ilk günün şokunu ben de çok dipte yaşamış birisi olarak söylüyorum: Benim tanıdığım Güven ya o radyo programını başka formatlara sokar ve daha etkin bir şekilde yine sevenlerine ulaşır ya da zaten başka bir frekansta karşımıza çıkar.
Kazanan her şekil Güven… Onunla büyüyen, dinlediği müziğin detaylarını öğrenen dinleyicileriyle, müzik yapan onca yeni nesile danışan olarak verdiği emekleriyle ve dahasıyla…
Bu güç aslında ne ulusal kanallarda, ne o kanalların başında bulunup da konumunun yetkilerini sonuna kadar -tam da astığı astık kestiği kestik tarzda- kullanan da var.
Hepsi gidecek ve biliyor musunuz yine Güven kalacak, taviz vermeden ve sert kalarak!
Müzik dinlemek seninle hep çok güzel sevgili Güven, nereden ve ne şekilde ulaştığın da çok önemli değil artık bu dijital çağda…
Bu son programa 23 yılın özetini sığdırmak mümkün değil. Kolay değil; 1206 program yapmışız. Tekrar ve sık çalanları hesaplayarak söyleyebilirim ki 10.000 kadar farklı şarkı gelip geçmiştir \m/aksimum Rock’tan. Programa sığamayacak şarkılar için çok üzgünüm. 23:00’de başlıyoruz pic.twitter.com/pPcr0ny9mm
— Güven Erkin Erkal (@rokerr) 9 Mart 2019
\m/aksimum Rock programının son yayınında çalan şarkılar;
SERT KALIN, TAVİZ VERMEYİN…
Beyza Cumbul